26 Nisan 2024 Cuma
İstanbul 14°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Türkiye’nin S-400 hamlesi

Ali Rıza Taşdelen

Ali Rıza Taşdelen

Gazete Yazarı

A+ A-

2017 yılından itibaren Rusya ile yürütülen görüşmeler ve iki ülke arasında Ocak 2018’de varılan anlaşma ile Türkiye Rusya’dan 2,5 milyar dolar tutarında dört bataryadan oluşan S-400 Uzun Menzilli Yüksek İrtifa Hava Savunma Füzesi satın almaya karar vermişti. ABD’nin tüm tehdit ve engellemelerine, Türkiye’deki işbirlikçilerinin karşı tavırlarına rağmen, Türkiye dik durdu ve kararından dönmedi.

DÜNYA KONUŞUYOR

12 Temmuz’dan itibarenS-400’lerin Türkiye’ye gelmeye başlaması dünya kamuoyunun merkezine oturdu. Gazeteler, televizyonlar, uzmanlar ve ülke temsilcileri bölgemizde hatta dünyada dengeleri değiştirecek bu gelişmeyi anlamaya ve yorumlamaya çalışıyorlar.

Le Monde, Liberation, Le Figaro gibi gazeteler, la-croix.com, dedefensa.org, reseauinternational.net gibi internet siteleri olaya geniş yer verdiler. Bu gelişmeyi nasıl gördüler ve nasıl değerlendirdiler? Kısaca özetleyelim:

AVRASYA’NIN SEMBOLÜ

S-400’lerin dünyanın en iyi hava savunma sistemi olmasının çok ötesinde anlamı var; dünyadaki yeni saflaşmanın sembolü durumuna gelen S-400’leri almak, Atlantik cephesine (ABD ve NATO) doğrudan kafa tutmak, başını Çin ve Rusya’nın çektiği dünyanın yeni çekim merkezi Avrasya’ya büyük bir adım atmak anlamına gelir. Türkiye’nin NATO’da tansiyonu yükselttiği ve ABD’ye geri adım attırdığı ifade ediliyor.
Peki neden S-400? Üstelik bir NATO üyesi ülkenin, NATO’nun tehdit olarak gördüğü Rusya’nın ürettiği S-400’leri alması ABD ve NATO ile ilişkilerini bozmaz mı, diye soruluyor. Verilen cevapların satır aralarından şu tespitleri okuyoruz:

TÜRKİYE AVRASYA’YA YÖNELDİ

15 Temmuz darbe girişiminin Pentagon tarafından desteklenmesi, ABD ve Türkiye’yi karşı karşıya getirmiştir.
Bunun sonucu olarak Türkiye Suriye’de çözüm arayışlarını Batı ile değil Çin’in de desteklediği Rusya ve İran ile birlikte yürütmüştür (Astana ve Şoçi süreçleri).

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Şanghay İşbirliği Örgütü’ne katılma isteğini açıklamış ve G20 Zirvesi’nde aktif ikili görüşmelerde bulunmuştur.
Ardından Çin ziyareti ve Devlet Başkanı Xi Jinping ile görüşmesi, daha da önemlisi; Dışişleri Bakanlığı’nın “Çin’de Uygur Türklerine zulüm uygulanıyor” açıklamasının aksine Erdoğan, "Sincan'da insanlar mutlu bir yaşam sürüyor" açıklamasında bulunmuştur.

Bir de buna PKK/PYD’nin ABD tarafından desteklenmesi; silah verilmesi ve eğitilmesinin eklenmesi, Türkiye’nin Atlantik’ten koparak Avrasya’ya yöneldiğini, dolayısıyla Rusya’dan S-400’ler almasının bu gelişmelerle uyumlu olduğu şeklinde değerlendiriliyor.

reseauinternational.net internet sitesinde “Ejderin Sarayında Parlayan Sultan” başlıklı yazısında Pepe Escobar şu tespitte bulunuyor: “Güneybatı Asya’da Çin ve Rusya ile bağlantılı yeni bir jeopolitik ve ekonomik eksen oluşuyor: Türkiye, İran ve Katar.”

AVRUPA’NIN KAFASI KARIŞIK

Avrupa basınının ve uzmanlarının Türkiye ile ilgili tüm ayrıntıları ne kadar yakından izlediklerini görüyoruz. Ama sonuç olarak NATO üyesi olan Türkiye’nin bu yönelimi Batı’da büyük bir rahatsızlık yaratmış. NATO sistemleriyle uyumlu olmayan S-400’lerin alınmasının, Türkiye’nin NATO’da uzun süre kalamayacağı anlamına geldiği ifade ediliyor. Diğer taraftan da NATO’nun en büyük ikinci ordusuna sahip Türkiye’nin NATO için çok kıymetli olduğu belirtiliyor.

Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian “Türkiye’nin askeri teçhizat alması egemen bir ülkenin kararıdır” diyor ama NATO’yu kastederek “müttefiklerin askeri olanaklarının birbirine uyumlu olması gerekliliğine” dikkat çekiyor.
ABD ile birçok konuda çelişen ve yer yer karşı karşıya gelen Avrupa’nın, Çin, Rusya, İran ve Türkiye söz konusu olduğunda net tavırlar alamadıklarını görüyoruz.

---
https://reseauinternational.net/le-sultan-brille-dans-la-cour-du-roi-dragon/
https://www.dedefensa.org/article/les-s-400-sont-en-turquie
https://www.lemonde.fr/international/article/2019/07/13/le-tournant-strategique-de-la-turquie-d-erdogan_5489012_3210.html
https://www.la-croix.com/Monde/Turquie-defie-Etats-Unis-lOtan-missiles-russes-2019-07-13-1201035209