F-35 almamak için 5 neden
Trump F-35 havucunu uzattı, Türkiye’deki lobicilerin iştahı kabardı… Medyada sevinç çığlıkları atılıyor. Ancak uzmanlar, F-35 kapısı açılsa da Türkiye’nin neden bu uçakları almaması gerektiğine dair önemli gerekçeler sunuyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD Başkanı Donald Trump’la 25 Eylül’de Beyaz Saray’da görüşecek. Trump, görüşmenin gündeminde F-35’lerin de olduğunu açıkladı. ABD, F-35 havucunu uzatırken Türkiye’deki bir kısım destekçisi F-35 programına dönüşün heyecanını yaşamaya başladı bile… “Trump F-35’e sıcak bakıyor!”, “F-35 konusunda gelişme yaşanabilir!” başlıkları atıldı. Sonda diyeceğimizi en başından söyleyelim: ABD, F-35’leri verse de Türkiye bunu reddetmeli! Neden mi? İşte F-35’i reddetmek için 5 neden:
KONTROLÜ TÜRKİYE’DE DEĞİL
1- İsrail’in 9 Eylül’deki Doha saldırısı ABD teknolojilerine güvenilemeyeceğini gösterdi. ABD’nin üsleri ve milyonlarca dolarlık savunma sistemleri, Katar’ı İsrail’in füzelerinden koruyamadı. Katar, ABD’nin Patriot THAAD bataryalarından oluşan savunma sistemlerine sahip. İsrail’in önde gelen savunma şirketlerinden TSG’nin Genel Müdür Yardımcısı Pini Yungman, “ABD, İsrail füzelerini tespit etti ama savunma için önleyici füzeleri ateşlememeyi tercih etti.” dedi. Şimdilerde Katar, Doha saldırısından çıkan dersleri tartışıyor. ABD’nin hava savunma sistemleri tarafından korunan bölgenin değiştirilmesi de seçenekler arasında. Elbette buradan Türkiye’nin de çıkaracağı dersler var. Doğu Akdeniz’de gerilim tırmanıyor. İsrail, Güney Kıbrıs’a silah yığıyor. ABD, Yunanistan, Güney Kıbrıs, İsrail ittifakı, tatbikatlarla Türkiye’ye ayar vermeye çalışıyor. ABD, bir yandan Yunanistan’daki üslerini tahkim ederken diğer yandan Suriye’de, İsrail’in de desteklediği terör örgütünün iplerini elinde tutuyor. Türkiye silahlarla çevrelenmiş durumdayken milli güvenlik zafiyetine neden olacak bir adım kabul edilemez.
UÇAN BİLGİSAYAR
F-35’ler “uçan bilgisayar” olarak adlandırılıyor. Bu dev platformun kontrolü de ABD merkezli güvenlik ağlarında. Uçak, sürekli olarak bu merkezlerle iletişim halinde. Uçuşa başlayabilmek için pilot, kullanıcı adı ve şifre giriyor. Merkez onay verirse sistem çalışıyor ve uçak havalanıyor. ABD’li şirket onay vermezse, pilot hiçbir şey yapamıyor. Uçak üzerindeki silah sistemlerinin kullanımı da şifrelenmiş yazılım anahtarları ile kontrol ediliyor. ABD’den bağımsız yazılım güncellemesi yapmak mümkün değil. Operasyonel görevler için de yazılım güncellemesi gerekiyor. Haberleşme sistemleri uçtan uca şifrelemeyle korunuyor. Pilotlar ve bakım personelinin yetkileri sınırlı. Pilot sadece uçuş ve görev sistemlerine erişebiliyor. Bakım personeli ise uçağın bakım yazılımını kullanabilse bile silah sistemlerini kullanamıyor.
DENİZ KAPLUMBAĞASINA DÖNÜŞÜR
Emekli Hava Pilot Tümgeneral Beyazıt Karataş, F-35’in Türkiye için olanak değil tehdit olduğu görüşünde. Bakın ne diyor: “Türk Hava Kuvvetlerinin ABD’ye bağımlılık oranı yüzde 90-95’tir. F-35’lerin alınması halinde Türkiye, ABD’ye yüzde 100 bağımlı olacak. PKK, YPG, SDG ve tüm Türk düşmanı ülkelere verdiği desteği göz önüne aldığımızda, ABD istemezse, hava görevlerinde F-35 yerine deniz kaplumbağası uçurursunuz.”
ÇÖPÜNÜ BİLE ABD’YE GÖTÜRECEKLERDİ
Dönemin Savunma Sanayi Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir 2021 yılında katıldığı bir canlı yayında F-35’lerin Türkiye’yi bağımlı hale getireceğini şu sözlerle anlatmıştı: “F-35 motorlarının ABD dışındaki tek bakım-onarım ve final montaj tesisi Türkiye’de kurulacaktı. Sistem görüşmeleri sürerken ‘pat’ diye bir şart geldi. Dediler ki ‘Bu tesisleri yaparken özel bir bölüm yapacaksınız, kafesli kilitli olacak. Biz oraya bir Amerikalı koyacağız. Orada motorun sıcak bölümlerindeki malzemelerin olduğu yere girmeyeceksiniz ve dokunmayacaksınız. Radarda görünmezlik sağlayan boyanın değişmesi sırasında da atıkları ellemeyeceksiniz, biz alıp Amerika’ya götüreceğiz.”
TARİHİN EN PAHALI SİLAH SİSTEMİ
2- F-35’ler tarihin en pahalı silah sistemi. Programın maliyeti, bakım, işletme giderleriyle birlikte 2 trilyon dolar olarak tahmin ediliyor. Rakam yıllar içinde artıyor ve programdaki ülkelere yük oluşturuyor. F-35A’nın ortalama uçuş maliyeti 82,5 milyon dolar, dikey kalkış ve iniş yapabilen F-35B’nin 109 milyon dolar, uçak gemisi tabanlı F-35C’nin ise 102,1 milyon dolar. Artan fiyatlar nedeniyle ülkeler uçak sayısını düşürüyor veya programdan çıkıyor. Pentagon bile 2026 yılı bütçesinde almayı hedeflediği F-35 sayısını 74’ten 47’ye düşürdü. Ülkeler F-35’e ayıracağı bütçeyle yerli, milli savaş uçaklarına yatırım yapmayı tercih ediyor. İnsansız hava araçları teknolojilerinin gelişmesi ve savaş sahasında kullanımının yaygınlaşması da F-35’lerin bir diğer çıkmazı.
BAKIM, YEDEK PARÇA VE TEDARİK SORUNU
3- F-35’lere “uçan bilgisayar” denilmesinin bir nedeni de karmaşık ve büyük miktarda veriyi işlemeleri. Bu da kaza olasılığını artırıyor. En başından bu yana teknolojik güncellemelere tabi tutulmasına rağmen ilerleme kaydedilmemiş olması da Pentagon raporlarında kayıt altında. Pentagon’un Ocak 2025’te yayımlanan 2024 Mali Yılı Yıllık Raporu’nda, “F-35 programı, eksiklikleri gidermek ve yeni yetenekler eklemek üzere tasarlanmış yazılımların geliştirilmesi ve test edilmesi için belirlenen program ve performans zaman çizelgelerine uymada hiçbir ilerleme göstermedi.” deniyor. ABD Hükümet Hesap Verebilirlik Ofisi (GAO)’nin 16 Mayıs 2024 tarihli “F-35 Sürdürülebilirliği: Planlı Kullanım ve Kullanılabilirlik Azalırken Maliyetler Artmaya Devam Ediyor” başlıklı raporu da dikkat çekici. Rapordaki saptamaları sıralayalım: F-35’in sürdürülebilirliği için öngörülen maliyetler, uçağın planlı kullanımı azalırken artmaya devam ediyor. F-35 filosunun genel kullanılabilirliği son beş yılda önemli ölçüde düşüş eğiliminde. Uçağın hiçbir varyantı kullanılabilirlik hedeflerine ulaşamadı. Raporda tüm bu sorunlar, bakım ve onarımla ilgili süreçlere bağlanıyor. Uçağın kritik parçalarının arızalanma oranı nedeniyle onarım süresi uzuyor.
PARASINI ÖDEDİK AMA ABD VERMEDİ
4- ABD’ye güvenerek F-35 programına dahil olmak hataydı. Türkiye, F-35 Programı’na 1 milyar 400 milyon dolar ödeme yaptı. Ancak ABD, parasını ödediğimiz altı adet F-35’i vermediği gibi parasını da iade etmedi. Üstelik el koyduğu Türk F-35’leri için şimdilerde hangar ve bakım-tutum parası istiyor. F-35’ler alınsa bile yarın siyasi bir krizde bakım-onarım ve işletme için gerekli yedek parçaların tedarik edilip edilemeyeceği şüpheli. Şimdi yeniden programa dönme hayali kuranlar tarihten ders almalı.
KAYNAKLAR YERLİ VE MİLLÎ UÇAĞIMIZ KAAN’A
5- Ülkemiz F-35’e mecbur değil. Türkiye, her dönem yaptırımlardan millî savunma sanayini güçlendirerek çıktı. Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ) tarafından geliştirilen yerli ve millî 5. nesil savaş uçağımız KAAN da F-35’ten oldukça üstün pek çok özelliğe sahip. Çevik yapısı, hava üstünlüğü, çift motoru sayesinde geniş harekât yarıçapı, yüksek faydalı yük kapasitesi, yerli silahlarla uyumlu olması gibi avantajları da cabası. Ancak F-35’e dönüş KAAN’ın üretim takvimini sekteye uğratabilir. Türk Hava Kuvvetlerinin planlamalarını değiştirmesi, kaynaklarımızın yanlış yerlere harcanmasına neden olabilir. F-35’e dönüş, KAAN için ortak olmak isteyen ülkelerde de şüphe ve endişe yaratabilir.