UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne bir kez daha girdik! Sardes Antik Kenti ve Lidya Tümülüsleri

Kararı Aydınlık’a değerlendiren arkeologlar, ‘Biraz geç kalmış bir karar ama yine de son derece olumlu. Umuyoruz ki orada yıllardır kanayan yara olan tümülüslerin kaçak kazılarla tahrip edilmesine son verecek bir atılım olur.’ dedi.

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Manisa’nın Salihli ilçesinde bulunan Sardes Antik Kenti ve Bin Tepeler olarak adlandırılan Lidyalılardan kalan tümülüslerin UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne dâhil edildiğini duyurdu.

ANADOLU’NUN ZENGİN TARİHSEL DOKUSU

Türkiye’nin bu listeye dahil edilen 22. kültürel hazinesi olduğunu belirten Bakan Ersoy, madeni parayı icat eden uygarlık olan Lidyalıların başkenti Sardes’in artık insanlığın ortak mirası olduğunu vurguladı. Devasa surları ve kalıntılarıyla Lidya uygarlığının dünyadaki önemli bir temsilcisi sayılan Sardes hakkında Ersoy şunları söyledi:

"Türkiye'nin kültürel hazineleri, Türkiye Yüzyılı'nda birer birer gün yüzüne çıkmaya devam edecek. Gece müzeciliği kapsamında ziyaretçilerini ağırlayan Sardes Antik Kenti'nin büyülü atmosferini keşfetmeye herkesi davet ediyorum.”

2013 yılından beri UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde bulunan arkeolojik alan, Paris’te yapılan 47. Dünya Miras Komitesi Toplantısı’nda alınan kararla kalıcı listeye dâhil edildi. 3 numaralı UNESCO kriteri kapsamında listeye eklenen Sardes ve Lidya Tümülüsleri, Anadolu’nun zengin tarihsel dokusunu yansıtmasının yanı sıra Lidya medeniyetine dair güçlü arkeolojik ve mimari kanıtlarıyla dikkat çekiyor.

‘KIYMETLİ VE ZENGİN TOPRAKLAR’

Yakın bir zamanda Manisa Müzesi’nin hizmete girdiğini aktaran Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürü Birol İnceciköz Manisa’ya yeni bir müjde ile döndüklerini ifade etti.

İnceciköz, şu ifadeleri kullandı:

"Manisa şehrimize ikinci güzel ve müjdeli bir haber oldu. Hem Manisa şehrimize hem de Türkiye'ye. Umarım aynı kararlılıkla çalışıp ülkemizin birçok kıymetini Dünya Miras Kesin Listesi'ne kaydettirmek hedefimiz. Ülkemizin toprakları tarihin her döneminde yerleşime konu olmuş topraklar. Kültür varlıkları açısından da oldukça kıymetli ve zengin topraklar. Son dönemlerde özellikle dünyanın en çok bilimsel arkeolojik kazı yapan ülkesi olarak Türkiye Cumhuriyeti aslında artık kurallar koyan ülke oldu. Bu da gurur verici."

‘MISIR PİRAMİTLERİ KADAR GÖRKEMLİ’

Amasyalı coğrafyacı Strabon’un “Mısır piramitleri kadar görkemli” diye ifade ettiği Lidya Tümülüslerinin ve Sardes’in UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne girmesini geç kalınmış bir durum olarak yorumlayan Arkeolog Ümit Işın, şunları söyledi:

“Sardes ve Bin Tepeler, Anadolu’da çok önemli bir uygarlık kurmuş olan Lidyalıların neredeyse tek kenti ve onlardan kalan en görkemli anıtlar. Biraz geç kalmış bir karar ama yine de son derece olumlu. Umuyorum ki orada yıllardır kanayan yara olan tümülüslerin kaçak kazılarla tahrip edilmesine son verecek de bir atılım olur. Gerçi genellikle öyle olmuyor ama biz yine de öyle olmasını umalım. Yine Bin Tepeler bölgesinin önemli bir doğal güzelliği olan Gölmarmara tamamen kurudu ne yazık ki, bu süreçte de hiçbir önlem alınmadı. Strabon’un Mısır piramitleri kadar neredeyse görkemli olarak tanımlandığı Lidya Tümülüslerinin bundan sonra korunması umuduyla.”

‘ANADOLU VE İNSANLIK TARİHİ AÇISINDAN ÖNEMLİ BİR YERLEŞİM’

Bu kararın kentin korunmasına ve geleceğe taşınmasına büyük katkılar sağlayacağını belirten Sanat Tarihçisi ve Arkeolog Damla Bayazit ise şu ifadeleri kullandı:

“2013 yılından bu yana UNESCO Dünya Miras Listesi Geçici Listesi'nde yer alan Sardes Antik Kenti ve Bin Tepeler Tümülüsleri ile Dünya Miras Listesi'ndeki kültürel miras sayımız 22'ye yükseldi. Lidya Krallığı'na başkentlik yapmış olan ve paranın doğduğu kent olarak da bilinen Sardes, hem Anadolu hem insanlık tarihi açısından oldukça önemli bir yerleşim. Bu kararın kentin korunmasına ve geleceğe taşınmasına da büyük katkılar sağlayacağını düşünüyorum.”

SARDES ANTİK KENTİ VE BİN TEPELER

1910 yılından beri kazı çalışmalarının devam ettiği Sardes, Anadolu’nun görkemli antik kentleri arasında yer alır. Eşsiz bir restorasyon çalışması ile ayağa kaldırılan Gymnasium Hamam Kompleksi ile dikkatleri üzerine çeken kent, tarihte Lidyalılara başkentlik yapmasıyla ve madeni paranın ilk üretildiği yerlerden biri olmasıyla tanınır. M.Ö. 1300’den M.S. 1200’lere kadar kesintisiz yerleşim bulunan Sardes’te bir dönem Persler de egemenlik kurmuştur.

Bin Tepeler veya Bin Tepe Tümülüs mezarları olarak adlandırılan alan ise Sardes Antik Kenti yakınlarında yer alır ve Antik Çağ’ın en görkemli mezarlarına ev sahipliği yapar. M.Ö. 6. ve 7. yüzyıla tarihlendirilen mezarlar arasında Lidya Kralları Alyattes ve Gyges’e ait bir mezar yapıları da bulunur.

Sonraki Haber