PYD’li Sinem Muhammed: ‘ABD’ye göre Suriye’de ademimerkeziyetçilik iyi bir seçenek’
SDG’nin Washington’daki elemanlarından Sinem Muhammed, ABD’nin SDG’nin savunduğu ademimerkeziyetçi modele karşı olmadığını söyledi. Muhammed, müzakerelerde örgütün dağıtılmasının değil, ‘Suriye içinde örgütlü bir güç olarak yer almasının’ tartışıldığını belirtti
Terör örgütü PYD/YPG’nin sözde siyasi kanadı olan Suriye Demokratik Meclisi (SDG)’nin ABD Temsilcisi Sinem Muhammed, Washington’un ademimerkeziyetçi modele karşı olmadığını söyledi. Muhammed, ABD Kongresi ile SDG arasında temasların sürdüğünü, görüşmelerde örgütün dağıtılmasının değil “Suriye içinde örgütlü bir güç olarak” konumlandırılmasının tartışıldığını belirtti.
Rudaw TV’ye konuşan Sinem Muhammed, SDG elebaşı Mazlum Abdi ile ABD Kongre Üyesi Abe Hamadeh arasında bir görüşme yapıldığını bildirdi. Muhammed’e göre Kongre üyeleri, SDG’nin “terörle mücadeledeki rolünü ve disiplinli yapısını” vurguluyor; örgüte desteğin süreceği mesajını iletiyor.
‘ÇOK TARAFLI HÜKÛMET’
Hamadeh’in ofisi de Abdi ile yapılan video konferansta SDG’nin gündeme getirdiği başlıkları açıkladı. Buna göre Abdi, ABD Başkanı Donald Trump’ın Suriye üzerindeki bazı yaptırımları kaldırma kararını memnuniyetle karşıladığını iletti; Washington’dan “çok taraflı hükûmete” desteğin sürmesini talep etti.
Muhammed, bunun yalnızca “son aylarda yapılan çok sayıdaki görüşmeden biri” olduğunu belirterek, Kongre üyelerinin bölgedeki istikrarın korunmasına özel önem atfettiğini söyledi.
Muhammed, “SDG ve Özerk Yönetim” ile Şam arasında “aralıklı müzakerelerin” sürdüğünü de belirterek Washington’da yaptığı görüşmelerde tartışılan konunun “SDG’nin dağılması ya da feshi değil”, “örgütün Kuzey ve Doğu Suriye’de organize bir güç olarak kalmasının hangi mekanizma ile sağlanacağı” olduğunu ifade etti.
‘YAPTIRIMLARIN KALKMASI ŞAM’IN TUTUMUNA BAĞLI’
Washington’ın süreci yakından izlediğini belirten Muhammed, Kongre üyelerinin sürekli olarak “Şam ile ilişkiler ne aşamada?” sorusunu yönelttiklerini söyledi. ABD’nin yaptırımların kaldırılmasını ise “insan haklarında iyileşme, azınlıkların korunması ve geçiş döneminde intikam politikası uygulanmayacağı” yönündeki güvencelere bağladığını aktardı.
‘ABD MERKEZİ OLMAYAN SİSTEMİ REDDETMİYOR’
Sinem Muhammed, Suriye’de kurulmasını savundukları yapının ademi erkeziyetçiliğe dayandığını belirterek, bunun yalnızca Kürtlerin değil, Arap, Süryani, Alevi ve Dürzî topluluklarının da talebi olduğunu iddia etti. “Merkezi yönetimin eski haline dönmesini engelleyen, tüm bileşenleri temsil edecek yeni bir siyasi sistem istiyoruz.” diyen Muhammed, ABD’nin bu modele karşı olmadığını özellikle vurguladı:
“Amerika, merkezi olmayan sistemi reddetmiyor. Bu sistemin mümkün ve iyi bir seçenek olduğunu söylüyor.”
Muhammed’e göre SDG’nin misyonu yalnızca DEAŞ’a karşı operasyonlarla sınırlı değil; “tüm halkların korunmasını sağlayacak siyasi çözümün omurgasını oluşturmak” da örgütün hedefleri arasında.
ABD Kongresi’nin, terör örgütü YPG’nin kadın birimi olan YPJ’nin geleceğine ilişkin de sorular yönelttiğini belirten Muhammed, SDG’nin kadın birliklerinin dağıtılmasını istemediğini; bu yapıların “Kuzey ve Doğu Suriye’de özel birim olarak kalmasını savunduğunu” söyledi. Muhammed, bu tavrın “Washington’ın SDG’ye desteğinin sürdüğü” anlamına geldiğini ifade etti.
MUHAMMED: ABD GÜVENCEMİZ
Hamadeh’in ofisi, Kongre üyesinin Mazlum Abdi’yi “Şam ve Türkiye ile yürüttüğü diplomasi” nedeniyle tebrik ettiğini açıkladı. ABD’li yetkililerin amacının, Suriye’de çatışmaların yeniden başlamasını önlemek için “tüm taraflarla iletişim kanallarını açık tutmak” olduğu iddia edildi.
Sinem Muhammed ise ABD’nin bölgede bulunmasının müzakereler için “hayati önemde” olduğunu söyledi: “Bu destek olmazsa halkın hakları konusunda güvence sağlanamayacağı endişesini taşıyoruz.”
BARRACK DA DİLE GETİRMİŞTİ
Temmuz ayında ABD’nin Ankara Büyükelçisi ve Donald Trump’ın Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, Washington’da bir grup gazeteciyle bir araya gelmişti. Barrack, burada yaptığı değerlendirmede Suriye için “Bir federasyon değil ama onun biraz altında; herkesin kendi bütünlüğünü, kültürünü ve dilini korumasına imkân veren, İslamcılık tehdidi taşımayan bir yapı düşünülmeli” ifadelerini kullanarak ABD’nin Suriye siyasetindeki yaklaşımı hakkında mesaj vermişti.