Ve Cumhuriyet Gazetesi resmen PKK organı

Önceki gün TBMM.PKK’nın Meclis’teki temsilcisi HDP’nin Müdürü Selahattin Demirtaş kürsüde ve elinde Cumhuriyet Gazetesi...
Çağrı yapıyor:
-”Bu gazeteye destek olalım.”
Söyleyin nedir bunun okuması? Cumhuriyet Gazetesinin artık resmen PKK’nın yayın organı olduğunun ilanı değil mi?
Öyle olduğu içindir ki Mustafa Balbay bile önceki gün bu gazeteden kovulmuştur.
Tablo bu iken CHP’li belediyeler hâlâ bu gazeteye destek adına binlercesini satın alıp bedava dağıtmaya devam edecek mi göreceğiz!

Beyzbol sopası ve yumruk!
Görüntüler net:
ABD Dışişleri Bakanı Kerry, Roma’da yapılan IŞİD toplantısı sürecinde Dışişleri Müsteşarımız Feridun Sinirlioğlu’na yumruğu indiriyor.
Diyeceksiniz ki, abartma adam şaka yaptı. Hayır efendim devletler arası ilişkilerde ve önemli bir toplantı anında kameralar önünde böyle bir şaka yapılamaz.
Bu çirkin tutum yakın geçmişte Obama’nın elinde beyzbol sopası ile Tayyip Erdoğan’la yaptığı telefon görüşmesinin bir başka versiyonudur.

Bahçeli’nin küfürcüleri
MHP Camiasının milyonlarca şuurlu seçmeni var.
Öyle iken bu partinin resmi gazetesi sadece iki bin adet basılıyor.
Sözde o gazetenin tek bir misyonu var; Devlet Bahçeli’ye fedailik.
Maaşlı çalışanları biliyorum biri hariç hiç biri ülkücü değil, ülkücülükten geçinen soytarılar. Tek bir görevleri var; köşesinde Bahçeli’yi eleştiren gazeteci-yazarlara ağır ifadelerle sövmek ve hedef gösterip korkutmak.
Korkutmada bunlar kendileri bir halt yiyemez, 18 yaşında kanı kaynayan ülkücü çocukları kışkırtıyorlar.
Söyleyin, sürekli aynı şeyi yapan bu çapulcular Bahçeli’ye rağmen bunu yapabilir mi?

Mayına basan adam!
Mayına basan adamı bilirsiniz.
Ayağını mayından çekemez, çekerse ölür.
Mayına basma misali bugün Türkiye’yi yöneten malum zirve irade, iktidara mecbur ve mahkûm.
Öyle zira iktidardan düştüğü dakika sadece kendisi değil, çoluğu çocuğu dahil en yakınları hesaba çekilecek.
İşte bu sebeple iktidarı kaybetmeme adına her türlü çılgınlığı yapıyorlar ve yapacaklar ki bu durum ülke bekası adına büyük tehdit.
Buradan hareketle bendeniz Türkiye’deki iktidar değişiminin bazılarının zannettiği gibi güle oynaya olacağını düşünmüyorum.

Devlet başka nelere sustu?
Başbakan Davutoğlu önceki gün iş adamı grubuna konuşuyor:
-”Çözüm sürecinde güneydoğu’da, PKK işadamlarına mezarlıklarda işkenceler yaptı. Devlet bunları biliyordu sustu.” Görüyorsunuz susulan sadece bölücü örgütün şehirlere silah yığması ve mayın döşemesi değilmiş ki önümüzdeki dönem başka şeyler de ortaya çıkacaktır.
İyi de böyle bir suskunluğun devlet hayatında ya da kanun önünde bir sorumluluğu yok mudur?
Altını çiziyorum bu itiraflar gelecekte açılacak davaların bir bakıma iddianameleridir.