15 Temmuz gecesi FETÖ'cülerin elinden kurtulan komutan o anları anlattı

OLCAY KABAKTEPE/ ANKARA

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 15 Temmuz darbe girişimine yönelik yürütülen soruşturma kapsamında, Beytepe’deki Jandarma Okullar Komutanlığı’ndaki faaliyetlere yönelik iddianame düzenlendi. 317 şüphelinin yer aldığı iddianamede bazı müşteki ve tanık ifadelerine de yer verildi. Bu kapsamda 30 Ocak 2017 tarihinde müşteki sıfatıyla ifade veren Hakkari İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Ferdi Korkmaz, “15 Temmuz 2016 günü Ankara İl Jandarma Komutanı olarak görev yapmaktaydım. Ankara Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Mehmet Artar beni arayarak; ‘Genelkurmay Başkanlığından silah sesleri geldiğine dair bilgilerin olduğunu’ söyledi. Hemen kendi özel cep telefonumdan Ankara İl Emniyet Müdürünü aradım. Daha sonra Ankara Valisini aradım. İl Jandarma Komutanlığına gideceğimi ifade ettim. Ankara Valisi bana ‘Albayım kendine dikkat et, adamlarına sahip ol, darbe teşebbüsü olabilir’ dedi. İntikale başladıktan 5-6 dakika sonra genelde giriş çıkış yaptığım 2 numaralı nizamiye bölgesine yaklaştığımızda, her zamankinden daha kalabalık bir grubun nizamiye bölgesinde kamuflaj elbiseli ve silahlı olarak bulunduğunu gördüm. Aracımız nizamiyede durduruldu. Aracın kapısı açıldığında içeriye 3-4 tane uzun namlulu silah doğrultuldu ve aşağıya inmem söylendi” ifadelerini kullandı.

'TSK İÇİNDEKİ FETÖ'CÜLER OLDUĞUNU SÖYLEDİM'

İsminin Özkan Darendeli olduğunu öğrendiği üsteğmen rütbesindeki FETÖ mensubunun yanında bulunan ve daha sonradan teğmen rütbesinde olduklarını gördüğü kişilere kendisinin gözaltına alınması yönünde emir verdiğini belirten Korkmaz, “3-4 kişi tarafından, kollarıma girildi, telefonlarım, araçta bulunan silahım ve el çantam alındı. Müteakiben 2 numaralı nizamiye bölgesindeki çıkış istikametinde sol tarafta bulunan nöbetçilerin kullandığı odaya götürüldüm ve odaya kapatıldım. Bizden önce gözaltına alınan personele, bunun bir darbe girişimi olduğunu, TSK içindeki FETÖ mensuplarının yaptığını, ilk planda hemen söyledim. Buradaki kahramanlar bana daha ilk baştan ‘Komutanım biz seninleyiz, sana yapılanları gördük, gerekirse seninle birlikte savaşırız’ dediler” şeklinde beyanda bulundu.

'FETÖ MENSUBU TELEVİZYONUN FİŞİNİ ÇEKTİ'

Nizamiyede 37 ekran eski bir televizyon olduğunu, dışarıya ışık vermemesi için etrafını parka ile kapatarak kısa sürelerle televizyonu açıp yayınlardan darbe olduğuna emin olduklarını söyleyen Korkmaz, “Jandarma Bakım Binbaşı Mehmet Özoğul olduğunu öğrendiğim FETÖ mensubu bizi kontrole geldiğinde televizyonun fişini çekip muhtemelen keserek yere attı ve bir daha televizyona bakamadık. Tüm bunlar olurken nizamiyede yan odada bulunan ve daha önce kabloları FETÖ mensubu tarafından kesilen dâhili telefon tamir edildi. Bu telefonla zaman zaman İl Jandarma Komutanlığı ile irtibat kurduk” dedi.

'ÜZERİNE ATLADIK TÜFEĞİNİ ALDIK'

Sabah hava ağardıktan kısa bir müddet sonra Sadullah Demir ve Hamza Özkalp isimli teğmenlerin yanlarına gelip, gideceklerini işaret ettiklerini anlatan Korkmaz, “İçerdeki arkadaşlarla beraber nizamiyenin kapısına doğru yaklaştık, aramızda kısık sesle konuşarak plan yaptık, kapı ve pencerelerden dışarıyı gözetledik. Ütğm. Özkan Darendeli ve bir teğmen diğer teğmenlere bir şeyler ikaz ediyorlardı. Bu esnada ben yanımdakilere benim hareketimle taarruz edeceğimizi, benim Özkan Darendeli’nin üzerine gideceğimi, silahını bana doğrultması durumunda Ahmet Man isimli Jandarma Uzman Çavuş tarafından kendisinin vurulması talimatını verdim. Diğer arkadaşlara bizi korumalarını, teğmenlerden müdahale edecek olan olursa üzerlerine atlamalarını ve derdest etmelerini söyledim. Ben ve Soner Küçükköşker isimli Jandarma Uzman Çavuş benim hareketimle Özkan Darendeli isimli FETÖ mensubunun üzerine atladık, kendisini yere düşürürken G-3 Piyade tüfeğini elinden aldım. Bu esnada belindeki tabancasına davrandı, tabancasını da Soner Küçükköşker elinden alarak ensesine dayadı” bilgilerini verdi.

ELLERİNİ KOLİ BANDI İLE BAĞLADILAR

Sonradan adının Fatih Çelik olduğunu öğrendiği FETÖ mensubu teğmenin, kendilerinin üsteğmeni derdest etmelerine direnç gösterip silahını doğrulttuğunu kaydeden Korkmaz bu esnada yaşanan olayı, “Diğer arkadaşlarımız onu da derdest edip yere yatırdılar ve her ikisinin de ellerini arkalarından koli bandı ile bağladılar. Bu esnada bize 15-20 metre mesafede bulunan iki teğmen tüm ikazlarımıza rağmen oradan ayrılmadılar, onları da bir fırsatını bulup derdest ettik. Ankara Valisini telefonla arayarak son durumum hakkında bilgi verdim. Ankara Cumhuriyet Başsavcısı ve Başsavcıvekili ile görüştüm” şeklinde anlattı.

'ELEBAŞI OLAN FETÖ MENSUBUNU ELE GEÇİRMEK İÇİN HAREKETE GEÇTİK'

Kışladaki FETÖ mensuplarını nasıl ele geçirebileceklerini konuşurken, kışla içerisinden bir zırhlı Land Rover aracın yanlarına yaklaştığını söyleyen Korkmaz şu ifadeleri kullandı:

“Biz ilk anda kışla içerisinden bize destek geldiğini zannettik, yaklaştığımızda aracın içinden tabanca (veya makineli tabanca) ile üzerimize ateş edilmeye başlandı, bizde hep birlikte karşılık verdik. Bunun üzerine zırhlı Land Rover araç geri geri yokuş yukarı kaçtı. Ankara Jandarma Bölge Komutanı başkanlığında Beytepe kışlasında icra edilecek faaliyetleri planladık. Buranın elebaşı olan FETÖ mensubu Tuğgeneral Sadık Köroğlu’nu ele geçirmek için harekete geçtik. Ben ve Ankara Jandarma Bölge Komutanı, bizi telefonla çok sayıda kişi aradığından ve İl Jandarma Komutanlığının diğer birliklerinin son durumunu tespit ve koordine maksadıyla, 2 numaralı nizamiye bölgesinde kaldık. Yarım saat kadar sonra operasyon için yanımızdan ayrılan birlikler, aralarında Tuğgeneral Sadık Köroğlu’nun da olduğu çok sayıda kişiyi gözaltına alarak yanımıza getirdiler. Daha sonra gözaltına alınan FETÖ mensuplarının Ankara İl Emniyet Müdürlüğüne araçlarla gönderilmelerini sağladık.”