26 Nisan 2024 Cuma
İstanbul 17°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Terim'den futbol eğitimine darbe...

Metin Tükenmez

Metin Tükenmez

Eski Yazar

A+ A-

Yaklaşık bir ay önce 22 Kasım 2013 Cuma günü imparatorun federasyonu kuşattığına ilişkin bir yazı yazmıştım. Adım gibi biliyorum ki, Fatih Terim bulunduğu yerde her şeye hâkim olmadan duramaz. Ünal Aysal ipleri eline vermediği, kendisinin Galatasaray'ın bir elemanı olduğunu anımsattığı anda Terim, Ulusal takım yoluna girdi, ilk uygulaması da Eğitim Dairesi'nin başındaki eğitimciyi, Doç.Dr. Güven Erdil'i istifaya zorlamak, istifa ettirmek oldu.

Güven Hoca'nın başlattığı 8 projeyi durduran Fatih Terim, üç yıldır yapılamayan, yapılmasına 12 Ocak 2014'de karar verilen, birçok yabancı hocayla anlaşmalar yapılan Uluslararası Teknik Direktörler Semineri'ni de erteledi. Bu seminerin ertelenmesinin bir mantığı var. Bu kadar gecikmişken Brezilya'daki Dünya Kupası'ndan sonra yapılması daha akılcıdır. Ancak milyonlarca Türk çocuğuna futbol oynatma projesi geliştirilmeye başlamışken Terim tarafından engellenmesi akıl dışıdır. Daha da akıl dışı olan, Ulusal takım teknik direktörü olarak anlaşma yapan Terim'in Eğitim Dairesi'nde de söz sahibi olmasıdır.

Fatih Terim hep iyiden, doğrudan, eğitimden yana olduğunu söylese de özde eğitimden ve eğitimciden nefret eder. Çünkü kendisi Adana Motor Sanat'ın orta bölümünden terk olduğu için eğitimini tamamlayamamış, sonraki yaşamında kişisel çabalarıyla eksiklerini kapatmaya çalışmış, ama imparatorluk düzeyine geldiğinde eğitim açığının verdiği saldırganlıkla etrafını yakıp yıkmıştır. Ben de dâhil eğitimcilerden belli dönemlerde yardım almıştır. Ancak amacına ulaştıktan sonra hepsine tekmeyi vurmuştur. Şimdi bir tekme de Doç. Dr. Güven Erdil ve eğitimci ekibine vurdu.

Bir zamanlar futbolda ayrımcılığın olmayacağını, futbolun gelişmesi için herkesin işbirliği içinde olmasını, futbolda alaylı-mektepli çekişmesinin futbolumuza zarar verdiğini özellikle bana söyleyen Terim, bugün gelinen noktada futbol eğitimine büyük bir darbe vurmuştur. Eğitim Dairesi'nin hocalara iş bulma yeri olmaktan çıkartılması için verilen çaba boşa gitmiştir. Duyduğuma göre Güven hocadan boşalan yere, Galatasaray'da futbol oynarken kamplarda iskambil oynadığı arkadaşı Ali Yavaş'ı getirecekmiş.

Fatih Terim kadar olmasa da Ali Yavaş'ı tanırım. Fatih Terim döneminde Galatasaray altyapısında görev yapmıştı. Terim gidince onu da gönderdiler. O günlerdeki kırılmış halini ayaküstü sohbetlerimizde anlamak zor değildi. Ali Yavaş vefalı ve iyi bir insan olabilir, ama Ali Yavaş'dan eğitimci olmaz. Fatih Hoca, O'na vefa borcunu ödemek istiyorsa Ulusal takımın en tepe noktalarından birinde görev versin, itirazım olmaz. Ama Türk futbolunun eğitimi Ali Yavaş'a teslim edilemez. Edilirse futbolumuzun köküne kibrit suyu dökülür ki, o su zaman içinde salt futbolumuzu değil, Fatih Terim'i de kurutur...

Dünyanın gözü önünde hırsızlık!..

Elindeki ikinci topla bilerek, kurgulayarak Beşiktaş'ın atağını kesen Kasımpaşa'nın Hollandalı oyuncusu Ryan Donk'a dünyadan da tepkiler geliyor. En ilginç eleştiriyi de İngilizler yaptı: "Arsız defans oyuncusu Ryan Donk Beşiktaş'ın atağını ikinci topla kesti!.." Sizce Donk'a arsız mı yoksa hırsız mı demek daha doğru olur?

18 Nisan 2010 tarihinde Kadıköy'de oynanan Fenerbahçe-Beşiktaş karşılaşmasında oyun 1-0 Fenerbahçe'nin lehine devam ederken Siyah-Beyazlı takımın kazandığı penaltı atışı kullanılmadan önce Bilica'nın penaltı noktası üzerinde yaptığı kazı çalışması üzerine feryat etmiştim. Bu hareket kamu malına zarar viermek, rakibin emeğine göz dikmek, emek hırsızlığı yapmaktır. Bilica'nın derhal Fenerbahçe ile ilişiği kesilmelidir şeklinde yorumlar yaptığım halde Brezilyalı futbolcuya sahip çıkılmıştı. Sahip çıkan kimdir?

Değer verdiğim, sevdiğim ve çoğunlukla övdüğüm, 1 Mayıs günü işçilerin bayramını kutlayan Aykut Kocaman. Kocaman'ın gücü Bilica'ya yetmeyebilir. O zaman her şey bir satırlık yazı ile çözülürdü. Aykut Kocaman gibi bir futbol adamının Bilica ile yan yana olmasını içime sindirememiştim. Bakın, o Bilica, Elazığspor-Kasımpaşa maçında da aynı şeyi yaptı, Kasımpaşa penaltıyı kaçırdı. Memlekette yapanın yanına kâr kalması durumu bir yana yaptığını yineleyerek arsızlaşmaya, yüzsüzleşmeye tipik bir örnek...

Şimdi herkes Kasımpaşa-Beşiktaş maçının ne olacağına ilişkin kafa yoruyor. Kanımca daha önemlisi Ryan Donk'a ne olacağıdır. Dünyanın gözünün önünde emek hırsızlığı yapan, meslektaşlarının ekmeğine bilerek göz diken bu oyuncuya da Bilica gibi sahip mi çıkacağız. Kasımpaşa Kulübü'nün sahibi, Beşiktaş yandaşı Turgay Ciner bu oyuncunun defterini dürecek mi yoksa Kasımpaşalı Başbakan ile ilişkilerini düşünüp "futbolda böyle şeyler olur" diyerek olayı geçiştirecek mi? Peki, Kasımpaşa için "Efendiler semti" diyenler böyle bir olayı efendiliğin neresine koyacaklar?

Takım arkadaşlarını geçelim, rakip futbolcular Donk olayına nasıl yaklaşacaklar? Aynı ortamda nasıl çekişecekler (rekabet)? Dünyanın gözünün önünde emek hırsızlığı yapan bir oyuncuya, karşılaşma öncesinde yapılan seremonide nasıl el uzatacaklar? Ellerini uzattıklarında bu olaya ortak olmayacaklar mı? Memleket öyle bir hale geldi ki, artık hırsızlık gizli saklı değil, açıkça, herkesin gözü önünde yapılıyor. Vah benim yalnız ve güzel ülkeme!