Belediye başkanları sınır tanımıyor! Direnen işçiye tehdit hakkını arayana şiddet

İzmir Çiğli Belediye Başkanı Onur Emrah Yıldız’ın işçilere yönelik tehditleri gerilimi tırmandırdı. Seslerini İzmir’de duyuramayan işçiler, direnişlerini 1 Mayıs’ta Ankara’da CHP Genel Merkezi önüne taşıyacaklarını söyledi.

Çiğli Belediyesinin geçen yıl haziran ayında işten çıkardığı, DİSK/Genel-İş 10 No'lu Şube üyesi kadın işçiler, işe geri iadelerinin gerçekleşmemesi ve buna yönelik herhangi bir çözüm süreci oluşturulmaması üzerine Çiğli Belediyesi önünde eyleme başlamıştı. Direnişlerini büyüten kadın işçiler, geçen gün yaptıkları eylem sırasında Çiğli Belediye Başkanı Onur Emrah Yıldız’ın tehditlerine maruz kaldı. Başkan Yıldız’ın işçilerden birine “Seni çıkardığım gibi elim her yere uzanır. Hepinizi kapının önüne koyarım.” diyerek, işçileri aileleriyle tehdit ettiği öğrenildi. İşçiler her gün CHP İzmir İl Başkanlığı önüne gelerek eylemlerini sürdürüyor. Seslerini duyuramadıklarını belirten işçiler, direnişlerini 1 Mayıs’ta Ankara CHP Genel Merkezi önüne taşıyacak.

‘1 MAYIS’TA HAKLARIMIZ İÇİN YÜRÜYECEĞİZ’

Ankara’ya taşıyacakları eylem için destek talep eden işçilerden Yasemin Nur Kartal şunları söyledi: “10 ay önce, hiçbir gerekçe gösterilmeden, yalnızca bir SMS ile işime son verildi. Yaşadığımız bu büyük haksızlığın sona ermesi için sesimizi duyurmaya çalışıyoruz. Bu süreçte acı bir gerçekle yüzleştim: İşten çıkarılmam sadece ekonomik bir kayıp değil, aynı zamanda onuruma ve emeğime vurulmuş ağır bir darbe. “Süreç öylesine adaletsiz ve onur kırıcı bir şekilde yürütüldü ki, bu artık yalnızca bir iş mücadelesi olmaktan çıktı; yaşam hakkı için verdiğim onurlu bir direnişe dönüştü. Bu, yalnızca bir ücret meselesi değil; bu, emeğe duyulan saygının meselesi. Alın terimizin hiçe sayılmasına karşı duruyoruz. Hakkını arayan her emekçinin sesi olmak istiyoruz.

“Bu yüzden 1 Mayıs’ta 'hak, hukuk, adalet' diyerek Ankara’ya, CHP Genel Merkezi’nin önüne yürüyeceğiz. Çünkü sustukça bu haksızlıklar büyüyor. Toplu iş sözleşmesi bir pazarlık değil; alın terini koruma altına alan temel bir haktır. Biz direnç gösterdikçe bir şeylerin değişmeye başlayacağına inanıyoruz. Bu yürüyüş, sesi bastırılmış ve emeği yok sayılmış herkesin yürüyüşüdür.”

ALTINDAĞ BELEDİYESİNDE DE BASKI VE SALDIRI

Ankara'nın Altındağ Belediyesinde de benzer baskı ve şiddet olayları yaşanmıştı. Altındağ Belediyesinde örgütlü bulunan Hizmet-İş Sendikası üyeleri, 2024 yerel seçimleri öncesinde hukuka uygun şekilde imzalanan ek protokolü uygulamayan, işçilerin kazanılmış sosyal haklarını geriye götürmeye çalışan ve asgari ücret dayatmasında bulunan belediye yönetimine tepki göstermişti. AK Partili Başkan Veysel Tiryaki yönetimindeki belediye, baskı ve tehdit yöntemleriyle sendika üyelerini istifaya zorladı, Ramazan ayında ise 46 işçiyi haksız yere işten çıkardı. Önceki günlerde işçilerin belediye önünde kurduğu eylem çadırı yıkılırken, sendika temsilcisi de fiziki saldırıya uğrayarak yumruklandı. İşçiler, bu uygulamalara karşı grev başlatarak haklarını aramaya devam ediyor.

TİRYAKİ’NİN AÇIKLAMARI ELEŞTİRİLERİ ARTIRMIŞTI

Saldırının kamuoyuna yansımasının ardından Belediye Başkanı Veysel Tiryaki sosyal medya hesabından bir açıklama yaptı. Ancak Tiryaki’nin açıklamasındaki ifadeler çelişkili bulundu. Tiryaki, “İlk esnada yanımda hiç kimse olmadan, tek başıma sendika temsilcilerini sakinliğe davet etmek üzere bulundukları alana doğru yönelmemle şahsıma yapılan hakaret ve argo çıkışlar nedeniyle bir arbede yaşanmıştır. Olayı gören belediye personellerimizin de hızla olay yerine gelmesi ile maalesef tansiyon yükselmiştir. Bugünkü olay bundan ibarettir.” ifadelerini kullandı.

Ancak bu açıklama, sosyal medyada yurttaşların yoğun tepkisiyle karşılaştı. Gelen eleştirilerin ardından paylaşımın yorumları kapatıldı. Yurttaşlar, açıklamada özür ifadesinin bulunmadığını, işçilerin suçlandığını ve olayın kamuoyuna yansımayan yönlerinin gizlenmeye çalışıldığını belirterek tepki gösterdi.

Öte yandan işveren, önceki toplu iş sözleşmesinde yer alan 52 günlük ikramiye hakkını 36 güne düşürmeyi, yol ve eğitim yardımlarını tamamen kaldırmayı ve yıllık enflasyonun yüzde 44 olduğu bir ortamda yalnızca yüzde 7 oranında zam teklif etmişti. Bu teklif hem sendika hem de işçiler tarafından reddedildi. İşçiler, tüm bu baskı ve hak gasplarına karşı grevlerini sürdürerek direnişlerini büyütüyor.

Sonraki Haber