ABD maşası değil Mustafa Kemal’in paşası Molla değil Milli Ordu!

Türk milletinin gözbebeği ve gururu, bağımsız ulus devletimizin kurucusu, Cumhuriyetimizin koruyucusu ve kollayıcısı, Milli ordumuz TSK’nın, laiklik karşıtı- Atatürk düşmanı, IŞİD kafalı, bölücü terörün pazarlıkçısı, gırtlağına kadar yolsuzluğa ve hırsızlığa batmış, mezhepçi ve yobaz iktidar zihniyeti tarafından istismar edilmek ve suçlarına alet edilmek istenmesi hepimizi kahrediyor doğrusu.

Türk ordusunu, dünyada “haydut devlet” uygulamalarıyla yalnızlaşan, emperyal emeller peşindeki, askerlerimizin kafasına çuval geçiren sözde müttefikimiz ABD’nin maşası yapmak isteyen siyasi iktidar şimdi de eğit-donat rezaletine imza attı.

Kimi eğitip-donatacakınız?

Komşumuz ve Müslüman Suriye’yi, adeta insan mezbahasına çeviren-vahşi-yobaz-mezhepçi katil sürülerine ve çetelerine mi eğitim vereceksiniz?

Buna ne hakkınız var? Niye Ortadoğu bataklığına, ABD’nin maşası ve tetikçisi olma utancına bulaşıyorsunuz? Bela mı arıyorsunuz? Gözünüzü kan mı bürüdü?

Peki, ya İran, Irak veya Suriye de, Türkiye’de bir iç savaşı veya kardeş kavgasını ya da terör örgütlerini böyle eğitmeye kalkışsa, onlara ne diyeceksiniz, dünyaya nasıl şikayet edeceksiniz?

Biz Milli ordumuzu, peygamber ocağı olarak gören, bağımsızlığımıza düşkün, laik Atatürk Cumhuriyetinin yurttaşlarıyız. Din ve mezhep kavgalarına, kanlı petrol savaşlarına figuran ve tetikçi olamayız, asla olmamalıyız!

Fetih değil, ricat!

Süleyman Şah Türbesini, IŞİD ve PYD ile uzlaşmak ve işbirlikçilik yapmak suretiyle, kendi elleriyle yıkan ve tam anlamıyla “ricat” eden yeni Osmanlıcı palavracıların, TSK’yı bu rezil, mezhepçi, tetikçi ve işbirlikçi siyasetlerine ve kirli emellerine alet etmelerini asla ve kat’a kabul etmiyoruz, içimize sindiremiyoruz.

Sanki “Fetih” yapmış gibi, utanç verici, rezil bir “ricatı” milletin aklıyla alay edercesine -zafer kazanmış gibi- pazarlamaya çalışmak, trajikomik, nafile bir gayrettir.

Bu milletin; Cumhuriyetimizi, bu coğrafyada; bölücü-teröre, yobazlığa, emperyalizmin fitne-fesat operayonlarına karşı koruyup-kollayacak, güvendiği ve inandığı tek bir kurum kaldı ayakta o da Türk Silahlı Kuvvetleridir.

TSK’yı, çirkin-çapsız-haksız ve yobaz emellerine alet etmek isteyenlere karşı milletçe hep birlikte direnmeli ve itiraz etmeliyiz.

Çünkü, Türk ordusu, molla ordusu değildir.

Türk paşaları da, ABD’nin maşası değildir.

Bu ordu, Mustafa Kemal’in askeridir ve ilelebet öyle kalacaktır!