30 Nisan 2024 Salı
İstanbul 14°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Uzun tatil İstanbul seçiminde kime yarayacak?

İsmet Özçelik

İsmet Özçelik

Gazete Yazarı

A+ A-

Türkiye 9 günlük tatile çıktı.
Tatil sonrasında İstanbul seçimi var.
Peki bu uzun tatil kime yarayacak?
Kamuoyu araştırma uzmanlarına sordum.
Değerlendirmeleri özetle şöyle:

SEÇİME CEP BOŞ GİDİLECEK
“Bayram tatili uzun.
Doğal olarak çok para harcanacak.
İşçinin, memurun, emeklinin, ... parası çabuk bitecek.
24 Haziran’da sandık başına gidilirken cepte para kalmayacak.
İktidar tatili uzun tuttu.
Ama lehine olmayacak.”

AKP’DE TEDİRGİNLİK
Bu görüş AKP çevrelerinde de dillendiriliyor.
“Taktik hata” olarak değerlendiriliyor.
Özellikle de İstanbullu seçmene vurgu yapılıyor.
İstanbul nüfusunun ezici çoğunluğunun Anadolu bağlantısına dikkat çekiliyor.
Kimi tatile, kimi köyüne.
Tatil sonrası, “cep delik, cepken delik”.
Seçim sonuçlarını nasıl etkileyecek?
Şunun şurasında 20 gün kaldı.
Bakalım kim haklı çıkacak?

***

SEÇİM DİLİ
Seçim Ramazan dinlemedi.
Kullanılan dil yine ağır.
Hakaret boyutu öne çıktı.
Yakıp yıkan cinsten.
Seçim sonrası için iyi değil.
Onca ağır sözden sonra birbirlerinin yüzüne nasıl bakacaklar?

***

23 HAZİRAN SONRASI
İstanbul için her yol mubah.
Seçim kazanmak amacıyla tüm yollar deneniyor.
Öcalan bile devrede.
Oy uğruna birçok şey feda ediliyor.
İktidar İmralı’ya yine tekne kaldırıyor.
Muhalefet anayasa değişikliği peşine düştü.
PKK’nın istekleri için Meclis adres gösteriliyor.
Seçim kazanmak için Türkiye’nin geleceği tehlikeye atılıyor.
Üstelik de yaşanmış onca tecrübeden sonra.

***

SOSYAL MEDYA
Sosyal medya tartışılıyor.
Etkili ama tehlikeli.
Yüz yüze bakılmayınca;
Göz göze gelinmeyince isteyen istediği gibi sallıyor.
Sığ bilgilerle yorumlar...
Son dönemde “rahatlama platformu” haline geldi.
İnsanlar bir araya gelince birbirlerine sosyal medya paylaşımlarını gösteriyor.
Sayfasında bir şeyler yazınca tatmin oluyorlar.
Görevini yerine getirmiş hissediyorlar, rahatlıyorlar.
Sonra da yan gelip yatıyorlar.
Örgütlü çalışma deyince de burun kıvırıyorlar.

LİNÇ KAMPANYASI
Tabi bir de linç kampanyaları var.
Kimisi paralı troller, kimi rüzgara kapılanlar.
Akıl, mantık işlemiyor.
Bir dakika durup düşünmeden vur ha vur.
Son örnek perşembe gecesi yaşandı.
Erdoğan “Yargı Reformu Stratejisi”ni açıkladı.
TBB Başkanı Feyzioğlu olumlu görüş bildirdi.
“Türkiye ittifakı için yol haritası” dedi.
Sen misin “olumlu” diyen.
Linç kampanyası başladı.
Aman Allahım, ne hakaretler...

OKUMADAN
Bazılarına baktım.
Açıklanan metni okumadıkları belliydi.
Erdoğan açıkladı ya yeterdi. Kötüydü.
Türkiye ciddi bir “akıl tutulması” yaşıyor.
Bu noktaya gelinmesinde herkesin payı var.
İktidarın da, muhalefetin de...

ARTIK YETER
Ekonomi ortada.
Etrafımızda ateş çemberi var.
Irak’ın kuzeyi, Suriye, Doğu Akdeniz, Kıbrıs, Ege...
ABD namluyu Türkiye’ye çevirmiş durumda.
Artık yeter.
Türkiye’nin böyle bir saçmalık lüksü yok!
Herkesin aklını başına toplama zamanı gelmedi mi?
Gemi batarsa, ne olacağını tartışmaya gerek var mı?