26 Nisan 2024 Cuma
İstanbul 19°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Trump’ın Macron aşkı!

Ali Rıza Taşdelen

Ali Rıza Taşdelen

Gazete Yazarı

A+ A-

Geçen hafta, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un 3 günlük ABD ziyaretinden hemen sonra Almanya Başbakanı Angela Merkel ABD’ye gitti. Macron, ABD ziyareti öncesi Berlin’de Merkel ile görüşmüştü. Transatlantik ilişkilerin ısındığına tanık oluyoruz.
İki Avrupalı liderin ABD ziyaretinin hedefi aynıydı:
1- 2015 yılında İran ile imzalanan ve bu ülkenin nükleer çalışmalarını sınırlandıran anlaşmaya ABD’nin bağlı kalması konusunda Trump’ın ikna edilmesi. Trump, İran’ın nükleer programın sınırlandırılması karşılığında ABD’nin ülkeye uyguladığı yaptırımları durduran anlaşmayı fesh etmek istiyor ve bu kararını 12 Mayıs’ta açıklayacak.
2- ABD’yi Avrupa Birliği’nden ithal ettiği çelik ve alüminyuma zamlı gümrük tarifesi uygulamasından vazgeçirmek. Trump, ABD’nin çelik ithalatında yüzde 25, alüminyum ithalatında ise yüzde 10 vergi uygulayacağını açıklamıştı.
3- ABD’nin Paris İklim Anlaşması’na bağlı kalmasını sağlamak.
Bunların yanında özellikle son bir yıldır gerginleşen Transatlantik ilişkilerin yumuşatılması. Bilindiği gibi ABD, Almanya’nın bir NATO üyesi olarak savunma harcamalarına milli gelirinin yüzde 2’sini ayırmamasına, göç ve mülteci politikalarına, Rusya ile yakın ilişkilerine karşı tepkili ; Rus doğalgazını Baltık Denizi’ndeki ikinci Kuzey Akımı boru hattı üzerinden Almanya’ya taşıyacak olan proje Trump yönetimini rahatsız ediyor. Ve elbette Suriye sorunu.

MACRON İLE SARMAŞ DOLAŞ

Macron ile Trump kameralar karşısında o kadar samimi pozlar verdiler ki, ortaya Fransa’nın imajını zedeleyecek görüntüler çıktı. Öpüşmeler, elele tutuşmalar, sırtını sıvazlamalar, beraber ağaç dikmeler...
Törenler, kırmızı halılar, yemekler, Kongrede konuşmalar...
Dünya’da yanlızlaşan Trump’a can suyu oldu Macron. Trump’ı ‘ikna’ etmeye, ‘etkilemeye’ gitti ama eli boş döndü. Sadece eli boş dönse neyse, İran konusunda Trump kendisini etkiledi. Daha önce İran ile yapılan nükleer anlaşmaya dokunulmamasını savunan Macron, Trump ile görüşmesinden sonra İran ile yeni bir ek anlaşmanın yapılması gerektiğini söyledi. Macron, ek anlaşmanın nükleer faaliyetlerin yanında İran’ın Ortadoğu’daki etkisini ve balistik füze programını da içirmesi konusunda Trump ile anlaştığını açıkladı.
Fransız ordusunun Suriye’nin kuzeyinde terör örgütü YPG/PKK ile ilişkilerini artırmaları Macron’un ABD gezisi sonrasına denk gelmesinin tesadüf olmadığını gösteriyor.
Macron, önümüzdeki ay Moskova’ya gidecek. Sene başında Çin, geçen ay Hindistan ziyaretini gerçekleştirmişti. Umarım, Atlantik ile Avrasya arasındaki bu git gellerin hızlanması Macron Fransa’sını duvara toslatmaz.

MERKEL’E KARŞI TEMKİNLİ

Almanya Başbakanı Merkel’in ABD ziyareti Macron’unki kadar sıcak olmadı. Geçen yıl Merkel’in elini sıkmayan Trump bu kez devletler arası ilişkilerin gerektirdiği teamüller çerçevesinde karşıladı Merkel’i. Yanağından öpmeyi ve elini sıkmayı da ihmal etmedi. Hepsi o kadar.
Ama görüşmelerden bir sonuç çıkmadı ve görüş ayrılıkları giderilemedi. Çelik ve alüminyuma ek gümrük vergisi getirilmesi konusu da aşılamadı. Deutsche Welle’nin haberine göre, Die Welt Alan Posener imzalı yorumda Merkel’in de Macron’un da ülkelerine “eli boş” döndüğüne dikkat çekildi. En azından Merkel İran konusunda Macron gibi taviz vermedi, geri adım atmadı.