Suriye’de bölücüler tek ses: Ademimerkeziyetçilik

PYD’li terörist Salih Müslim, Şam yönetiminin ademimerkeziyetçi sistemi kabul etmemesi halinde bağımsızlık ilan edeceklerini açıkladı. Süveyda’daki İsrail destekli Dürzi lider Hicri de benzer bir çağrıda bulundu. Öte yandan SDG, ‘entegrasyon’ sürecine yeni bir güncelleme yaptı.

PKK’nın Suriye kolu PYD’nin yöneticilerinden Salih Müslim, Suriye’deki entegrasyon sürecine ilişkin açıklamalarında, merkeziyetçiliğe dönüşün kabul edilemeyeceğini söyledi. Irak’ın Süleymaniye kentinde yayımlanan Kurdistani Nwe gazetesine konuşan Müslim, “Bölgemiz için en uygun sistem ademimerkeziyettir. Yeni hükûmet bunu kabul etmezse bağımsızlık talep etmek zorunda kalacağız.” ifadelerini kullandı.

Müslim, özerklik, federalizm ya da konfederasyon gibi ademimerkeziyetçi modellerin tek çözüm olduğunu savunarak, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara yönetimini “HTŞ Hükûmeti” diye nitelendirdi. Şam’ın 2011 öncesi merkezi sisteme dönme ısrarını eleştiren Müslim, “Baskıcı ve diktatör bir devlet çözüm değildir. Bölgemiz için en iyi sistem, ademimerkeziyettir.” dedi. YPG/SDG’nin dağıtılmasının kabul edilemeyeceğini söyleyen Müslim, bölgelerinin “kendi güçleri tarafından korunması gerektiğini” savundu. Türkiye’deki sürece de değinen Müslim, Ankara’nın “Batı Kürdistan’daki Kürtleri tehdit edemeyeceğini” söyledi ve Türk Hükûmeti’nin tutumunu değiştirmek zorunda kalacağını iddia etti.

HİKMET EL-HİCRİ: BAĞIMSIZLIK ZORUNLULUK

Suriye’nin güneyindeki ayrılıkçı Dürzi toplumunun liderlerinden Şeyh Hikmet el-Hicri de “bağımsızlık” çağrısını yineledi. Yayınladığı video mesajında, “Gençlerin fedakârlıkları ışığında bağımsızlık artık kaçınılmaz bir zorunluluktur.” dedi. Talebin Süveyda halkının ortak iradesi olduğunu savunan Hicri, “Ulusal Muhafızlar” adlı askeri bir yapılanma ve hukuki bir komitenin kurulduğunu hatırlatarak bunların “olasılıklara hazırlık” amacı taşıdığını belirtti.

Hicri, Dürzilerin tek talebinin bağımsızlık olduğunu vurgularken, uluslararası anlaşmalara bağlı kaldıklarını da iddia etti. Dürzilerin bağımsızlık çıkışının PYD/SDG ile aynı süreçte gelmesi tesadüf değil.

Salih Müslim, 29 Nisan’da Lübnan merkezli An-Nahar gazetesine verdiği röportajda, Dürzi gruplarla görüştüklerini açıklamış ve Süveyda’daki yapılanmayı desteklediklerini söylemişti. Müslim, “Suriye’nin geleceği ademimerkeziyetçi modeldedir. Dürziler özerk yönetime benzer bir yolu izliyor. Aleviler de isterse deneyimimizi paylaşırız.” ifadelerini kullanmıştı.

Suriye’deki bazı medya organları, Dürzi grupların SDG ile koordinasyon içinde kurulduğunu ve Uluslararası Koalisyon’dan lojistik destek aldığını yazmıştı. Süveyda’daki yerel kaynaklar da The New Arab’a, konseyin kuruluşunu “Suriye’nin coğrafi bütünlüğünü parçalamaya yönelik uluslararası bir plan” olarak nitelendirdi. Kaynaklar, konseyin kullandığı sloganlar ile SDG’nin söylemleri arasındaki benzerliğe dikkat çekti; liderlerin SDG tarzı üniformalar giydiğini aktardı.

‘ENTEGRASYON ANLAYIŞIMIZ FARKLI’

Yerel kaynaklara göre terör örgütü YPG/SDG elebaşı Mazlum Abdi’den sonra örgütün askeri kanadındaki “etkili” isimlerden biri olarak gösterilen, “SDG Genel Komutanlığı Üyesi” Sipan Hemo, Suriye Hükûmeti ile yürütülen müzakereler hakkında açıklamalarda bulundu. Hemo, SDG’nin entegrasyon şartlarını dile getirdi. PKK/PYD’nin medya organlarından ANHA’ya konuşan Hemo, entegrasyonu farklı şekilde yorumladıklarını belirterek şunları söyledi:

“Bizim anlayışımıza göre en iyi entegrasyon, demokratik entegrasyondur. (...)Kimileri ‘Şam’da bir devlet kuruldu, herkes ona katılmalı’ diyor. Ancak gelişmeleri değerlendirdiğimizde böyle bir durum görmüyoruz. Bize karşı olanların ortada bir sistemi yok. Zaten kendilerini de ‘geçici hükümet’ olarak adlandırıyorlar.”

Hemo sözlerine şöyle devam etti:

“5 aydır görüyoruz ki Şam hükümeti demokratik entegrasyon zihniyetinden uzak. (...)Entegrasyonu nasıl geliştireceğimizi soracak olursanız, bunu iki başlıkta özetleyebilirim: Birincisi demokratikleşme, ikincisi kadın özgürlüğü. Şam’daki geçici hükümete bu iki konudaki görüşlerini soralım, kendileri söylesinler. Demokratikleşme ve kadın özgürlüğü anlaşmanın temelini oluşturuyor ama bu iki unsur Şam hükümetinde mevcut değil.”

‘SDG TÜM SURİYE’NİN TEMİNATI’

SDG’nin konumunu yasal düzenlemelerle ilişkilendiren Hemo, şunları kaydetti:

“Kanunlarda bir değişiklik olmadığı sürece SDG’nin entegrasyonu tartışmaya açılamaz. Öncelikle bir kanun çıkarılmalı, ardından yönetim belirlenmeli. O zaman SDG’nin durumunu konuşabiliriz. SDG’yi Kuzey ve Doğu Suriye kazanımlarının koruyucusu olarak görüyoruz. Eğer gelecekte Suriye’nin demokratikleşmesi adına adımlar atılırsa, SDG tüm Suriye’nin teminatı haline gelir.”

‘SURİYE ORDUSUNUN TEMELİ OLABİLİRİZ’

Suriye ordusuna ilişkin de mesaj veren Hemo, şu ifadeleri kullandı: “Suriye ordusu için yeni bir şema oluşturmaya hazırız. Büyük tecrübelerimiz oldu. Kuzey ve Doğu Suriye’de DEAŞ’a karşı büyük bir savaş verdik, yine Baas rejimine karşı da savaştık. Suriye ordusunun temeli olabiliriz. İlk adım olarak Şam Hükûmeti ordusuyla ortak bir askeri meclis oluşturabiliriz.”

Sonraki Haber