26 Nisan 2024 Cuma
İstanbul 15°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Son CHP kurultayının sarsıcı anatomisi!..

Mehmet Faraç

Mehmet Faraç

Eski Yazar

A+ A-

"Yeni CHP"nin son kurultayı, partinin kuruluş günü olan "9 Eylül"den 3 gün önce yapıldı...

Siyasetin psikolojisi, sosyolojisi ve örgütlenmesinden önce matematiğini önemseyen biri olarak, kurultayın sonucunu, partinin ve en önemlisi de cumhuriyetin geleceği açısından herkes gibi ben de çok düşündürücü buldum...

4 yılda 4 seçim hezimeti yaşayan Kılıçdaroğlu, yönetiminin karşısına ilk kez bir genel başkan adayı çıktı ve Muharrem İnce, 415 oy alarak etkili bir uyarı yaptı.

Ancak asıl şaşırtıcı olan, Kılıçdaroğlu'nu genel başkan göstermek için imza veren 944 delegeden ancak 740'ının CHP liderine sandıkta oy vermesiydi!..

Genel başkan seçimlerindeki geçersiz 26 oy arasında; Ankara, Aydın ve Antalya milletvekillerinin oy kullandığı 2 nolu sandıktan çıkan 5 oy da dikkat çekiciydi!..

"204" delegenin verdiği mesajı da CHP yönetiminin ve örgütlerinin çok iyi algılaması gerekiyor...

Delegeler; Kılıçdaroğlu'nun "rakı masalarında siyaset yapanları uzaklaştıracağız" sözüne mi tepki gösterdi yoksa "Bırakın bu Atatürkçülük edebiyatını" şeklindeki parti tabanında şok yaratan vahim konuşmasına mı?.. Kuşkunuz olmasın; Bu sorunun yanıtı 2015 seçimlerinde çok daha ilginç biçimde sandığa yansıyacaktır...

MYK'NIN HEZİMETİ!..

Kılıçdaroğlu'nin 740 oyla genel başkan seçildiği kurultayda, 4 yıldır yanında yer alan bazı isimlerin yaşadığı hezimet de unutulmayacak cinsten...

MYK üyeleri Haluk Koç 564, Bülent Tezcan 457, Aytun Çıray 449, Sezgin Tanrıkulu 400 ve Gürsel Tekin ancak 388 oy alabildiler!..

Kılıçdaroğlu'yla çalışan Gülseren İnanç'ın 445, Sena Kaleli'nin 422, Nihat Matkap ve Yakup Akkaya'nın 401, Alaattin Yüksel'in 374 ve Bülent Kuşoğlu'nun ise ancak 361 alması, CHP tabanında ne kadar karşılık bulduklarını da gösterdi...

Çünkü bu kişilere toplam "delege sayısının ancak üçte biri" destek verdi!.. Birçok delege bu vahim durumu şöyle yorumladı;

"Kılıçdaroğlu bu isimleri anahtar listesine almasaydı hepsi büyük hezimet yaşayacaktı. Bu sonuçlar yeni MYK'yı çizerken CHP liderine önemli bir rehber de olacaktır!"

CEMAATE MESAJ...

CHP-cemaat ittifakının yarattığı algı da Çankaya seçimindeki hezimetin önemli nedenlerinden biriydi...

Kurultayda, din adamı İhsan Özkes'in, delege sayısının yarısı kadar olsa da en yüksek oyla seçilmesi ilginçti ama adları "cemaat"le anılan Erdoğan Toprak'ın 297, her fırsatta F. Gülen'e saygılarını sunan Muhammet Çakmak'ın ise ancak 18 oy alması darbe gibiydi...

Diyeceksiniz ki; "CHP'de onca Atatürkçü, solcu, devrimci dururken, Mehmet Bekaroğlu gibi bir Refah Partili'nin takiyeyle PM'ye alınması da vahim bir skandal değil mi?.."

150 VAHİM İPTAL!..

CHP kurultayında en çok şaşırtan olaylardan biri de PM seçimlerinde tam 145 delegenin oylarının, "hatalı işaretleme" nedeniyle iptal edilmesiydi!..

CHP genel merkezi bu sonucu çok dikkatle tartışmalıdır... 145 delege, gerçekten hata mı yaptı, protesto mu etti yoksa oy kullanma konusundaki eğitimsizliğin kurbanı mı oldu?..

Doğrusu "eğitimli, aydın, bilinçli" olarak bilinen CHP delegelerinin verdiği bu vahim fire, yalnızca delege tespitlerindeki kriterleri deşifre etmedi, parti içi demokrasiye zarar veren büyük bir çıkmazı da gözler önüne serdi...

CHP'NİN İZMİR DELEGESİ...

Hadi diyelim ki oyları iptal edilen 145 kadar delege "donanımsız" sayılabilir... Peki ya "bilinç" ve "aydınlanma" denince akla ilk gelen İzmir'e ne demeli?..

Kentin 26 milletvekilini bilmiyorum ama İzmir'deki 52 delegeden bana yalnızca "1" oy çıkmasını hiçbir zaman unutmayacağım...

Ve tabii hep sol ve özgürlük diyerek, "cumhuriyetçi", "Atatürkçü" mücadelemle onlar üzerinde nasıl bir algı yarattığımı da sorgulayacağım!..

Kimseye kırgınlığım yok... Bana oy veren o cesaretli yüreği alnından öpüyor, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, İl başkanı Ali Engin'i ve CHP'nin İzmir delegelerini selamlıyorum!..

YÜREKLİ DOSTLARA TEŞEKKÜR...

Sıra geldi teşekküre... Kılıçdaroğlu'nun ilk genel başkan seçildiği Mayıs 2010'daki kurultayda, en yüksek oyla parti meclisine girenlerden biriydim...

Atatürk'ün partisi "yeni CHP" iddiasıyla bir değişim- dönüşüm başlatarak rotasından kaymaya başlayınca, yaklaşık 1100 delegenin oy kullandığı geçen yılki kurultayda, 300 civarında oyla PM'nin yedek listesine girmiştim...

Birinci sıradaki adayın ancak 665 oy alarak seçildiği 3 gün önceki son kurultayda ise "230 oy" alarak aslında yüzdelik açıdan delege desteğini korudum...

Amacım; doğrularını hep desteklediğim, hatalarını ise eleştirdiğim CHP'nin içinde de dik ve onurlu durarak mücadele etmekti... Elimi bu yüzden taşın altına koydum...

Başta bana oy veren 230 delege olmak üzere, seçim çalışmalarında katkılarını unutamadığım, Ankara'daki genç arkadaşlarımdan Asya Banu Pehlivan, Orhan Engin, Ezgi Kaya, Volkan Taşdemir, Sezer Özseven ve Rabia Ulaş'a teşekkür ediyorum...

Yüzlerce delegeye SMS'le ulaşmamı sağlayan Buket Güneş ve Seher Şafak'a, propaganda kartlarını hazırlayan arkadaşım Fethi Ahmet Bozkaplan'a, Adana'dan gerçek bir cumhuriyet kadını olan Tevhide Tekin ile Ankara'dan öğretmen okurum Duygu hanıma yanımda oldukları için minnettarım.

Siyasetin bana kazandırdığı gerçek CHP'li, değerli ağabeyim Mehmet Baykara'nın desteği ve dostluğu benim için mücevher değerinde... İkimizi özenle ağırlayan sevgili annesi Naime Hanım ile kız kardeşi Nilüfer'i de selamlıyorum...

Tüm bu yoldaşların yanı sıra adlarını sayamadığım dostlarımın verdiği dayanışma mesajının anlamı da şudur; Aydınlanma, cumhuriyet ve Altıok'un rayında durması için verilen mücadele, Kurtuluş Savaşı kadar soylu ve uzun soluklu bir koşudur...

Şu kuşatılmış Türkiye'de, CHP umarım nice 9 Eylül'ler yaşar...