“Yatçaz Kalkçaz Geççek Gitçek” Peki Ne Gelecek?
Tarkan Tevetoğlu, Geççek şarkısıyla kuyuya bir taş attı, 40 muhalif peşinden atladı. Edebi ve müzikal bakımından oldukça basit olan bu şarkıya büyük anlamlar yüklendi. “Şuna da gönderme yapmış, vay be.” diyerek şarkıda keramet bulma yarışına girildi. An itibariyle beğenmeyeni dövüyorlar.
Arar Buluruz İzini marşı başta olmak üzere pek çok hareketli ve duygusal şarkısıyla sevilen sanatçı Tarkan’a, çoğu vatandaş bu şarkıyı yakıştıramadı.
ŞARKI SÖZLERİNE BONCUK DİZENLER
Tarkan’ın Cuppa şarkısından “darbe” anlamı çıkarmak ne kadar saçmaysa Geççek şarkısından bir çözüm ummak da o kadar saçma. Baçata danslı İzmir günü uyduran Tunç Soyer, gericilik ve bölücülük kokteyli Hüda Kaya ve tabii ki Gladyo’nun Kraliçesi Meral Akşener bu şarkıya en çok heyecanlananlardan. Fonlu medya ve Can Dündar gibiler de şarkının ateşini yelliyorlar.
Yüzlerce yıllık toplumcu (protest) müzik geleneğimiz var. Pir Sultan Abdal, Kaygusuz Abdal, Dadaloğlu, Köroğlu, Aydınlık Korosu, Sarper Özsan, Cem Karaca, Moğollar, Barış Akarsu, Kıraç, Aşık İhsani, Aşık Mahsuni, Ozan Emekçi, Hasret Gültekin, Muhlis Akarsu, Nesimi Çimen ve daha niceleri… Bu şarkı bunlarla değil yan yana, en alta bile gelemez. Ancak öyle bir akıl tutulması ve mahalle baskısı var ki, “tam olmamış sanki” deseniz bile “saray uşağı yandaş” ilan edilebilirsiniz. İşte, “ötekilerin” “özgür” mahallesi!
HANDE YENER VE GÜLŞEN DE GÜNDEME ALINMALI
Şarkı sanki bir çocuğa sesleniyor. Bebekleri teselli eden bir üsluba sahip. Acıkmış ve uykusu gelmiş çocuğa “Birazdan eve gitçez.” demeye benziyor. Ağlayan ve mızırdanan çocuğa “Anne gelcek, baba gelcek.” demeye benziyor.
Strateji buysa, Gülşen’in “Yatçaz, kalkçaz hoop ordayız.” şarkısı da değerlendirilebilir; önümüzdeki süreçte mitinglerde ve seçim otobüslerinde çalınabilir. Hande Yener’in “Kışkış Cinler Kışkış” şarkısı için de teklif götürülebilir.
Çocuklarda soyut düşünme yeteneği gelişmediği için böyle teselli edebilirsiniz ancak toplumu böyle pışpışlayarak kandıramazsınız.
ŞARKI VE KLİP KİME SESLENİYOR?
Karanlık bir denetim odasına kapüşonuyla giren Tarkan, illegal, yeraltı (underground) bir görüntü veriyor. Sedat Peker ve Kılıçdaroğlu’nun otelde çektiği videolardan bu görüntüye aşinayız.
Taksiye binemeyen vatandaş, Instagram filtresini beğenmeyen yırtık pantolonlu “Z Kuşağı Boy”, sanal gerçeklik gözlüğüyle oyunu takılan “Z Kuşağı Boy”, metroda yolculuk yaparken öfleyip pöfleyenler... Bu şarkı gerçekten de ancak bu dertlere moral olabilir. Muhalefetimizin vaatleri ve “yoğun çalışmaları” da bunlar üzerine.
“GÖKDELENLERDEN” GELEN BİR KARAR VARDIR
İşte tam da bu sırada Altar’ın oğlu olmayan Tarkan “sistemi hackleyip” gökdelenlerdeki ekranlara bağlanıyor. Kolaycı bir Vendetta taklidi. Vendetta demişken, Özgür Demirtaş da klipte unutulmuyor ve Tarkan’ı görünce çok seviniyor.
KLİPTEKİ KÂĞIT TOPLAYAN GENÇ
Tarkan, tıpkı klipte olduğu gibi gökdelenlerden beyaz yakalılara sesleniyor. Klipte herkes Tarkan’ın şarkısına ve dansına eşlik ederken, kâğıt toplayan genç şarkıyı anlamsız bakışlarla izliyor. Şu an klibi izleyen emekçi halkımız ve köylümüz gibi, şarkıya ve şarkının bu kadar köpürtülmesine anlam veremiyor.
PROGRAMSIZ PARTİLERİN SEÇİM ŞARKISI
“Geliyor gelmekte olan!”, “Gidiyor gitmekte olan!”, “Her şey çok süper olacak”, “İnanılmaz olacak, çıldıracaksınız!”, “Hadi yine İYİ’siniz..”, “Herkesi kucaklayacağız, sonra helalleşeceğiz.” biçimindeki döner soslu muhalefet sloganları, bir programsızlığın ifadesi. Bir şeyler olacak ama ne olacağı söylenmiyor. Adayları gizli, programları gizli, görüşmeleri gizli ama “şeffaf bir hükümet kuracaklar”!
Ülkemizde sürekli pompalanan bir slogan var: “Tayyip gitsin de kim gelirse gelsin.” Bu şarkı da “Gitçek” diyor. Yerine ne “gelcek” söylemiyorlar. Zaten muhalefetin mevcut oyu da muhalefet iktidara gelsin diye değil, hükümet gitsin diye. Kurulan ittifaklar ve sloganlar “Erdoğan’dan kurtulmak.” üzerine. Bir şeyi kurmak, yeni bir model yaratmak, çözümleri hayata geçirmek için değil. Açıkça ilan edilen tek program: Demirtaş, Kavala, FETÖ ve PKK’yı kurtarmak, Avrupa Birliği ve ABD’yle “normalleşmek”.
Ülkemizde bu yüzden “kararsız kararlı” bir kesim oluştu. Hükümete tepkili, çözülmeyen sorunlardan rahatsız ama muhalefete de tepkili. Hükümetten ve muhalefetten kopmuş, dönmemeye kararlı ama karşıya da geçmiyor.
SOĞANA MUHTAÇ YİĞİTLER İÇİN BİR ŞEY YAPMALI
Vatan Partisi, elektrik şirketleri kamulaştırılsın diye haftalardır sahada. 2 yılı aşkın süredir köylerde, ilçelerde ve şehir merkezlerinde Üretim Devrimi Kurultayları yapıyor. “Köylüye İran’dan ucuz mazot bulacağız, Zonguldak’taki kömürü çıkarıp istihdam ve ucuz enerji yaratacağız, meslek liselerini güçlendireceğiz, eğitimi ve ekonomiyi planlayacağız, Mavi Vatan’ı savunacağız, Türk kadınını üretime katarak güçlendireceğiz, kültürümüzü ve sanatımızı ayağa kaldıracağız…” diye uzayıp giden bir programı var ve halkla buluşarak, halktan öğrenerek bu programı geliştiriyor.
Halka Twitter’dan, gökdelenlerden ve otel odalarından bakanlar bu gerçeği göremez. Zaten onların iktidar olmak gibi bir dertleri yok.
Evet, bu sorunlar, dertler geçecek çünkü Vatan Partisi gelecek, Türkiye Gemisi’nin dümenini eline alacak. İnsanları gemiden atarak değil, tek başına değil, gemiyi büyüterek, zorlukları aşarak sorunları çözecek ve bu sorunlar geçecek.