Tevrat'daki Şam kahenetleri ve beklenen büyük felaket
Şam şehri malum İslam medeniyetinde önemli bir merkezdir. Ben de yıllar önce, Esad ile Erdoğan barışık iken bu şehri gezmiştim. Keyifli bir gezi olmuştu, sonrasında da hayli yakın ( ve güzel) olan Beyrut'a geçmiştim ve oradan İstanbul'a dönmüştüm.
Malum İsrail son aylarda bölgede çeşitli ülkelere saldırıyor, bunlardan biri de Suriye. Güney Suriye halen İsrail’in işgali altında. Suriye nasıl bu hale geldi, Türkiye neden bazı NATO ülkeleri ile işbirliği içinde Esad'ı devirdi ve İsrail'in önünü açtı konusu yeterince yazıldı, çizildi, tekrar etmeyelim. Olan oldu. Bugün kritik askeri tesisleri İsrail tarafından bombalanmış, kısmen işgal altında olan ve muhtemelen işgalin daha da ilerletileceği bir Suriye tablosu önümüzde duruyor.
Gelin bugünkü siyasi tabloyu bir kenara park edelim ve birkaç bin yıl öncesine gidelim. Eski Ahit (Tevrat) dönemine. Tevrat’ta bazı kehanetler var ve bunlardan biri de Şam'ın tamamen imha edileceği kehaneti. Şam şehri malum dünyanın en eski sürekli oturulan şehirlerinden biri, muhtemelen de en eskisi, haliyle kutsal kitaplar zamanına giden bir şehir. Suriye'nin bu kitaplardaki ismi 'Aram' olarak geçiyor
Diyeceksiniz ki 'bize ne Tevrat'ın kehanetlerinden'. Siz de haklısınız tabi ama gözlemlerimize dayanarak şöyle bir çıkarım yapabiliyoruz: İsrail Siyonizm’i ve peşinden Hristiyan Siyonizm’i bu kehanetleri gerçekleştirmeye çalışan politikaları benimsiyorlar.
Siyasete ve orta doğu politikalarına meraklı olan vatandaşlarımız az-çok bu kehanetlerin ne ile ilgili olduğunu biliyorlar. Neticede Kudüs'teki tarihi Süleyman'ın tapınağının bir formda tekrardan oluşabilmesi gerekiyor. Süleyman tapınağı kalıntıları, Mescid-i Aksa'nın altında olduğu için Mescid-i Aksa'nın da yıkılması gerekiyor. Sonrasında beklenen Mesih'in gelmesi gerekiyor ve kuzeydeki bir düşman ile İsrailoğullarının büyük bir savaşa girişmesi gerekiyor. Bu kuzeydeki kavmin Rusya ve/veya Türkiye olduğu konusunda Tevrat uzmanları ve evanjelist rahipler arasında geniş bir uzlaşı mevcut.
İsrail devleti malum Mescid-i Aksa'nın altında tüneller kazıyorlar. günü geldiğinde Süleyman'ın tapınağını ( İng: Third Temple) bir şekilde ortaya çıkartacaklar.
Buraya kadarki kehanetler zaten bizim basında az veya çok yazıldı çizildi ve bir farkındalık mevcut. Bizim medyada henüz pek bahsedilmeyen konu yine bu Süleyman tapınağı inşası öncesinde olması gereken bir 'Şam'ın felaketi' kehaneti. Youtube'da ilgili kanallarda bu konularda bazen İsrailli Siyonist rabbiler ile Hristiyan Siyonist din adamları mütalaa yapıyorlar ve ne şekilde bir Şam'ın felaketi ve yıkımı olması gerektiğini değerlendiriyorlar. Kehanetlerin sırasını oturtmaya çalışıyorlar. Onların yorumuna göre olması gereken yıkımın kalıcı ve nihai olması gerekiyormuş. Belki büyük bir biyolojik silah belki bir nükleer yıkım... Bu yıkımdan sonra Şam'da tekrar insan yerleşimi olamaması gerekiyor.
Google'da ' Damascus fate according to Judaism' veya 'what is the prophecy of Damascus in Judaism?' şeklinde aratınca kutsal kitapların hangi bölümlerinde Şam'ın bu felaketi nasıl tasvir edilmiş belirtiliyor. Harabeye dönüp tamamen yok olacağı belirtiliyor. Şam'ın harabeye dönüşümü, İsrailoğulları ile Şam'daki İsrailoğullarının düşmanları arasındaki savaş çerçevesinde değerlendiriliyor. YouTube'da ise 'Fall of Damascus prophecies' olarak arattığınızda ilgili videolar geliyor.
Biz toplum olarak bu tür kehanetlere inanmasak bile, bu tür kehanetlere inanan dünyada yeterince insan varsa ve bu kehanetleri oldurmak için zamanlarını, paralarını, enerjilerini harcıyorlarsa, buna hizmet edecek politikacıları iktidara getiriyorlarsa, bu konu ilgili coğrafyada somut sonuçları olan bir askeri ve siyasi vaziyete kaçınılmaz olarak dönüşecektir. Ayrıca Binyamin Netanyahu’nun da bu eski Ahit kehanetlerine 'takık' olduğunu biliyoruz ve bu konularda bolca açıklamasını da internette bulabilirsiniz.
İsrail ordusu Suriye'ye ve Şam'a saldırılarını sürdürürken bu konuları da aklımızın bir köşesinde tutmakta zarar olmaz.
İngilizce kaynaklarda bu konular daha yoğun işlendiği için ilgili İngilizce isimleri ile eski Ahit'te bu konuda hangi kitapların hangi bölümlerinde atıf var belirtelim:
Isaiah 17:1–3
Amos 1:3–5
Jeremiah 49:23–27
Zechariah 9:1
Two Kings 16:9
Onlarcası olmakla beraber Youtube da kanalı olan Amir Tsarfati'yi tavsiye ederim çünkü hayli etkili bir hatip ve milyonu aşkın takipçisi var. Programlarında Şam'ın imhası konusunu sık sık işliyor ve genel olarak Eski Ahit'teki kehanetleri yorumluyor.
https://www.youtube.com/watch?v=GL5aRCAYYyU
Amir'e göre Şam'ın imhası iki şekilde olabilir. Ya imhayı İsrail doğrudan yapacak veya İsrail Suriye ile ittifak yapacak ve bu durumda Şam'ın imhasını karşı cephe ( Rusya-İran-Türkiye cephesi) yapacak.
Bu kehanetlerin ve bugünkü İsrail politikalarına etkilerinin az veya çok olduğu konusunda herkes kendi teolojik araştırmaları, gözlem ve bilgileri oranında elbette spekülasyon yapabilir. Her durumda geleceğimiz sonuç bellidir. İsrail'in nükleer, kimyasal ve biyolojik silahlara sahip olması insanlık için büyük bir risktir ve kitle imha silahlarından hızla arındırılmasının sağlanması bölgede daha da büyük felaket ve katliamların önlenmesi için uygun olacaktır.