Avrasya ve Atlantik’in Orta Asya satrancı

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, 1 ve 2 Kasım tarihlerinde önce Kazakistan ardından Özbekistan’ı ziyaret etti. Uzmanlar, Macron’un ziyaretinin ana nedeninin uranyum olduğunu değerlendiriyor.

Bilindiği gibi Fransa, elektriğinin yüzde 70’ini nükleer enerji ile elde ediyor. Bunun için uranyum Fransa için stratejik öneme sahip. Rusya’nın Ukrayna’ya askeri harekâtıyla birlikte Avrupa’da yaşanan enerji krizi ve Afrika’da Nijerya’nın Fransa’yı ülkesinden kovması ve uranyum ihracatını kesmesi, Fransa’yı elektrik üretiminde zor durumda bıraktı. Nijer’in geçen yıl Kazakistan'dan sonra Avrupa Birliği (AB)'nin en büyük ikinci ham uranyum ihracatçısı ve kıtanın arzının dörtte birini karşıladığını hatırlatalım.

RUSYA’YA NÜKLEER YAPTIRIMI UYGULAYAMIYORLAR

AB, Rus petrol ve petrol ürünlerine yaptırım uygularken, nükleer sektörü bunun dışında bırakmıştı. Euronews’in aktardığına göre, Jacques Delors düşünce kuruluşundan enerji uzmanı Phuc-Vinh Nguyen, “Uzun vadede, durumu doğru değerlendirmek ve alternatif tedarikçiler” bulmak gerektiğini ifade ediyor. Bu bağlamda uranyumla ilgili “Nijer darbesinin belirsizlik yarattığını” ve AB’nin “Rusya'ya yönelik nükleer yaptırımlara ilişkin tartışmaları da rafa kaldırabileceğini" ifade ediyor. Nguyen, Nijer'den gelen arzın azalması halinde -ki gelişmeler bu yönde- Kazakistan'dan ihracatı arttırmasını istemenin "çözüm olabileceğini" belirtiyor.

ORTA ASYA’NIN ENERJİ KAYNAKLARINA İHTİYAÇLARI VAR

Avrasya haritasına baktığımızda, Kazakistan’ın Asya kıtasının kalbinde yer aldığı görülür. Sadece Rusya ile 7 bin 644 kilometrelik bir sınırı paylaşıyor. Doğusunda Çin, güneyde Kırgızistan, Özbekistan, Aral Denizi ve güneybatıda Türkmenistan ve Hazar Denizi bulunuyor.

Kazakistan, petrol ve gazın yanında zengin uranyum rezervlerine sahip. Dünya toplam rezervlerin yüzde 12'si Kazakistan’da bulunuyor ve küresel uranyum üretiminin yüzde 40'ından fazlasını gerçekleştirmesiyle dünyanın en büyük uranyum madencisi konumunda.

Fransız TV5 Monde televizyonundan Margot Hutton bölgeyi şöyle değerlendiriyor: “Uzun zamandır Rusya'nın ön karakolu olan Orta Asya, Rusya'nın Ukrayna'daki askeri harekatıyla meşgul olduğu bir dönemde büyük güçler tarafından hararetle destekleniyor. Bu nüfuz oyununda, büyük "Yeni İpek Yolları" altyapı projesiyle komşu Çin bir adım önde. Ancak Avrupa ve Türkiye de piyonlarını ilerletiyor”.

KAZAKİSTAN’IN DENGE POLİTİKASI

İşte Macron’un Kazakistan ve Özbekistan ziyaretini bu çerçevede değerlendirmek gerek. İki liderin birlikte yaptığı basın toplantısında Kazakistan Devlet Başkanı Kasım Cömert Tokayev, Fransa’nın “kilit öneme sahip güvenilir bir ortak olduğunu” söylemiş. Macron da Tokayev’e, “Batı’nın Rusya’ya yönelik yaptırımlarına uyduğu için” teşekkür etmiş. Açıklamadan öğrendiğimize göre Macron’u Kazakistan’a Tokayev davet etmiş.

Kazakistan Ukrayna savaşında, Batı ve Rusya ilişkilerinde Türkiye’nin tutumuna benzer bir denge politikası izliyor. Fransız Uluslararası İlişkiler Enstitüsü'nün (IFRI) Rusya/Avrasya Merkezi araştırma görevlisi Michael Levystone bu ilişkiyi şöyle değerlendiriyor: “Bu ülkeler Rusya ile çok sert bir şekilde ters düşmeyi göze alamayan ülkeler. Yine de Ukrayna'daki savaşla ilgili mesajlar gönderdiler. Bunlar arasında Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev'in Putin'e doğrudan Donetsk ve Lugansk'ı Rus bayrağı altında asla tanımayacağını söylemesi de yer alıyor… Kazakistan'ın sorunu, ülke ekonomisinin can damarı olan petrol ihracatının büyük kısmının Rusya topraklarından geçmesidir. Birkaç aydır ihracatları için alternatifler bulmaya çalışıyorlar. Ancak petrollerini Avrupa'ya taşımak için Rusya topraklarına fazlasıyla bağımlılar. Amerikalılar ve Avrupalılar tarafından iyi karşılanacak mesajlar vermekle Rusya konusunda fazla ileri gitmemek arasında bir denge stratejisi içerisindeler. Rusya sinirlenirse Kazakistan'dan Rusya'ya giden petrol boru hatlarını kesecek, bu da Kazak ekonomisi için felaket olur”.

BATI’NIN ORTA ASYA’YA İLGİSİ

Alexandre Lemoine’ın ziyaret öncesi observateur continental internet sitesinde yayımlanan “Fransa Orta Asya'da nüfuz mücadelesine katılıyor” başlıklı yazısında, “(Elysee Sarayı) Paris'in Washington ve Brüksel ile birlikte bölgedeki etkisini sürdürme niyetinde olduğu vurgulandı. Astana ve Taşkent'te ticari, ekonomik, enerji ve ulaştırma alanlarındaki işbirliğinin güçlendirilmesine ilişkin konular ele alınacak. Ancak uranyum konusundaki müzakereler ön planda yer alıyor” değerlendirmesinde bulunarak, Elysee Sarayı'ndan yapılan açıklamayı şöyle aktarmış: "Bu ziyaret, bu iki Orta Asya ülkesiyle yakınlaşma sürecinin bir parçasıdır. Görevimiz, bildiğimiz ve uzun süredir Avrupa Birliği ve Amerikalı ortaklarımızla birlikte çalıştığımız bu bölgede (Orta Asya'da) var olmaya devam etmektir" dedi.

Başta ABD olmak üzere Batı’nın Orta Asya’nın zengin enerji kaynaklarına ilgi duymanın yanında Asya’da Çin, Rusya ve Türkiye’nin etkisini kırma planlarının olduğu da bilinmektedir.

ABD Başkanı Biden, 19-26 Eylül 2023 tarihinde toplanan Birleşmiş Milletler’in 78. Genel Kurulu için Amerika'da bulunan Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Türkmenistan ve Özbekistan liderleriyle bir araya geldi. RAND Corporation'dan savunma uzmanı Hunter Stoll, RAND, bu görüşmeyi “Orta Asya'nın Rusya'yla ilişkilerinin tatsızlaşması ve Çin nüfuzuna ilişkin giderek artan şüpheler, bölgede daha fazla uzun vadeli yatırımlarla imajını güçlendirmesi açısından Amerika için bir fırsat penceresi yarattı” dedi.

BM toplantısından sonra Orta Asya’nın bu 5 lideri Berlin’de Alman Şansölyesi Scholz ve Almanya Cumhurbaşkanı Frank Walter Steinmeier ile bir araya geldi. Uzmanlar, Orta Asya ülkelerinin zengin enerji kaynakları sebebiyle, enerji tedariğinde Rusya'ya bağımlı olan Almanya’nın ilgi alanına girdiğini belirtiyor.

YENİLEN BATI’NIN NAFİLE ORTA ASYA ÇABASI

Batı Ukrayna krizinden sonra Orta Asya’da tutunma çabası içine girdi. Avrupa’da yaşanan enerji krizinin yükünü azaltmak, bölgede Çin ve Rusya’nın etkisini kırmak için seferber olmuşlar. Orta Asya’da bir Avrasya Atlantik satrancı oynanıyor. ABD ve müttefiklerinin Afganistan yenilgisiyle Asya’daki hegemonyaları sona ermişti. Keza ABD’nin Kazakistan’daki darbe girişimi de başta Rusya olmak üzere üyesi olduğu Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü birlikleri tarafından bastırılmıştı. Bu ülkeler aynı zamanda Şangay İşbirliği ve geçen hafta 10. Zirve’de bir araya gelen Türk Devletleri Teşkilatı üyesi. Batı’nın artık Orta Asya’da hiç şansı yok. Biden’ın, Scholz’ın ve Macron’un Çin, Rusya ve Türkiye’nin geleneksel ve doğal müttefiklerini yüzlerini Batı’ya dönmeye ikna etme çabaları karşılık bulmayacaktır. Avrasya cephesinin sağlamlaşması için gerek Türkiye’nin gerekse Kazakistan’ın iki cephe arasında izledikleri denge politikasını terk etmesi gerekir.