26 Nisan 2024 Cuma
İstanbul 17°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Tayyip rehaveti!

İsmet Özçelik

İsmet Özçelik

Gazete Yazarı

A+ A-

7 Haziran seçimleri sonrası ortalık biraz sakinlemiş görünüyor. Devlet dairelerinde belli bir normalleşme var. AKP’li kadroların burnu biraz sürtülmüş durumda. Kendilerinden olmayan memurlarla ilişkilerde yumuşama hissediliyor. Hatta ısrarla çay, kahve içme teklifleri bile yaptıkları konuşuluyor. 

Hastanelerde de durum aynı. Sağlıktan anlamadıkları halde “müdür” yapılan görevliler “rol modelleri”nin tarzını benimsemişlerdi. Astıkları astık, kestikleri kestikti. Neredeyse doktorlardan, hemşirelerden intikam alıyorlardı. 8 Haziran’dan itibaren doktorlara, hemşirelere, sağlık emekçilerine saygıda kusur etmemeye başlamışlar. 

GÜNAH ÇIKARMA 

Şu aralar bürokraside sık sık “günah çıkarma” seanslarının yaşandığı bildiriliyor. Sohbetlerde, “Biz çok uyardık ama bakana dinletemedik” sözlerinin kullanıldığı ifade ediliyor. Dün AKP’ye yalakalıkta sınır tanımayanların birdenbire hidayete ermesi dikkatleri çekiyor. 

Bu manzaralar bizim yaştakiler için çok tanıdık. Belki onlarca kez tanık olduğumuz bir durum. AKP birinci parti olsa da AKP’siz bir koalisyon görünmese de memur mesajı almış. AKP artık eski AKP olamayacak. Bu gücü yok. Bugün olmadığı gibi yarın da olmayacak! 

RAHATLIK 

Doğru; AKP tek başına iktidarı kaybetti. Erdoğan sustu. Davutoğlu’nun “kahramanlığı”ndan eser yok. Televizyonlarda gürültü kirliliği şimdilik azaldı. Ev, kahve, işyeri sohbetleri daha rahat yapılıyor. İnsanlar nispeten daha özgür hareket ediyor. 

Bir rehavet yaşanıyor. Tayyip rehaveti! 

AKP’nin tek başına iktidar olamaması, hızla inişe geçmesi, Erdoğan’ın susturulması elbette önemli. Ama Türkiye’de rehavete kapılacak bir manzara yok. Suriye’de yaşanan gelişmeler de dikkate alınırsa durum daha da vahim! 

7 Haziran seçim sonrası ortaya çıkan manzara şu: 

EŞZAMANLI GELİŞME 

PKK/HDP Adana’daki CIA merkezinden yönetilen bir operasyonla barajı aştı. Bunda başta Erdoğan ve Davutoğlu olmak üzere CHP ve MHP yönetimi de rol oynadı. Eskiden AKP’nin “yandaş medyası” vardı. Şimdi PKK/HDP’nin “yandaş medyası” ve “yandaş yazarları” var. 

Türkiye’de bunlar yaşanırken eşzamanlı olarak Suriye’de yeni gelişmeler oldu. Önceki gece Tel Abyad ABD savaş uçaklarının bombalarıyla PKK/PYD’ye devredildi. 900 kilometrelik Suriye-Türkiye sınırının yarısından fazlası kesintisiz bir şekilde PKK/PYD’nin kontrolüne geçti. IŞİD bahanesiyle, ABD savaş uçakları ve MOSSAD ajanları ile bölgede etnik temizlik hız kazandı. 

‘AÇILIM’IN MEYVESİ 

Sınırın Türkiye tarafı da aynı. PKK/HDP özellikle Suriye sınırındaki şehir, kasaba ve köylere yöneldi. Baskılarını arttırdı. Seçim sonuçları da projenin nasıl etkili olduğunu gösterdi. Fiili durum bu. Sınırın iki tarafında da PKK var. 

Peki bütün bunlar olurken Türkiye Cumhuriyeti devleti ne yaptı. İktidarı, muhalefeti, devletin organları seyretti. Erdoğan’ın hışmına uğramamak için, ABD ile ilişkileri bozmamak için seslerini çıkarmadı. MGK bildirilerine de yansıyan “açılım” desteğinin meyvesi bu oldu. 

ESAD GÖRDÜ, DEVLET GÖREMEDİ 

Daha önce de anlatmıştım. 2012 yılının Ekim ayında Şam’da Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’la görüşmüştüm. Türkiye’nin yaptıklarına bir anlam veremiyordu. Özellikle Suriye’de Kürtlerin yaşadığı bölgelerde olacaklara dikkat çekmişti. Bölgede oluşacak otorite boşluğunun Türkiye için de felaket getireceğini vurguladı. Erdoğan ve AKP’nin ateşle oynadığını söyledi. “Türkiye kendi ayağına kurşun sıkıyor” demişti. 

Esad olacakları 3 yıl önceden gördü. Ama bizim devlet görmedi. Erdoğan ve AKP’yi durduracak bir adım atmadı. Tabii sonuç da böyle oldu. 

Dün Balyoz tertibi ile tutsak edilen emekli Tümamiral Soner Polat’la sohbet ederken ilginç bir olay anlattı. Polat o günlerde Genelkurmay’da İstihbarat Daire Başkanı. Suriye’de olaylar başlayınca bir rapor hazırlamış. “Türkiye’nin güvenliği için Esad desteklenmeli” demiş. 

Peki sonra ne olmuş? Polat tutuklanmış. 

İlginç bir tesadüf. Ne diyelim!