26 Nisan 2024 Cuma
İstanbul 14°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Vatan yahut Kanada!

Soner Polat

Soner Polat

Eski Yazar

A+ A-

Futbolu bilim ve sanat haline getirdiler. Manen fakir, cahil ve inceliksiz sokak basını gençlerin bu tutkusunun peşine düştü; sömürdü. Futbol ruhu saran mikrop gibi Finlandiya’daki şehir gençliğinin bütün katmanlarını sardı. Halkımızın kuvvetli bacaklı, fakat zayıf beyinli olmasını istemiyoruz! Aşağısı öküz bacaklar, yukarı ise koyun kafalar...

BEYAZ ZAMBAKLAR ÜLKESİNDE
Yukarıdaki satırlar “Beyaz Zambaklar Ülkesi”nde adlı eserden alındı. Günümüzün saygın spor yazarlarının asla hedef alınmadığını özellikle vurgulamak istiyorum. Zaten bu satırların da yıllar önce Finlandiya’ya özgü koşullarda yazıldığını dikkate almalıyız. Atatürk’ün talimatı ile bu kitap bir zamanlar askeri okulların müfredat programı içine alınmış. Deniz Harp Okulu’nda öğrenciyken yaz tatilinde okumuştum. Hasdal cezaevinde sindire sindire, notlar alarak bir kez daha okuma fırsatı buldum. Bir ulusun gelişimi ve ileri doğru sıçraması için önemli ipuçlarını bünyesinde barındırıyor...

KAFA YORARSAN, SIYIRIRSIN!
“Bu bilişim, fazla kafa yorarsan, sıyırırsın! Kullanacaksın, nimetlerinden kullanıp, yararlanıp, işini göreceksin! Kafayı taktın mı, o zaman işin kötü! Çok fazla hikmetine, fazla şey yapmamak lazım!” Bu sözler de Başbakan Binali Yıldırım’a ait! Ulaştırma Bakanı olarak görev yaparken bir topluluğa bu şekilde hitap ediyor! Aslında, belki de farkında olmadan ülkemizdeki bilim haritasının röntgenini çekmiş. Türkiye’ye fren yaptıran zihniyetin gizli kodlarını deşifre etmiş. İsterseniz, lafı fazla uzatmadan, bu sözlerin hayata nasıl yansıdığını anlamaya
çalışalım.

DUYARLI BİR BABA’YA KULAK VERELİM!
Olimpiyatlara katılan her sporcuya 60 cumhuriyet altını veriliyor. Altın, gümüş ve bronz madalya alanlar ise sırasıyla 2000, 1500 ve 1000 altınla ödüllendiriliyor. Milli sporcu olanlara burs veriliyor. Bunun için herhangi bir uluslararası müsabakaya katılmak yeterli.
Ama bir de unuttuğumuz bilim olimpiyatları var. Örneğin, Uluslararası Fizik Olimpiyatları... 46 yıldır düzenleniyor. Lise düzeyinde dünyadaki en saygın faaliyetlerden birisi. Her ülkeden en fazla 5 kişi katılabiliyor. Ülkemiz açısından bakarsak, katılma hakkı kazanabilmek için TÜBİTAK’ın çok zorlu 4 engelini aşmak gerekiyor. Diğer bir ifade ile ilk beş arasına girebilmek deveye hendek atlatmak gibi, gerçek bir başarı hikâyesi.
Ne yazık ki Türk devleti dönüp de bu çocuklarımızın yüzüne bile bakmıyor. Herhalde, “sıyırmaktan” korkuyor... Bir evladımız var. Bilim olimpiyatlarına iki kez katılmış. Birinde gümüş, diğerinde ise bronz madalya almış. Ülkemizin yüz akı. Saf ve temiz duygularla devletine başvuruyor: “Bana burs verin ki ülkemi daha büyük başarılarla buluşturayım.”
Kendisine güzel bir nasihat çekiliyor. Keşke film burada bitse. Sıkı durun; dahası var! Babasının başvuru dilekçesinde, “Kanada’nın verdiği burs ile evladımızın okuduğu” beyan ediliyor. Öyle mi? Devlet, 29 TL’lik çocuk yardımını derhal kesiyor. Sonrası mı?
Kanada diyor ki, “Gel evladım, bütün masrafların, barınma, yeme içme, kitap, defter, kalem bana ait. Üstelik ülkene gitmek için yılda iki kez gidiş-dönüş uçak bileti vereceğim.” Ve bu yetenekli Türk genci artık Kanada’dır...

ÇIKTIK AÇIK ALINLA...
Ah Atam ah! Seni çok özlüyoruz... Nasıl da göz kamaştıran bir eğitim ve öğretim atağı başlatmıştın. Hayatta en hakiki mürşidin bilim olduğunu bize sen öğrettin. Şimdikiler, “boş verin!” diyorlar, sıyırırsınız! Elin Joe’su, Müller’i, Michel’i üretecek, biz onların mallarını nasıl güzel kullandığımızı anlatarak caka satacağız. Onlar zenginleşecek, biz fakir kalacağız. Onlar fabrikalar kuracak, biz pazar olacağız. Bunun kader olmadığını da bizlere sen öğrettin.

ASLI YATIRIM NEREYE YAPILMALI
Yanlış anlaşılmasın. Başarılı sporcularımızı ödüllendirmeye devam edelim. Ama unutmayalım ki kafa gücü her zaman her koşulda beden gücüne üstün gelir. Zaten aksi olsaydı gezegenimizi filler yönetiyor olurdu. Tek taraflı bakış, karşımıza primi, ödülü milli formadan daha değerli gören bir zihniyet çıkardı. Beyin gücüne gerekli yatırımı yapmazsak, dünyanın futbol topu çevresinde döndüğünü sanan kuru bir kalabalık ile baş başa kalırız.