Sıra geldi Doğu Akdeniz ‘Barış Planı’na!
Trump’ın Gazze Planı, Karabağ Planı, Ukrayna Planı derken sıra geldi Doğu Akdeniz Planı’na… Kıbrıs’ın kilit olduğunu söyleyen ABD Büyükelçisi Tom Barrack, ‘Sağlıklı bir vücudun ortasında apse olamaz.’ dedi.
GAZETE HABERLERİ
Editor
ABD Ankara Büyükelçisi ve Donald Trump’ın Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, Yunan Kathimerini’ye verdiği röportajda, Washington’un Doğu Akdeniz’e yönelik yeni inşa planlarını anlattı. Trump Yönetimi’nin Atina ile Ankara arasında bir “köprü” rolü üstlenme hedefi olduğunu açıklayan Barrack, “Artık zamanı geldi. Bu olmak zorunda.” dedi. Barrack, ABD’nin hem Türkiye’de hem Yunanistan’da güçlü temsilcileri bulunduğunu belirterek, iki müttefik arasında yeni bir iletişim kanalı oluşturmayı amaçladıklarını söyledi. ABD’li bürokrat, “Birbirine bağlı iki büyük ülkenin, yüzlerce yıl önceki husumetlerle yoluna devam etmesi mantıklı değil.” dedi.
‘ULUS DEVLETLER TARAFINDAN ENGELLENİYORUZ’
Barrack, Hazar Denizi’nden Akdeniz’e uzanan formülünü de şöyle anlattı:
“Geçmişten alınan derslere bakıyorum. Neyi öğrendik? Patronum da aynı şekilde yapıyor. Başkan Trump’ın bu küresel perspektife sahip olmasının sebebi, tarih öğrencisi olmasıdır. Baharat Yolu ve İpek Yolu, Doğu ile Batı’yı üç-dört farklı güzergâh üzerinde birbirine bağladı. Ve o refah yolunda uygarlıklar birbirine karıştı. Bu yeniden olabilir, ancak 1919’dan beri ulus devletler tarafından engelleniyoruz. Her ülkenin, her devletin farklı bir yönetim tarafından idare edilmesi fikri pek iyi işlemedi.
“Yeni bir refah tarzı yaratmak için şunu düşünün: Hazar Denizi’nde Akdeniz’e ulaşması engellenen çok fazla fosil yakıt kaynağı var. Yunanistan ve Türkiye ise bu geçişin kapısı konumunda. Nasıl açık olmazlar? Bu siyasi engeller nasıl aşılır? Siyasi engeller refahla aşılır. Umudumuz bu.”
KIBRIS’TAKİ DURUMU APSE OLARAK NİTELEDİ
Kathimerini muhabirinin “Kıbrıs, bu bölge açısından önemli mi? Bu meselelerin çözümünde rolü nedir?” sorusuna da Barrack, şöyle yanıt verdi:
“Evet. Sağlıklı bir bedenin ortasında apseniz olamaz. Bedenin her parçasının iyileşmesi gerekir. Ve Kıbrıs bu yapının kilit bir parçası. Dolayısıyla umudumuz, onun da bu sürecin içinde olmasıdır.”
RUHBAN OKULU İÇİN TARİH VERDİ
Barrack, röportajında Fener Rum Patrikhanesi’ne ziyaret sebebini ve Bartholomeos ile yaptığı görüşmeyi de anlattı. Öncelikle amacının tebrik ve dostluğu iletmek olduğunu söyleyen Barrack, sözlerine şöyle devam ettti:
“İkincisi ise, saygıdeğer Patrik Amerika’yı ziyaret ettiğinde Oval Ofis’te patronum, yani Başkan ile görüşmüştü. O görüşmede, Heybeliada Ruhban Okulu meselesi gündeme geldi. Bu konu, Başkan Trump için olduğu kadar Başkan Erdoğan için de büyük önem taşıyor. Bu nedenle süreci takip etmek ve eğer yapabileceğimiz bir şey varsa müzakereleri hızlandırmak, kolaylaştırmak için devreye girmek istiyoruz; Ruhban Okulu’nun 2026 Eylül’ünde yeniden açılabilmesi ihtimaline doğru işaret etmeye çalışıyoruz. Dolayısıyla, dünya çapındaki patrikler, ekümenik destekçiler, başpiskoposlar ve piskoposlarla birlikte burada olmak büyük bir fırsat. Ben de biraz o zarafetten, o lütuftan nasiplenmeyi umuyorum.”
Göreve ilk geldiğinden beri dilinden düşürmüyor
Barrack’ın bu sözleri ilk değil. ABD’li büyükelçi daha önce de ulus-devlet modelini hedef alan açıklamalarda bulunmuş, düşmanca görünmemek için de Sykes-Picot’u öne atmıştı. 26 Eylül 2025’te Asharq News’e verdiği mülakatta şu ifadeleri kullanmıştı:
“Orta Doğu diye bir şey yok. Aşiretler ve köyler var.
“Ulus devletler, İngiliz ve Fransızların Sykes-Picot’ta cetvelle çizdiği yapay sınırlardır; bu model işlemiyor.”
Barrack, daha önce katıldığı bir televizyon programında ise “Barış dediğimiz şey bir illüzyondur; Orta Doğu’da hiç barış olmadı.” diyerek bölgenin mevcut devlet yapılarının değişmesi gerektiğini savunmuştu.
