26 Nisan 2024 Cuma
İstanbul 18°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Teröre karşı Olağanüstü Hal

Rıza Zelyut

Rıza Zelyut

Eski Yazar

A+ A-

Ulusal Kanal’daki izleyicilerim, Aydınlık’taki okurlarım iyi hatırlayacaktır. PKK ile sert mücadeleler yürüttüğümüz o günlerde, Doğu bölgemizde olağanüstü hal ilan edilmesi gerektiğini dile getirmiştim.
Hükümetin geçen gece yurt genelinde ilan ettiği olağanüstü hal, bu görüşümüzün ne kadar haklı olduğunu gösterdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu önlemin darbe ve darbecilere karşı alındığını açıkladı.
Olağanüstü hali, sadece darbe girişimiyle sınırlamak, yanlıştır.
Bu bakış açısı sebepleri yok sayıp sonuçla uğraşmak olur ki hükümeti asıl amacından uzaklaştırır.
Gerçeği görelim: Darbeye giden yol, Fethullahçı Terör Örgütü’nün PKK ile yaptığı özel ve derin işbirliği sonucunda açıldı. Bu arada ABD; IŞİD’i de Türkiye’nin üstüne saldı. Darbe girişimi, bu üç terör örgütünün yarattığı kargaşa ve bulanık ortamın sonucudur.
Dün yazdım: Darbenin temel amacı, Amerika’nın Ortadoğu’daki silahlı gücü PKK’nın ezilmesini engellemekti. ABD kurmayları iyi biliyorlar ki PKK’nın bozguna uğratılması demek Amerikan ordusunun yenilmesi demektir. Bu süreci durdurmak için FETÖ’nün TSK içindeki ajanları harekete geçirildi. Uyuyan hücreler ABD’den gelen sinyalle uyandırıldı.
Bu gerçek dikkate alınarak; olağanüstü hal, özü itibariyle PKK-FETÖ işbirliğine ve IŞİD barbarlığına karşı işletilmelidir.
Anayasa’nın emri de bu doğrultudadır.
***
Kamuoyunun bir kısmında olağanüstü hal uygulamasının AKP diktatörlüğü için kullanılacağı endişesi vardır. FETÖ’nün psikolojik harp elemanları bunu işlemektedirler.
Hükümet ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu propagandaya hak verdirecek işlerden kaçınmalıdır. Fırsat bu fırsat diyerek laik, Atatürkçü, çağdaş kesimlere baskıya kalkışmak AKP’yi yalnızlaştıracaktır.
Hele hele Cumhurbaşkanı Erdoğan bu süreci kendi başkanlığı için kullanmaya kalkışırsa... Cumhuriyetin kurucu değerleri ile hesaplaşmaya girişirse... Demokratik parlamenter sistemi zaafa uğratacak işler yaparsa...
Hep birlikte kaybederiz.
***
Çünkü, meydanlardan gelen işaret, pek iç açıcı değil. Darbeye karşı tepki, IŞİD kafalılar tarafından yönlendirilmeye çalışılıyor. Camilerden okunan sâlâlar sürerken, “Ya Allah bismillah Allahü ekber!” haykırışları sokaklarda yankılanıyor.
Bu sloganlar içinde çağdaş demokrasiye işaret edildiğini duymadım. Bu demokratik sistemi kuran ve Tayyip Erdoğan gibi halk içinden gelenlerin en yüksek makamlara çıkmalarının önünü açan Büyük Atatürk hiç hatırlanmıyor.
Yeter artık... Darbeciler haklanmıştır. Ordumuz ve polisimiz herhangi bir kalkışmanın hakkından gelecek kadar etkilidir, bilinçlidir Öyleyse, kendisini polis yerine koyan bu kara kalabalıklar meydanlardan çekilmelidir.

EKONOMİK DARBE
Amerikan derin devletinin TSK ve polis içindeki ajanlarının kullanıldığı son kalkışma, elbirliği ile püskürtüldü. ABD silahın işe yaramadığını görünce ekonomik darbeye geçecektir. Aydınlık’taki Evren Devrim’in dünkü yazısı bu konuda çok uyarıcıdır.
Hatırlayalım: ABD, “Kuzey Irak’ta Kürt devleti kurulmasını savaş sebebi sayarım!” diyen Bülent Ecevit hükümetini, 2001’de çıkarttığı ekonomik bunalım sonucunda devirmişti.
PKK’yla mücadele edip Kürt devleti kurulmasını engellemeye çalışan Cumhurbaşkanı Erdoğan’a karşı da aynı yöntem devreye sokulacaktır. Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarından S&P’ın yaptığı not indirimi bunun ilk adımıdır. İleride başka türlü kuşatmalar devreye sokulacaktır. Buna karşı halkın gerekirse bankalardaki dolarını, Avrosunu bozdurarak cevap vermesi doğru olacaktır.
***
Şu günler; nefret siyaseti üstünden yürüyüp ABD’nin kuyruğuna takılma günleri değildir. Her Türk, devletinin yanında duracak, önce onu koruyacak, ortam normalleşince de iç siyasal mücadelesini inandığı-bildiği biçimde yürütecektir.
Beni soruyorsanız: Ben FETÖ-PKK-IŞİD-ABD terör cephesine karşı, devletimin ve milletimin yanındayım.