Psikomitoloji – 2 İnsanı mitolojide arayan yaklaşımlar

İnsanların mitler, masallar ve diğer kurgusal öyküler aracılığıyla kendilerini nasıl ifade ettiklerini ve bu öykülerin insan psikolojisi üzerindeki etkilerini inceleyen psikomitoloji alanındaki teorik yaklaşımlar, bu bilim dalını daha iyi anlamamızı sağlayacaktır.

Psikomitolojik yaklaşımlar, mitolojiyi anlamak ve psikodinamik açıdan incelemek için kullanılan bakış açılarıdır. Bu bağlamda, mitolojik hikâyelerin yapısını anlamak önemlidir.

- Alegorik Teori: Bu, mitolojinin en eski analiz biçimidir. Alegori, bir imgeyi, deneyimi, düşünceyi, kavramı veya davranışı daha iyi anlamak için sembolik bir bağlantı kurulması ve bu bağlantının heykel veya resim gibi görsel sanatlar aracılığıyla aktarılmasıdır. Mitolojiler bir tür alegoridir. Derin anlamlar gizlerler. İlkel bilgeliği içerirler.

- Sembolik Teori: Yazının ortaya çıkışından bu yana, insanlar kendi davranış ve düşüncelerini mağara duvarlarına yansıtmaya başlamıştır. Sembolizm, insanın bilinçdışı davranışlarını psikodinamik olarak yansıtmanın en iyi yöntemidir. Birçok toplumda sembollere yüklenen anlamlar arasında benzerlikler vardır.

- Rasyonel Teori: Bir olayın yanlış anlaşılması sonucu ortaya çıkan ve türetilen mitolojik hikâyeler. Örneğin, efsaneye göre ‘sentorlar’ yarı at yarı insandır. Temeli, boğa güreşçilerinin boğalara binmesine dayanır. Tarihte mitolojik sentorlar hikâyesi, yanlış anlamalar sonucu ortaya çıkmıştır.

- Yakınsama Teorisi: Yakınsama teorisi, adını antik filozof Euphemeros'tan (MÖ 300) almıştır. Bu teoriye göre, insanlar mitolojik hikâyelerde tanrılaştırılır. Bunu birçok destan ve mitoloji örneğinde görürüz. Dönemin güçlü lideri veya hükümdarı nesilden nesile aktarılmış, güçlü ve destansı bir aktarımla yüceltilmiştir. Bugün bildiğimiz Zeus, Odin, Ra vb. tanrılar, aslında bir zamanlar yaşamış hükümdarlardı. Bazı doğaüstü yetenekler yazılarda abartılmıştır. Bu mitolojik hikâyeler o kadar geniş bir alana yayılmıştır ki dünyanın dört bir yanında benzer hikâyelere rastlamak mümkündür.

Eski Mısır'da önemli bir eğitim sistemi vardı. Dönemin en büyük filozofları, matematikçileri ve hekimleri burada yetişmişti. Dönemin günümüze ulaşan Osiris öğretilerinde şöyle bir söz vardır: İnsanlar ölümlü tanrılardır, tanrılar ölümsüz insanlardır.

- Doğa Teorisi: Mitler aynı zamanda meteorolojik ve kozmolojik olaylarla da ilgilenir. Önceki teoride de belirtildiği gibi, tanrılar doğa güçlerini kontrol eder. Okuduğum eski bir Mısır metninde Ra güneş tanrısı, Set ise karanlığın tanrısıydı. Bu bağlamda, kastedilen gündüz ve gecenin oluşumuydu. Güneş her gün Ay'ı kovalar ve gece ve gündüz bu şekilde oluşur.

- Ritüel Teorisi: Ritüel ve Mit birlikte yaratılmıştır. Mitler, ritüele eşlik eden kelimelerdir. Ritüel kelimesi, bir uygulama veya eylemi gerçekleştirmek anlamına gelir. Örneğin, toprağa tohum ekmek ve sulamak bir ritüeldir. Daha derin bir mantıkta, ritüel, gerçekleştirilen bir uygulamanın fiziksel farklı sonucudur. Mitolojik hikâyeler yüzyıllar boyunca birlikte yaşamıştır. Bu hikâyeler, inançların ve dinlerin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bunlar, mitolojilerine göre ritüellerle karakterize edilir. Robert Graves’in ifadesiyle "Mitoloji ritüeli ima eder; ritüel mitolojiyi ima eder; bunlar bir ve aynıdır."

TARİHE IŞIK TUTUYOR MU?

- İşlevsel Teori: Mitler, eski olayların abartılı hikâyeleridir. Daha sonraki uygulamalar toplum için işlevsel yapılar oluşturabilir. Örneğin, Türk efsanelerinde geçen "Turan" taktiği ve destanlarında geçen ordu ve savaş taktikleri bugün hâlâ kullanılmaktadır. Benzer şekilde, mitolojiden türetilen ritüeller modern dinlerde de görülebilir.

- Tarihsel Teori: Mitler, tarih öncesi dönemdeki gerçek olayların kayıtlarıdır. Bize erken tarih hakkında bilgi sağlayabilir ve çıkarımlar yapmamızı sağlayabilirler. Bu nedenle, tarihsel açıdan bilgilendirici metinlerdir. Ancak yanıltıcı da olabilirler. Örneğin, Truva Savaşı.

Birçok ünlü psikolog ve psikiyatrist, mitoloji ve psikoloji arasındaki benzerlikler üzerine araştırmalar yapmıştır. Bu alanda araştırmalar yapanlar yalnızca psikologlar değil, aynı zamanda antropologlar, yazarlar ve çeşitli alanlardan diğer ünlü kişiler de bu konu üzerine düşüncelerini yazmışlardır. Bunların en tanınmışları Sigmund Freud, Carl Gustav Jung, Alfred Adler.

SİGMUND FREUD

Freud, rüyalarımızda gördüğümüz sembol ve nesnelerin insan zihni için önemli olduğuna ve bilinçaltında sembolize edildiğine inanıyordu. Rüyalar ve mitolojiyi, her ikisi de zamansız bir dünyada gerçekleştiği için benzerliklerine dikkat çekerek birleştirdi. Mitoloji, uyanıkken rüya dünyasını sistematik olarak düzenlemeye çalışır. Örneğin Freud, Oidipus kompleksinin içeriğini, Sofokles'in Yunan mitolojisindeki Kral Oidipus oyununa göndermede bulunarak açıklar.

CARL GUSTAV JUNG

Jung ise mitolojinin kolektif bilinçdışının bir ifadesi olduğuna inanıyordu. Jung'a göre, insanlığın kolektif bilinçdışına bağlıyız ve onları dünyamıza getirmek için onun sembollerinden ve varlıklarından yararlanıyoruz. Jung, bilinçdışında tüm insanlar arasında ortak bir imgelem düzeyi olduğunu savunuyor.

Jung, hastalarının rüyalarının içeriği ile birçok kültürde bulunan mitolojik ve dini temalar arasında birçok benzerlik olduğunu keşfetti. Bu ortak sembollere, rüyalarda ve mitolojide ortaya çıktığına inandığı "arketipler" adını verdi. Jung, psikomitoloji alanında önemli bir isimdi ve sembolizm ve ezoterik konularla ilgileniyordu.

CLAUDE LÉVİ-STRAUSS

Claude Lévi-Strauss, Fransız antropolog ve etnolog ve yapısalcı antropolojinin en önemli isimlerinden biridir. Mitlerin toplumlar arasında bir iletişim biçimi olduğuna inanır. Ona göre mitolojide yapı önemlidir. Mitoloji ve efsaneleri bileşenlerine ayırır. İnsan davranışlarını ortak kalıplara dayanarak gözlemler. Ona göre toplum, işlevsel birliğe dayalı tutarlı bir yapıya sahiptir. Mitoloji bu farklılıkları uzlaştırmaya çalışır.

VLADİMİR PROPP

Vladimir Yakovleviç Propp, Rus halk masallarının temel yapısal unsurlarını inceleyerek en temel, bölünmez yapısal birimleri tanımlayan bir Sovyet folkloristi ve bilim insanıdır. Rus edebiyatının peri masallarını ve mitolojisini tematik parçalar halinde incelemiştir. Tekrarlayan peri masalı yapıları, doğrusal bir düzende öğeler içerir. Bu yapısal yaklaşım analiz için faydalıdır.

Sonraki Haber