26 Nisan 2024 Cuma
İstanbul 16°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Tuzak!

İsmet Özçelik

İsmet Özçelik

Gazete Yazarı

A+ A-

ABD 1985’ten beri aynı plan üzerinde çalışıyor. “Türkiye himayesinde Kürdistan”. Diğer bir adıyla “Taft Planı.” Bir başka adıyla da “Üç İsrail Planı”.
Planı kısaca şöyle: Barzani bölgesi önce Türkiye’ye bağlanacak. Sonra da Türkiye’deki büyük parça ile birlikte koparılacak
İran ve Suriye’dekiler de ilave edilerek, “Büyük Kürdistan” kurulacak.

PLAN SÜREKLİ MASADA
Bu plan sürekli masada kaldı. ABD Büyükelçisi ile Köşk’ün mutfağında sandviç yiyecek kadar içli dışlı olan Turgut Özal planı pek sevdi. 1. Körfez savaşına bu amaçla atladı.
Ama TSK sert tepki gösterdi. Necip Torumtay Genelkurmay Başkanlığından istifa ederek Özal’a “dur” dedi.
Korumaya aldığı Cengiz Çandar o günlerde “Türkiye ya büyüyecek ya küçülecek” diye yazmıştı. ABD’nin “havucunu” seslendirdi.

IRAK İŞGALİ SIRASINDA
Aynı plan küçük birkaç değişiklikle Irak işgali döneminde de gündeme geldi. O zaman da oltaya takılanlar oldu. 1 Mart tezkeresi ile amaçlanan konulardan biri de buydu. Kerkük-Musul’dan Akdeniz’e uzanacak “ABD İsrail Koridoru” Türkiye üzerinden geçecekti.
80 bin ABD askeri Güneydoğu’ya Türkiye’nin bölünmesi ve koridorun güvenliği için yerleşecekti.
Yine olmadı. AKP’nin “1 Mart tezkeresi” TBMM’de reddedildi.

MUSUL OPERASYONU
CIA-MOSSAD projesi olan IŞİD, aynı amaçla bölgede. ABD ne istiyorsa o şekilde hareket ediyor. Irak’ın yeniden bölünmesi gündemde.
Bölge hareketlenirken, Cumhurbaşkanı Erdoğan Misak-ı Milli tartışması başlattı. Lozan’a saldırdı. “Musul, Kerkük bizimdi” diyerek kulağa hoş gelen(!) sözler söylemeye başladı.
Bu arada, ABD’nin Cengiz Çandar’a söylettiği, “Türkiye ya büyüyecek ya küçülecek” ifadesi “yandaş” kalemlerden duyulur oldu.

SADDAM DERSİ
Saddam Hüseyin Irak’ta iktidarı ele geçirdiğinde en büyük sorunu ayrılıkçı Kürt hareketiydi. Mesut Barzani’nin babası Molla Mustafa Barzani’yi bir türlü kontrol altına alamıyordu.
Mesut Barzani’nin arkasında bugün kim varsa, babasının arkasında da onlar vardı. ABD ve İsrail. İran’da da Amerika’nın en sadık adamı Şah Rıza Pehlevi iktidardaydı. ABD ve İsrail Barzani’ye silah desteği esas olarak İran üzerinden gönderiliyordu.
Saddam tüm girişimlerine rağmen sonuç alamadı. Tek çaresi kalmıştı. İran’la anlaşmak. Cezayir Devlet Başkanı Huari Bumedyen araya girdi, 1975 yılında İran’la Irak anlaştı.
Saddam, Basra’daki kritik bazı adaları İran’a vererek Barzani’ye desteğini kesmesini sağladı. Arkasından da Barzani’nin üzerine yürüdü. Zor durumda kalan Barzani Irak’tan kaçtı.

ZOR ZAMANIMDA VERDİM
Bu anlaşmadan 4 yıl sonra İran Şahı devrildi. İran iç kargaşa ile uğraşırken Saddam İran’a verdiği adaları geri almak istedi. Gerekçe olarak da “O adaları ben zor anımda vermek zorunda kalmıştım” dedi.
Saddam’ın bu hamlesinde ABD’nin etkili olduğu bilinir. ABD, Irak’ı İran üzerine sürerek, İran devrimini zayıflatmak istemişti. İran ve Irak 8 yıl sürecek kanlı bir savaşa başladı. İki taraf da büyük kayıplar verdi.
Şu aralar “Musul sevdası” öne çıkınca bunları anımsadım.
Umarım kimse Saddam’ın hatasına düşmez. Irak’ın zor durumundan yararlanarak başka hesaplar yapmaz.
ABD’nin Türkiye’ye sürekli tuzak kurduğu unutulmaz!
Bağdat, Tahran, Şam ve Moskova ile işbirliği. ABD tuzağından kurtulmanın yolu da bu!

***

KAMYON DEMOKRASİSİ
29 Ekim günü Ankaralılar zor anlar yaşadı. Özel araçlar, toplu taşım araçları nereye gideceğini şaşırdı. Kızılay ve Ulus’a giden tüm yollar dev kamyonlarla kesilmişti.
Güvenlik dense de ikna edici olmadı. Vatandaşlar bu durumu, “Cumhuriyet yürüyüşlerine katılımı engellemek” olarak değerlendirdi.
Trafik levhalarıyla yapılabilecek iş damperli kamyonlarla yapıldı. Halk o kamyonları 15 Temmuz darbe girişimi sonrası kışlaların önünden hatırlıyordu.
29 Ekim günü Ankaralılar en çok “Kamyon demokrasisi” ifadesini kullandı.
Haksız da değillerdi!