26 Nisan 2024 Cuma
İstanbul 18°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Al birini vur ötekine!

Ufuk Söylemez

Ufuk Söylemez

Eski Yazar

A+ A-

Yaklaşan seçimlere hazırlanan parlamentodaki muhalefet partilerinin (CHP ve MHP) ekonomide bugün A. Babacan ve E. Başçı’nın uyguladığı “sıcak para” politikalarını üç aşağı- beş yukarı aynen sürdürmeye niyetli oldukları anlaşılıyor. 

Eğer böyle olacaksa, eyvah ki eyvah! 

Türkiye’de üretimi bitiren, yerli ve milli bankaları batıran, ülkeyi ithalat cennetine çeviren, hane halkını gırtlağına kadar borca batıran, ülkeyi 400 milyar dolar dış borca sokan, işsizliği patlatan, sıcak paraya dayalı politikaların baş ve ilk sorumlusu olan K. Derviş’in, K. Kılıçdaroğlu tarafından yere göğe konulamaması bu endişelerin yersiz olmadığının en önemli göstergesi bence. 

Ülkede ne zaman bir iktidar alternatifi arayışı başlasa uluslararası sıcak para tacirleri, IMF ve dış odaklar Türkiye’deki düzenlerini aynen sürdürecek ve devam ettirecek isimleri hemen tedavüle sürüyorlar. 

Türkiye siyasetinin erdemli ve nezaket dolu ismi rahmetli Bülent Ecevit’in bile “siyasal yaşamımdaki en büyük pişmanlığım” dediği K. Derviş işte bu sebeple çıkarcı holding medyası tarafından parlatılıp bu kez CHP’ye yamanmaya çalışılıyor. 

Hâlbuki ülkeyi sıcak paraya mahkûm eden, özel sektörün dış borçlarını dahi Hazine garantisi vererek millete ödeten, Türk bankacılık sistemini ABD ve AB’nin yaptığı gibi, korumak-rehabilite etmek, yeniden yapılandırarak, güçlendirmek veya sermaye destekleri sağlamak yerine, IMF ile birlikte batırmak tasfiye etmek gibi “masum” politikaların müsebbibi olan bir isim CHP’ye -dışarıdan- ekonomi bakanı yapılmaya çalışılıyor yine. 

MHP ise, K. Derviş’in bu gayrı-milli sıcak paracı politikalarını aynen AKP iktidarında sürdüren, önceki TCMB Başkanı ve Abdullah Gül’ün danışmanı D. Yılmaz’a sarılıyor. 

Peki, K. Derviş ve D. Yılmaz’ın sıcak paracı, IMF’nin övdüğü geçmişteki politikalarını, bugün de aynen sürdüren A. Babacan ve E. Başçı’nın kabahati ne? 

Hepsi aynı zihniyetin uygulayıcısı ve aynı yolun yolcuları değiller mi? 

O nedenle AKP’ye, T. Erdoğan’a “sözde” muhalefet eden, çıkarcı holding medyası bunların alayına birden sahip çıkıp bağrına basıyor. 

K. Derviş- D. Yılmaz-A. Babacan ve E. Başçı’nın uyguladıkları ve ülkeyi bu duruma sokan ekonomi politikaları birbirinin aynısıdır ve devamıdır. “Tıpkısının aynısıdır” yani. 

Parlamentoda, neo-liberal kumarhane kapitalizmini ve sıcak paracı-üretim düşmanı ekonomi politikalarını reddeden ve gerçekçi kur ile üretim ekonomisini savunan ne bir parti, ne de bir ekonomi bakanı adayı var bugün maalesef. 

Bugün altta kalanın canının çıktığı ve giderek bir kumarhane kapitalizmine dönüşen vahşi kapitalizm yerine, özel ile kamuyu, planlama ile piyasayı, ithal ikamesi ile ihracata yönelik politikaları yerine-zamanına ve ülke yararına göre birlikte uygulayabilecek, gerçekçi kur ile üretim ekonomisine ağırlık verecek, “karma ekonomik” bir modeli savunan bir siyasi ekip ve partiyi hepimiz bugünkü parlamento içinde değil, dışındaki partilerde aramalıyız ve desteklemeliyiz. 

Çünkü bunların hiçbirinin birbirinden farkı yok. Al birini-vur ötekine yani...