26 Nisan 2024 Cuma
İstanbul 18°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Süper Lig’in ‘Dört Büyükler’i

Yaşar Arslan

Yaşar Arslan

Gazete Yazarı

A+ A-

Sayın Aydınlık okurları ve sayın sporseverler, yıllar önce muhakkak siz de benim gibi Amerikalı geçinen Avrupalıların Kızılderililer ile savaşlarını filmlerden izlemiş ya da kitaplardan okumuşsunuzdur. Amerikan tarafında savaşa karşı önlem almak amacıyla Kızılderili liderlerin Amerikalı komutanlarla bir araya getirilmesi ve sulh için alınan kararların uzun kamışlar tüttürülerek kağıda geçirilmesi gözünüzden kaçmamıştır. Ancak o vaatler pek uzun sürmemiş ve işin gerçek yüzü ortaya çıkmıştı. Silah satışı için 10-15 Amerikalının Kızılderili kılığında Amerikan çiftliklerini basması ve kendi vatandaşlarını oklarla öldürmesi dikkatinizi çekmiştir. Amerikalıların silahlanması, Kızılderililere de aynı silahların satılması ve büyük çapta ölümlerin yaşandığı bir devir geçti tarihten.

DÖRT BÜYÜKLER İLE İLGİSİ…

Bunun Süper Lig’in dört büyük takımı ile ne ilgisi var diye düşüneceksiniz. Önceki yıllarda Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray “Üç Büyükler” olarak tanıtılırdı. Şampiyonluklar da aralarında dönüp dururdu. Daha sonra Trabzonspor sahneye çıktı ve kupalar kazandı. 2010’da o dönem kıt kanaat geçinen ve bütçesini çok kontrollü kullanan Bursaspor devleri sollayıp şampiyon olmuştu. Çok da uzağa gitmeyelim, geçen sezonu hatırlayalım. Fenerbahçe ve Galatasaray içeride ve dışarıda kavgalarla uğraştığından Beşiktaş kısıtlı parasına rağmen iki kulübün arasından sıyrıldı ve şampiyonluk sevinci yaşadı. Peki, finansal güce sahip olduğu kabul edilen dört Süper Lig kulübünün bu para gücü daha ne kadar geçerli olabilecek?

KULÜPLER ARASINDAKİ SULH GÖRÜŞMELERİ

Dört büyük kulübün başkanı geçen günlerde bir araya gelerek sulh ve uzlaşma sağladı. Bu sulh ne kadar geçerli olacak? Bir kulüp başkanının diğer kulüp başkanına “O futbolcuyla ilk sen görüştün, ben transfer masasından çekiliyorum” jesti ne kadar ciddi? Süper Lig’de sezon başladığında ya da sezonun ortalarına gelindiğinde de barış içinde kavgasız bir ortam sağlanabilecek mi?

Ayrıca, kulüp futbolunda neden illa “Dört Büyükler” ön planda gelir ki? Belki ligin gidişatına göre dört değil de altı ya da sekiz büyük kulüp ortaya çıkacak… Amerikanların sahte sulh anlaşmaları gibi bu anlaşmalar da bozulursa yine o çirkin tartışma ortamı belirecek mi? Yeni bir yabancı futbolcu ordusuyla tekrar mı karşı karşıya geleceğiz? Peki ya Avrupa müsabakalarındaki başarı şansımız?

Umarım önümüzdeki sezon, geride kalan çoğu sezondan farklı olur ve her şeyi elinize ayağınıza dolaştırmazsınız. Türk insanının yurt dışında oynanan maçlardan başarı beklentisi var yıllardan beri…

Her şeye rağmen başarı dileklerim sizlerle olacak.

Ama nereye kadar?