29 Nisan 2024 Pazartesi
İstanbul 14°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Yeni bir dünya

Yavuz Alogan

Yavuz Alogan

Eski Yazar

A+ A-

Kışlık Saray’daki Geçici Hükümet üyeleri tutuklandıktan sonra Bolşevikler büyük bir sorunla karşılaştılar. Neşe patlaması yaşayan silahlı işçiler Saray’ın mahzenine dalarak Çar’ın nadide içkilerini tüketmeye başlamışlardı. Hükümet üyelerini tutuklayan Bolşevik Antonov Ovseenko itfaiyeyi çağırarak mahzeni suyla doldurduysa da fayda etmedi. Sonunda Devrimci Askeri Komite görev başında içkili olanların anında kurşuna dizileceklerini ilân etti. O sırada Komite telaş içindeydi. Neva Nehri’nin ağzını ve Pulhovo tepelerini askeri olarak tahkim etmek zorundaydılar ve bunu nasıl yapacaklarını bilemiyorlardı.
Devrimler böyledir. Walter Benjamin “Son Bakışta Aşk” adlı denemesinde Fransız Devrimi sırasında silahlı işçilerin saat kulelerine ateş ettiklerini anlatır. Saatler iş gününün başlangıcını haber veriyordu ve işçiler artık çalışmak istemiyorlardı.
Kışlık Saray’ın düşmesinden bir saat sonra Smolni binasındaki Lenin, başındaki perukayı sökerek kürsüye çıktı. İlk cümlesi şöyleydi: “Artık sosyalizmi kurmaya başlayabiliriz.”

ÜTOPYA VE GERÇEK

Fabrikaları işçi konseyleri devralmış ve burjuvazinin üretim araçları üzerindeki özel mülkiyeti filen kaldırılmıştı. Şubat’taki demokratik devrime işçi sınıfı önderlik etmişti. Rus burjuvazisinin Danton’u ya da 1848 demokratik devrimlerindeki gibi öncü müfrezesi yoktu. Siyasi varlığı da yoktu. Yasama yetkisi Duma’dan Sovyetler’e geçmişti.
Birkaç yıl içinde Rus devrimcileri, ‘ülkenin bütün helâlarını altından yaptırırız’ ütopyasından ‘sosyalizm eşittir elektrifikasyon’ gerçeğine ulaştılar ve kapitalist sermayenin olmadığı koşullarda ağır sanayi inşa etmek için küçük üreticinin iktisadi fazlalarına el koymaya başladılar. İşçi devleti hızla merkezileşti.

DEVRİMİN KALESİ

1927’ye kadar ellerinden geleni yaptılar fakat devrimi Avrupa’ya ve Asya’ya yayamadılar. Devrimci Doğu Halkları Kurultayı’nın (DDHK) birincisi yapıldı fakat ikincisi yapılmadı. Doğudaki millî demokratik devrimlere artık Henk Sneevliet ya da Mihail Borodin gibi Komintern ajanlarıyla önderlik edilecekti.
Neden 2. DDHK yapılmadı? Çünkü birincisi başarısız olmuştu. Üstelik Rusya’da açlık başlamıştı. NEP dönemine geçtiler, zoralımı bırakıp üretimden vergi almaya başladılar, ticareti teşvik ettiler. Devrim bekledikleri Almanya’yla Rapollo anlaşmasını (1922) imzaladılar, ağır sanayi için ara malları ve teknoloji ithal ettiler. Dünya devrimi diye tutturmanın anlamı yoktu, sosyalizme geçiş sürecini mümkün olduğu kadar ilerletmeye karar verdiler.
Yosif Stalin, ölümüne kadar (1953) Sovyet bürokrasisini cendere içinde tuttu ve ayrıcalıklı bir kastın oluşmasına izin vermedi. Devlet’in malını çalan anında kurşuna dizildi, plan hedeflerine ulaşamayan azledildi, hile yapan Sibirya’ya sürüldü. Fakat işçi sınıfının demokratik bir denetleme mekanizması kurmasına da izin verilmedi. Tam aksine işçiler üretim yarışına sokuldular (Stahanov hareketi ve maddi müşevvikler). Çünkü savaş yaklaşıyordu ve ‘devrimin kalesi’ güçlü olmalıydı. Rusya savaştan Avrupa’nın ortalarına kadar genişlemiş bir dünya gücü olarak çıktı, ulusal kurtuluş hareketlerini destekledi, sömürge sonrası ülkelere bir kalkınma modeli sundu. Batıda komünizm korkusu vahşi kapitalizmi 19 yüzyıl şartlarından çıkararak ehlileştirdi: sosyal refah devleti, toplumsal kalkınma, bölüşümde adalet. Günümüzde burjuvazinin komünizm korkusu olmadığı için bu kavramların hiçbiri yok.

KAHRAMANLIKTAN KASVETE

Fakat Rusya’nın kendine faydası olmadı. Üstelik 20. Kongre’de (1956) Huruşov, Stalin’i lanetledi ve cendereden çıkan devlet bürokrasisi hızla ayrıcalıklı bir kast hâline geldi. Sosyalizme geçtiklerini farz ettiler. Bu rüyadan 1991 yılında kapitalizme uyandılar. Becerikli ve kurmaz bürokratlar birer kapitalist (oligark) olarak boy gösterdi. Ruslar devlet bürokrasisini denetleyen demokratik mekanizmalar kuramamışlar, 1953’e kadar sınıf mücadelesini tabandan (Çin’deki Kültür Devrimi gibi) değil, iktidarın merkezi denetim mekanizmasıyla sürdürmüşlerdi. Bütün ülke aşırı merkezileşen bir kafesin içine tıkıldı. Bu yüzden Rusya’da insanlık durumu, Ostrovskiy’nin ‘Ve Çeliğe Su Verildi’ romanında anlatılan kahramanlıktan, Bulgakov’un ‘Usta ile Margarita’ romanındaki derin kasvete dönüştü.
Ekim Devrimi işçi sınıfının burjuvaziyi tasfiye ederek mülkiyet ve üretim ilişkilerini değiştirebileceğini kanıtladı. 1871 Paris Komünü de sıradan emekçilerin siyasi iktidarı ele geçirebileceklerini kanıtlamıştı. Birincisi 75 yıl, ikincisi 72 gün sürdü.
Bugün yeni bir dünyanın ancak sosyalizmle kurulabileceğine inanıyorsak, bunu Ekim Devrimi’ne borçluyuz.

Yazarın Önceki Yazıları Tüm Yazıları
HDP sorunu 24 Ağustos 2019
Müşterek harekât 17 Ağustos 2019
Yeni bir dünya 06 Ağustos 2019
Üretim devrimi 03 Ağustos 2019
Demokrasi sorunu 30 Temmuz 2019