9 Ekim Medyanın Halleri

İşte günün öne çıkan köşe yazıları...

İSRAİL’DE ‘AKSA TUFANI’ DEPREMİ

Bercan Tutar- Sabah

Filistin İslami Direniş Hareketi'nin (Hamas) silahlı kolu İzzeddin El-Kassam Tugayları'nın İsrail'e yönelik başlattığı tarihi Aksa Tufanı operasyonu daha şimdiden emperyal eskatolojide ve işgalci siyonist rejimin en son teknoloji ile korunan savunma hatlarında tarihi gediklere yol açtı. Nereden bakılırsa bakılsın bu taarruz ezberleri bozdu. İsrail ve yandaşlarının kimyasını altüst etti.

Herkes şaşkın. Zira Filistinli direnişçilerin aşılmaz denilen İsrail güvenlik sistemini kalbura çevirerek 20 dakikada 5 bin füzeyi ateşlemesi, işgal atındaki 20'ye yakın askeri ve stratejik noktayı ele geçirmesi, 100 kadar İsrailli askeri öldürmesi, 50 kadarını esir alması ve Kudüs'e kadar uzanan roket saldırılarında bulunması, işgalcileri şoke etmiş durumda.

İsrail'in güvenlik duvarlarını ve kontrol noktalarını daha önce sadece roketler ve SİHA'lar geçebilirdi. Şimdi ise sızma hareketiyle İsrail tarafındaki pek çok kritik nokta baskınlarla ele geçirildi.

İsrail yönetimi, Demir Kılıçlar koduyla savaş durumuna geçerek Gazze'yi bombardıman yağmuruna tuttu. İlk belirlemelere göre 198 Filistinliyi katletti. (...)

Ancak dün sabahki taarruz büyüklük ve kapsam açısından eşi benzeri görülmemiş bir askeri hamleye işaret ediyor. Hamas daha önce de çeşitli sızmalarda bulunmuştu fakat Gazze sınırındaki güvenlik duvarlarını ve İsrail kontrol noktalarını böylesine çökertememişti.

Hâsılı kelam Hamas, bu başarısıyla işgalci İsrail'in bir mitini daha yıkarak ona arka çıkan emperyal payandaları da şaşkına uğrattı. Tepkilerden anlıyoruz ki önümüzdeki süreç bu ve benzeri birçok sürprize daha gebe görünüyor.

PKK’NIN YENİ ADRESİ BELLİ OLDU

Eray Güçlüer- Akşam

Bölgemize biraz daha genel bakacak olursak dün gerçekleşen Hamas'ın İsrail'e saldırısı bölgemizin son derece hareketli olduğunu gösteriyor. Dün başlayan Hamas'ın saldırılarında şu ana kadar en az 100 İsraillinin öldüğü yaklaşık 1000 kadar İsrail'in de yaralandığı bilgileri geliyor. Daha da ilginci İsrail'in hem istihbarat hem de başta demir kubbe olmak üzere savunma sistemlerinin çöktüğü görülüyor. Bunların da ötesinde İsrail Hamas'ın saldırılarına cevap vermede çabuk harekete geçemediği ve geç kaldığı dikkatlerden kaçmadı. Biri ordu komutanı olmak üzere çok sayıda İsrailli, Hamas tarafından esir alınmış durumda. Ve dünden bugüne İsrail'in kontrolünde olan yerlerde halen çatışmalar devam ediyor.

Kısacası İsrail'in o efsanevi karizması çizildi diyebiliriz. Ancak benim asıl merak ettiğim Hamas diplomatik çözüm yerine bunu niye yaptı? İntikam almak için mi? İsrail'i siyasi çözüme zorlamak için mi? Zira tam da bu dönemde artan şiddet bulunduğu güç durumdan kurtulmak için İsrail Başbakanı Natenyahu'nun işine de yarayan bir araca dönüşebilir. Hatta bunların da ötesinde İsrail'in Filistin topraklarında yeni yerleri işgal etmesinin önünü de açabilir. Bekleyip göreceğiz. Ama asıl zararı gören Filistinli Müslümanlar oluyor. Bana göre Filistin üzerinde dışarıdan yönlendirilen siyasal mezhepçilik mücadeleleri son bulmadan ve Filistinlilerin arasında tam olarak birleşme sağlanmadan İsrail'e karşı başarılı olmak pek mümkün değil. Her ne olursa olsun mücadelelerinde her zaman Filistinli kardeşlerimizin yanında olduğumuzu da belirtmek isterim.

BARIŞ SONUÇ VERMEYİNCE SAVAŞ KAÇINILMAZDIR

Yusuf Dinç- Yeni Şafak 

Bir Filistinli başlayan savaş üzerine “uzun yıllar boyunca sabredilen barış sonuç vermeyince direniş kaçınılmaz oldu,” dedi. Evet, barış tüm taraflara umduklarını vermezse savaş kaçınılmaz olur.

Savaşın akıbetiyle ilgili durum da benzerdir. Savaş tüm taraflara umduğunu vermezse barış kaçınılmaz olur. Ama barış için bir ihtimal daha var. Taraflardan birisi dahi umduğunu alamayacağını düşündüğünde barış her zaman potansiyeldir.

Savaş ve barışla ilgili söylenecek başkaca sözleri de Tolstoy söylemiştir. Tolstoy der ki  savaşı çıkaran da barışı isteyen de suçlanabilir.

İsrail ile Filistinliler arasında başlayan savaş nasıl bitecek yahut bitecek mi, göreceğiz.

Ama tüm dünya Gazze’nin başlatmak zorunda olduğu bu savaşın bir parçası. Tüm dünyanın suskunluğuydu Gazze’de çocukları öldüren. Musa’nın yanında olup firavunun karşısında olunmamasıydı.

Gazze’de acı şekilde çocuklar, kadınlar, engelliler, gazeteciler, siviller katledilirken seyreden dünya maalesef İsrail’de de sivillerin hedefe konmasının sorumlusudur.

Bu savaş daha öncekilere benzemiyor. Kolay kolay bitecek gibi durmuyor.

ORTA DOĞU’DA HUZUR İÇİN TERÖR BİTMELİ

Ufuk Akay- Türkgün

Şartlar nasıl şekillenirse şekillensin Türkiye kendi dengesini kurabilme ve koruyabilme kabiliyetine bu anlamda da bağımsız bir istikamet çizebilme kudretine sahip bir ülke olduğunu göstermiştir. Hal böyleyken Türkiye ile müşterek iş birliği geliştirmek tüm çevrelerin çıkarına olacağı gibi insanlığın huzurunun tesis edilmesi ve bölgesel anlaşmazlıkların kalıcı çözüme kavuşturulabilmesi adına olmazsa olmaz bir gerçeklik haline gelmiştir.

Orta Doğu coğrafyasının terör, kargaşa ve kaos sarmalından ivedilikle kurtarılması Türkiye’nin olduğu kadar tüm dünyanın ortak meselesi olmalıdır. Tek taraflı çıkar doğrultusunda yürütülen politikaların terk edilerek ortak bir akılla bölgenin şüphesiz en güçlü olan devleti Türkiye Cumhuriyeti’nin kaygı ve beklentilerinin karşılanması öncelikli olarak bölgedeki terör varlığının bitirilmesi insanlığın beklentisi haline gelmiştir.

Sonraki Haber