Devrimin 40. Yılında İran'daki olaylara bakış

İran'dan gelen haberler kaygı verici... Petrol zammını protesto edenlerin başlattığı gösterilerin yer yer çatışmalara dönüştüğü anlaşılıyor. İnternet erişiminin bir süre kesilmesi, Batı kaynaklı haberlerin olayları istismarını artırıyor.

Barış Pınarı Harekatı'nı yürüten, İran'la dostluğa büyük önem veren Türkiye için düşündürücü bir haber...

Olaylar aylar önce ülkenin Doğu bölgelerindeki Meşhet vb. kentlerde görülen, benzer taleplerle ortaya çıkan halk hareketinin devamı mı, yoksa ABD-İsrail gibi şer güçlerinin kışkırtmalarının ürünü mü?

Bu yılın başında rejim yanlıları İran İslam Devrimi'nin 40. yılını kutladı. Olaylar, muhaliflerin 40. yıl kutlamalarına bir yanıtı mı? Ne istiyor bu muhalifler? Kimler onlar? Sis perdesi aralandıkça daha rahat yorum yapabileceğiz.

Yıllar yılı ABD'ye, İsrail'e direnen İran'ın bu olaylarla sarsılmayacağı açık. Yine de insanın yüreği ağzına geliyor.

İran'da istikrarsızlık en çok ABD-İsrail ikilisine yarar.

TEBRİZ STADINDAKİ PANKART

10 gün kadar önce Türk dostu İran'lı tarihçi bir dostum ile bir araya geldik.

İlişkileri gözden geçirdik. İran'lı dost, kamuoyunun Azerbaycan'daki hareketlenmeden kaygı duyduğunu belirtti. Traktör takımının seyircilerinin Tebriz Stadında hep birlikte asker selamı vermeleri gündem olmuş. Ben dostumuza Türk yetkililerin olaya suhuletle yaklaştığını hatta Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Irak'taki olaylardan yola çıkarak benzerlerinin İran'da da yaşanabileceği uyarısını yaptığını hatırlattım. Dostum bunların hepsinin farkındaydı. Ancak şu bilgiyi de verdi: "Tebriz Stadı'nda açılan bir pankartta 'Ya Çekoslovakya ya Yugoslavya; seçim sizin' diye yazıyordu. Bu soru kamuoyunda tartışma yarattı."

Pankartı açan/açanlar verdikleri mesajın bilincinde mi?

Çekoslovakya örneği barışçı ayrılığı, Yugoslavya örneği şiddete dayalı ayrılığı çağrıştırıyor.

Çok düşündürücü...

Türkiye Yugoslavya'daki etnik çatışmadan çok çekti; Dahası, Balkanlardaki etkinliğini de yitirdi.

Aynı şeyler, İran bozkırında tekerrür eder mi?

Tebriz Stadında açılan, İran'lı dostları kaygılandıran pankartın kıymet-i harbiyesini, taşıyanların niyetlerini bilmiyorum. Umarım birkaç sorumsuzun marifeti olsun.

İran'dan gelen haberler, olayların yaygın olduğunu, etnik gerginliğin değil ekonomik taleplerin öne çıktığını gösteriyor. Bunu tespit edelim.

TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ VE İRAN

Türk milliyetçiliği bir büyük sınav veriyor. Uygurlar konusunda kara propagandaya kolayca teslim olan kimi milliyetçi aydınlar şimdi Azerbaycan sınavından geçiyor.

Türk halkının tarihi ile coğrafyası ile en çok şeyi paylaştığı bir coğrafyada tarihsel sorumluluklarımız var.

İran'daki yangın bizi derinden etkiler.

İran'ın doğusunda yaşayan milyonlarca soydaşımızı tabii ki seviyoruz. Onlarla Fuzuli'nin dilini, ortak kültürü paylaşıyoruz. Bunun öneminin ayırdındayız.

İran'da yaşayan Azeri Türklerinin iki ülke arasında büyük bir köprü oluşturmaları Batı Asya açısından büyük önem taşıyor.

1648'de Kasr-ı Şirin'de çizilen sınır, bugün daha da önem kazandı.

İran-Türkiye dostluğu Avrasya'nın kapısını açacak büyük anahtardır.

Değerini bilelim.