ABD’den iyilik bekleyenler

18 Eylül 2025 Perşembe günü MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ABD-İsrail saldırganlığı ve yayılmasına karşı “TRÇ (Türkiye, Rusya Çin)” ittifakı önerdi. AKP ve CHP medyasında bu konuda yorumlar beklediğimden cuma akşamı erkenden televizyonun karşısına oturdum.

CHP’yi destekleyen televizyonlar, uzun süredir Ekrem İmamoğlu ile yatıp kalkıyorlar. Bu süreçte Türkiye’nin geleceğiyle ilgili önemli iç ve dış politik gelişmeleri görmüyorlar nedense.

Gelelim AK Parti medyasına… Onlar, hâlâ ABD’nin, kısacası Amerikan başkanlık seçiminden önce kayıtsız koşulsuz destekledikleri, umut besledikleri Trump’un şapkadan tavşan çıkaracağını beklemekteler. Tartışma programlarına, Trump’ın sosyal medyada R. Tayyip Erdoğan’la ilgili yaptığı paylaşım damgasını vurdu. Trump, 25 Eylül’de Beyaz Saray’da bekliyormuş dostu Erdoğan’ı. AKP medyasındaki yorumcular, ağız birliği ederek koro halinde bu görüşmenin önemini vurguladılar. Erdoğan, bu görüşmede neler neler alacakmış ABD’den, saya saya bitiremediler bir türlü. Trump’tan umutları çok yüksek nedense. Masada biriken dosyalar açılacakmış ve ABD, Türk tarafının isteklerini yerine getirecekmiş. Bu tür konuşmaları, yorumları dinledikçe yorumcu adı altında ekranları işgal eden gazetecilerin, öğretim üyelerinin nerede yaşadıklarını insan merak etmiyor da değil? ABD-Türkiye ilişkilerinin geçmişini bilmemeleri çok ilginç. Ya bu yorumcular, ABD’den dayak yiye yiye ona bağlılıklarını pekiştirdiler, diye düşünüyor insan ister istemez.

AMERİKANCILIKTAN KURTULAMAMAK

Yandaş ve merkez medyadaki yorumcular, Bahçeli’nin açıklamasını, Erdoğan’ın Washington ziyareti öncesi taktiksel olduğunu söylediler. Devlet Bey, bu açıklamasıyla Erdoğan’ın Trump’la görüşmesinde elini güçlendirmek istemiş. Oysa Sayın Bahçeli’nin açıklaması, tamamen stratejiktir. Bu stratejik açıklamayı bile anlamayan ya da anlamak istemeyen bir kafa, Türkiye’ye hizmet edebilir mi?

Suriye, Gazze, Lübnan, Yemen ve tüm coğrafya yanıyor. İsrail, sınır tanımaz bir saldırganlık içinde. Arkasındaki en büyük güç de ABD. Açık açık Türkiye’yi hedef alan açıklamalar yapmakta saldırgan iki ülkenin yöneticileri. Ne yazık ki içlerine Soğuk Savaş döneminde sokulmuş Amerikancılıktan bir türlü kurtulamıyorlar. Sahte “demokrasi ve özgürlük” masallarını, kendilerine inanç yapmışlar. Bu nedenle Rusya ve Çin’e soğuklar. Bu iki Avrasya ülkesine, “demokrasi ve özgürlük” cephesinden saldırıyorlar. ABD’de demokrasinin ve özgürlüğün kırıntısı yok! Ancak onlar bakıyor, ne yazık ki görmüyorlar. Görseler de inanmıyorlar. Çünkü onların demokrasilerinin(!) kıblesi ABD, kahramanları da Trump.

Yandaş ve merkez medyanın neredeyse hepsinde Gazze konusunda ağlaşma var. Bu konuda İsrail’e söylenmedik söz bırakmıyorlar. Konuşmacıların hepsi bir ağızdan İsrail’e hakaret yarışına giriyorlar. Ancak İsrail’e bu cüreti, yürekliliği, askeri desteği kimin verdiğini bir türlü dilleri varıp da söyleyemiyorlar. İkinci Dünya Savaşı’ndan beri dünyayı kana bulayanın ABD olduğunu ya bilmiyorlar ya da bu emperyalist gücün insan kıyımlarını, ülke yıkıcılığını örtbas etme çabası içindeler.

ÖNÜMÜZDEKİ ENGEL

Türkiye’ye 1945’ten beri elinden gelen bütün kötülükleri yapmış, yeraltı ve yerüstü kaynaklarımızı sömürmüş, Kemalist Devrimi tasfiye etmiş, binlerce insanımızın toprağa düşmesine neden olmuş, ulus devletimizi yıkmayı amaçladıklarını her fırsatta söyleyen bu emperyalist gücün yaptıklarını görmemek ya da görüp de göz ardı etmek niye?

ABD ile ölümcül bir dostluğu sürdürme isteği, anlaşılır gibi değil. ABD’ye tapınarak Gazze’deki soykırımı bitiremez, İsrail’in saldırganlığını önleyemezsiniz. Washington’la sözde dostluk sürdürerek FETÖ ve bölücü örgütlerle savaşamazsınız. Bu yolla “Terörsüz Türkiye” dediğiniz süreci engelleyip ülkemizin bütünleşmesine zarar verirsiniz. Dünyanın hiçbir yerinde kurban edilecek bir koyun, kasabın bıçağını yalayarak kesilmekten kurtulup yaşamını sürdüremez.

Merkez ve yandaş medya yorumcularını, ülkemizin, bölgemizin ve dünyanın gerçeklerini görmeye çağırıyorum. ABD’nin yıllar önce belleklerine kazıdığı kodlardan kurtulmalarının zamanı çoktan geldi de geçiyor bile. Yaşamdan, siyasal gelişmelerden niye ders almıyorsunuz? Türkiye’nin ulusal çıkarlarının önündeki en büyük engelin ABD olduğunu neden, bir türlü görmüyorsunuz? Bu düşünme biçiminiz ve bakış açınızla ülkemize zarar verdiğinizin farkında bile değilsiniz.

Sonraki Haber