26 Nisan 2024 Cuma
İstanbul 18°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Tayyip Erdoğan Gökçek’i niye çizdi?

Sabahattin Önkibar

Sabahattin Önkibar

Eski Yazar

A+ A-

Tayyip Erdoğan’ın dünkü açıklaması Melih Gökçek döneminin sonudur ki bu sütunu izleyenler hatırlayacak bu haberi bir hafta önce Saray kaynağına dayanarak “Reis Gökçek’i müzeye kaldıracak” sözleriyle aktarmıştık.
Aslında Tayyip-Gökçek ilişkisi hep sorunlu ve tamamen siyasi çıkara endeksliydi.
Melih Gökçek her seçimde hep son anda, anketlerde önde çıktığı için aday olabilmişti.
Ancak referandumda alınan sonuç Gökçek’i zora soktu zira AKP ile MHP’nin Ankara’da toplam oyu yüzde 69 iken sadece yüzde 48 alınabilmişti.
Gökçek’in kaleminin kırılması noktasında FETÖ’ye yapılan büyük tahsislerin etkili olduğu da dillerde lakin Melih Bey’in darbe gecesi FETÖ karşıtı duruşu ortada.
Tayyip-Gökçek ilişkisini resmeden bir başka şey Osman Gökçek olayıdır ki hatırlayın oğul Gökçek ne AKP’den milletvekili yapılmış ne de Ankara Ticaret Odasına başkan olmasına izin verilmiştir. Takınılan bu tutum Saray’ın Gökçek ailesine bakışının yansımasıdır.
Peki Osman Gökçek’e takınılan bu tavır niye mi?
Benim yorumuma göre geleceğin siyasetinde birilerinin önüne geçmesin diye!
Hülasa Ankara’da Gökçek devrinin sonuna gelinirken şimdi tartışılan husus onun makamının yanısıra imajına ve itibarına karşı taarruzun olup olmayacağıdır.

KATALANLAR-BARZANİ-PKK

Avrupa Birliği’nden Katalan referandumu mesajı:
“Bölünmeye hayır. Birliğe evet.”
Oysa aynı Avrupa Birliği Barzani referandumu için böyle net bir tavır takınmadı.
Dahası, PKK’nın ayrılıkçılığını onlarca yıldır demokrasi diye kutsayıp alkışladı ve bölücü teröristleri bağrına bastı.
Evet, kendileri bölünmeyip birleşirken, Kürtlere ve Araplara bölünmeyi öneriyor ve buna da demokrasi diyor.
Tıpkı İslam gibi demokrasi de emperyalizmin yayılma ve nüfuz ideolojisi

ÇİLLER'İN ARAZİLERİ!

8 yıl önceydi.
Yeniçağ Gazetesinde şunu yazdım:
“Çiller ailesi imara kapalı arazilerini imara açtırmak için AKP ile pazarlık yapıyor.”
Tansu Çiller anında dava açtı ve 8 bin lira ödemeye mahkûm oldum. Dava hâlâ Yargıtay’da.
Ve önceki gün Saygı Öztürk’ün Sözcü’de yazdığı haberin özeti:
“CHP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Meclis üyeleri Hüseyin Sağ, Nadir Ataman ve Deniz Erzincan, Çiller ailesi hakkında soru önergesi vererek İstanbul Uskumru ve Kısırkaya’da toplam 160 dönüm arsaları için yapılan imar değişikliklerini gündeme getirip yargıya gideceklerini açıkladı...”
Muhalefetin harekete geçmesi iyi de 8 yıl biraz geç değil mi?
Bu arada sadece soruyorum, Çiller’in Saray davetlerine koşarak gitmesinde bu imar konularının payı olabilir mi, ne dersiniz?

ODATV'YE SON KUŞATMA!

Önce Soner Yalçın’ın bazı yazılarına sansür getirildi.
Derken Barış Terkoğlu ile Barış Pehlivan’ın yazdığı “Mahrem” kitabı hedef alındı.
Yahu bu kitap Fetullah alçaklığının delilli belgeselidir ve 2015’ten bugüne en çok satılan siyasi kitaplardandır. Öyle iken durduk yerde nedir o yargı kararı?
“Mahrem” de belgeleriyle aktarılan konulardan biri Fetullah Gülen’in kardeşi Seyfullah ile iki yeğeninin 14 yaşındaki bir kız çocuğuna tecavüz etmeleri ve onların dönemin Erzurum Valisi Celalettin Güvenç tarafından korunup kollanmasıdır.
Şimdi bu kitabın bazı bölümlerine sansür getirildi iyi mi!
Soner Yalçın’ın dün sorduğu şu soruyu ben de soruyoum:
“Yoksa FETÖ’ya dokunan hala yanıyor mu?
Değilse Fetullah mücadelesinin kahramanlarını hedef almak neden