Donbass Günlükleri 4: İkinci Mariupol neresi olacak?

En şiddetli çatışmalar Mariupol’de yaşandı. Ukrayna’nın Azak Denizi kıyısıyla bağlantısı kesildi. Moskova’nın benzer bir hedefi Karadeniz için de var. Harekâtın Odessa'ya doğru devam edeceğine şüphe yok

Dr. Mehmet Perinçek, Rus Savunma Bakanlığının davetlisi olarak 29 Nisan - 1 Mayıs tarihleri arasında Rusya’nın Ukrayna harekâtı bölgesinde bulundu. Perinçek’in bu gezisiyle ilgili pazartesi başlayan yazı dizisine bugün son bölümüyle devam ediyoruz.

1 Mayıs günü artık gezinin son durağı olan Melitopol’e doğru yola çıkıyoruz. Mariupol için lale neyse, Melitopol’de de kiraz ağacı o. Her yerde görmek mümkün. Zaten şehrin ambleminde de kiraz yer alıyor.

Caddelerindeki panolara yaklaşan 9 Mayıs Zafer Bayramı nedeniyle şehrin İkinci Dünya Savaşı’ndaki kahramanlarının resimleri asılmış.

Melitopol’ün geçici başkanı Galina Danilçenko.

‘UKRAYNA’YA SİLAH GÖNDERMEYİN’

Melitopol’ün geçici başkanı bir kadın: Galina Danilçenko. Kendinden emin, birikimli ve derinlikli konuşuyor. Göğsünde İkinci Dünya Savaşı anısına takılan turuncu-siyah kurdele. Şehir yönetiminin tam kapasiteli çalıştığını, günlük hayatın olağan akışında devam ettiğini vurguluyor:

“Daha Ruslar gelmeden önce Ukrayna güçleri bizim caddemizi top ateşine tuttu. Neden sivilleri vurdular bilmiyorum. Ama yaptılar. Bu, bir olgu. Belki sonra Rusların üstüne yıkmak için.

“Batı’ya sesleniyorum. Ukrayna’ya silah göndermeyin. Silah, barışı zora sokuyor. Silah göndermezseniz barış umudu artacaktır.

“Eskiden 9 Mayıs Zafer Bayramı’nı kutlayamıyorduk. Sonsuz Ateşi (Savaşta hayatlarını kaybedenlerin anısına Sovyet şehirlerinde yapılan anıt. Anıtta kesintisiz ateş yanıyor.-MP) kapatıyorlardı, şehitliklere gitmemize izin vermiyorlardı. Benim iki dedem de İkinci Dünya Savaşı’nda faşistlere karşı savaştı. Biz, dedelerimizin ne pahasına bu zaferi kazandıklarını unutmayacağız. Komünizme karşı yasalarla tarihimizi silmeye çalıştılar. Maydan darbesi sonrası şehrin ambleminden İkinci Dünya Savaşı’nın sembolü turuncu-siyah kurdeleyi çıkardılar. Ama biz, şimdi geri koyduk. Ukrayna iktidarının kaldırdığı anıtları da geri yerlerine dikiyoruz. Biz, geleneklerimize ve tarihimize bağlıyız.

“İngiltere, beni yaptırım listesine aldı. Yurtdışında ne mülküm var ne de İsviçre bankalarında hesabım. Ama bu yaptırımlar, ilk önce Avrupa’ya zarar verecek.

“Şehirden giden memurlardan geri dönmek isteyenler var. Halkın çoğunluğu, bugünkü durumdan memnun. 2014 sonrası ekonomik durum kötüleşmişti. Çünkü Kiev’in politikaları Rusya, Belarus ve Kazakistan’la ekonomik ilişkileri mahvetti. Biz, şimdi şehirde ilk Rus bankasını açacağız. Kiev, bütün bankalardaki paraları götürdü. Artık rubleye geçeceğiz.”

Mehmet Perinçek ve basın mensupları Galina Danilçenko’yu dinlerken.

‘KİEV, NORMALLEŞMEYİ ENGELLİYOR’

Şehrin geleceğine halkın karar vereceğini, ancak Ukrayna bünyesinde kesinlikle yer almayacaklarını ifade eden Danilçenko, Kiev’in asla ve asla bu bölgelerdeki insanların hayatlarını umursamadıklarına dikkat çekiyor. Örneğin cep telefonu operatörleri hizmet vermeyi kesmiş, insanlar ambulans bile çağıramaz duruma düşmüşler. Danilçenko, Kiev’in gündelik hayatın normale dönmesini engellemek için ellerinden geleni yaptığını vurguluyor. Danilçenko, Kiev’in şehirle ilgili yaptıkları yalan haber ve açıklamalardan somut örnekler veriyor.

YENİ DOĞANLAR MELİTOPOL VATANDAŞI

Kadın başkan, Rus Ordusunun ve hava savunma sistemlerinin şehri koruduklarının altını çiziyor.

Şehirde çocuk yuvaları ve okullar çalışıyor. Son dönemde 46 çocuk dünyaya gelmiş. Ama eski yönetim bütün mühürleri ve kayıtları götürdüğü için çocuklar, Ukrayna vatandaşı olarak kaydedilemiyor. Şimdilik onlar, Melitopol vatandaşı.

ZAFER SANCAĞI GÖNDERE ÇEKİLİYOR

Danilçenko’yla buluşmadan sonra şehrin meydanındaki bayrak çekme törenine katılıyoruz. Göndere Zafer Sancağı çekiliyor. Zafer Sancağı, 1 Mayıs 1945 günü Berlin’de Reichstag’ın çatısına dikilen bayrak. Kızıl zemin üzerinde orak-çekiç ve beyaz harflerle bayrağı diken tümenin ismi. Artık bu sancak, Rusya’da Nazi Almanya’sına karşı zaferin resmi sembolü olarak kabul ediliyor. Harekât bölgesinde bu bayrağı her yerde görmek mümkün.

Göndere çekilen Zafer Sancağı’nın drondan görüntüsü.

SAVAŞIN İKİNCİ GÜNÜNDE YAZILAN KUTSAL SAVAŞ MARŞI

Bayrak göndere çekilirken hoparlörlerden yüksek sesle Kutsal Savaş Marşı çalıyor. Almanya’nın SSCB’ye 22 Temmuz 1941 günü saldırmasından iki gün sonra 24 Temmuz’da bu marşın sözleri, İzvestiya ve Pravda’da yayınlanır. Hemen ardından besteci A. V. Aleksandrov bu sözlere müzik yazar.

Sözleri ve notaları kâğıda basacak vakit olmaz. Aleksandrov, hepsini tebeşirle tahtaya yazar. Koro üyeleri ve müzisyenler ise defterlerine elle geçirir. Prova için bir gün ayrılır. Marş, 26 Temmuz’da Moskova’da Belarus Tren Garı’nda askerler cepheye uğurlanırken ilk kez icra edilmiştir. Şahitlerin anılarına göre o gün beş kez canlı çalınıp söylenmiştir.

Eser, savaşın ana marşı haline gelmiştir. 9 Mayıslarda Kızıl Meydan’da düzenlenen askeri geçit töreni de bu marşla açılmaktadır.

SAVAŞ GAZİSİNİN SÖZLERİ

Bayrak çekilirken etrafıma bakıyorum, gençlerden yaşlılara gözyaşlarını tutamayan çok insan görüyorum. Ardından bayrağın göndere çekilmesi emrini veren savaş gazisi emekli havacı Albay Vladimir Kapitonov’un yanına gidiyoruz. Savaşta Berlin’e kadar gitmiş, iki kez yaralanmış, hatta Reichstag’ın duvarına imzasını da atmış. Şu an 98 yaşında.

98 yaşındaki İkinci Dünya Savaşı gazisi emekli havacı Albay Vladimir Kapitonov.

Günlerden 1 Mayıs. Ona atfen “emek en önemli değerdir” diyor. “Devlet başkanı da olsan, işçi de olsan, güvenlik görevlisi de olsan, her emek saygıdeğerdir” sözlerini sarf ediyor. Faşizmin insanlığın düşmanı olduğunu vurguluyor, Berlin anılarını anlatıyor: “Biz, Alman halkıyla savaşmadık, faşizme karşı savaştık. Şimdi de faşizm olmadan yaşamalıyız.”

MELİTOPOLLÜLER, BUZ PATENİ YAPIYOR

Şehirden ayrılmadan yeni açılan paten merkezine gidiyoruz. Çocuklar, büyükler herkes var. Hatta Rus subaylardan biri botlarını çıkarıp patenleri geçiriyor ayağına, onlara katılıyor.

Silahlı çatışma gezdiğimiz bölgelerde esas olarak bitmiş ama yeni bir savaş başlıyor. O da günlük hayatın yeniden inşası, ekonominin canlandırılması… Ama hepsinden önemlisi çatısı altında özgürce ve güvenli bir şekilde yaşayacakları bir vatana sahip olmak. O vatanı da önümüzdeki süreçte seçecek ya da kuracaklar.

Mariupol’de insani yardım dağıtılırken.

DONETSK’TEN KIRIM’A AÇILAN KORİDOR

Artık Rusya’ya geri dönmek üzere Kırım’a hareket ediyoruz. Burası çok önemli. Rusya, harekâtla birlikte Donetsk’ten Kırım’a bir koridor açmış durumda. Ulaşım ve lojistik, ayrıca bu bölgelerin güvenliği ve ekonomik bütünleşmesi açısından kritik. Bu koridordan tamamıyla geçmiş olacağız.

İLK KAHRAMANLIK MADALYASI DAĞISTANLI BİR MÜSLÜMANA

Gezideki son saatlerimizi de değerlendiriyorum. Otobüste sohbete devam. İlk günlerde kayıplar yüksekmiş ama sonradan oldukça seyrekleşmiş. Harekâtın ilk Kahramanlık Madalyasını alan da Dağıstanlı bir Müslüman: Üsteğmen Nurmagomed Gacimagomedov. Çatışma sırasında yaralanır, çevresini Azak Taburlarından savaşçılar sarmıştır, üstündeki el bombasını patlatarak kendisininkiyle birlikte çevresindekilerin de hayatına son vermiştir. Ailesi, böyle bir evlat yetiştirdikleri için gurur duyduklarını açıkladılar.

Rus Ordusunun yüzde 12’sinin Müslümanlardan, yüzde 2’sinin de Budistlerden meydana geldiğini de öğreniyorum.

‘İKİNCİ MARİUPOL, ODESSA OLACAK’

Gezinin sonuna yaklaşırken artık Rusya’nın harekâtının nasıl devam edeceğine dair de kafamda bir tasavvur oluşuyor. Ukrayna’nın şu an Azak Denizi kıyısıyla bağlantısı kesilmiş durumda. Moskova’nın benzer bir hedefi Karadeniz için de var. Bunun için Nikolayev ve Odessa’nın da alınması gerekiyor. Harekâtın buraya doğru devam edeceğine şüphe yok.

Bu tabloda Ukrayna’nın Karadeniz’deki gaz yataklarından ve ülkenin doğusundaki kömür gibi birçok yeraltı kaynaklarından yalıtılacağı anlaşılıyor.

Peki, “İkinci Mariupol neresi olacak?” diye soruyorum. Yani en şiddetli çatışmalar nerede bekleniyor? Düşünmeden “Odessa” cevabı veriliyor. Ukrayna şehre ciddi bir yığınak yapıyormuş.

Melitopol’den ayrılmadan önce tüm heyet bir arada.

SIRADA KİEV DE VAR

“Devamı gelecek mi?” sorusu da merak uyandırıyor. “Kiev de var. Ukrayna tamamen Neonazilerden temizlenene ve askersizleştirilene kadar devam edeceğiz.”

Üç günlük gezi boyunca Rus Ordusunun kararlılığı ve morallerinin yüksek olduğu görülüyor. Üç gün erken beş gün geç, harekâtın amaçları, kendi ifadeleriyle, mutlaka gerçekleştirilecek.

MOLDOVA’DAN AÇILMAK İSTENEN İKİNCİ CEPHE

Bu esnada Moldova ve Transdinyester’deki hareketlilik de dikkatimi çekiyor. Savunma Bakanlığı yetkilisi anlatıyor: “Moldova üzerinden bize karşı ikinci bir cephe açmak istiyorlar. Washington ve Kiev, bizi orada bir çatışmaya çekmek istiyor. Amaçları Donbass’tan dikkatimizi başka bir yöne çekmek, Donbass’taki yoğunlaşmamızı engellemek, güçlerimizi bölmek. Çok iyi biliyorlar ki, Donbass’ın temizlenmesi onların sonu olacak. Dikkatimizi dağıtmak için Rusya içinde de terör eylemleri tezgâhlıyorlar. Engelliyoruz.”

Moldova’yı savaşın içine çekmenin başka bir amacı daha varmış: “Ukrayna’nın elinde havaalanı kalmadı. Bu açıdan Moldova’daki iki havaalanını lojistik için kullanmak istiyorlar.”

Mehmet Perinçek, Mariupol Limanı’nda.

‘KİEV REJİMİ CEPLERİNİ DOLDURMA PEŞİNDE’

Rus askeri yetkililere göre Kiev rejimi gelmekte olan sonlarını görüyor. Ama hiçbirinin derdi Ukrayna ve halkı değil. Ailelerini çoktan yurtdışına gönderdiler. Kendileri de kaçacaklar. Ama o zamana kadar ceplerini doldurma peşindeler. Ardından şunu ekliyorlar:

“Her millet yücedir. Türkler, Ruslar, Ukraynalılar, Amerikalılar… Sadece bir milleti yüce görmek olmaz. Ama Washington ve Kiev öyle düşünüyor ve öyle hareket ediyor.”

UKRAYNA’DA İKTİDAR SEÇENEKLERİ

“Şu anki Kiev rejimine alternatif iktidar seçenekleri var mı?” sorusu da kafamı kurcalıyor. Viktor Yanukoviç, 2014’te aciziyet göstermiş. Anayasal iktidarını koruyacak kararlı bir duruş sergileyememiş ve her seferinde önemli fırsatları kaçırmış. Yanukoviç’in Moskova nezdinde Ukrayna için bir seçenek olmadığı anlaşılıyor.

Ya geçtiğimiz günlerde Ukrayna tarafından tutuklanan muhalefet lideri Viktor Medvedçuk? Ukrayna içindeki etkisini ve gücünü kaybetmiş değil. İlk bölümde de yazdığımız gibi Azovstal’deki Ukrayna güçlerinin erzak stokları azalıyor. İki haftaya bitmesi ve teslim olmaları bekleniyor. İçeride sadece önemli Ukraynalılar değil, uluslararası etki yaratacak yabancı askerler de var. İşte o zaman bazılarının Medvedçuk’la takası gündeme gelecek gibi.

Berdyansk’ta Mariupol’den kaçan sivillerin kaldığı kamp.

KUZEY KIRIM SU KANALI AÇILDI

Artık Kırım’a yaklaşıyoruz. Üstümüzden alçak uçuşla Rus savaş uçak ve helikopterleri geçiyor. Harekâtın başlangıcına dair çatışma izleri, sınırın Ukrayna tarafında hemen göze çarpıyor. Kontrol noktaları, sınırdaki binalar yerle bir olmuş.

Kırım’a geçtiğimizde programda son bir yer daha var: Kuzey Kırım Su Kanalı. Kanal, Kırım’ın Ukrayna’dan ayrılmasından sonra Kiev tarafından bentlerle kapatılmıştı. Kırım, o dönem susuz bırakılmıştı. Sonrasında su sorunu Rusya üzerinden çözülmüştü. Harekâtla birlikte o bentleri de yıkmışlar. Artık Kırım’a bu kanal üzerinden su sorunsuz geliyor.

Mariupol Limanı’nda bir Rus askeri.

MOSKOVA’YA DÖNÜŞ

Ancak trene yetişmem gerekiyor. Bu sefer konuyu gözlerimle görmeden sadece dinlemekle yetiniyorum. Simferopol-Moskova trenini, Cankoy’dan yakalıyorum. Malum Kırım’ın da Rostov’un da hava sahası kapalı. Tek ulaşım karadan.

Kırım’dan yaklaşık 30 saatlik yolculuk sonrası Moskova’ya varıyorum.

-BİTTİ-

Sonraki Haber