Erdoğan cenahı dehşete kapılmış

Ankara notlarını kulis iddialarıyla sürdürelim.Gözler “kaolisyon”a çevrildiğinden dikkat çekmedi.Oysa Tayyip Erdoğan-Cemaat kavgası sürüyor.HSYK, büyük operasyon yaptı. 49 hakim ve savcı açığa alındı (14 Temmuz 2015).Gerekçe: Kanunsuz dinlemeler.Aslında: Cemaatçilerin ayıklanması.***Kavganın başlangıcına gidelim.Nasıl biliyorduk: Kırılma 7 Şubat 2012’de başladı. 5 MİT’çinin ifadeye çağırılmasıyla. Aralarında Müsteşar Hakan Fidan da bulunuyordu.Ankara’da konuştuğum İslamcılar ise başka ayrıntılar verdi.Yolların ayrılmasını bir ay öncesine götürdü. İlker Başbuğ’un tutuklanmasına.***Önce olayı hatırlayalım.Tarih: 6 Ocak 2012.Emekli Orgeneral Başbuğ ifadeye çağırıldı. “Şüpheli” sıfatıyla.Toplam 8,5 saat ifade. Sonuç: Tutuklandı.Başbuğ’un tepkisi ünlüdür: “Türkiye Cumhuriyetinin 26. Genelkurmay Başkanı terör örgütü kurmak ve yönetmekle suçlandı. Takdir yüce Türk milletinindir.”***Şimdi de MİT’çilerin ifade krizine bakalım.Çünkü: İki olayı birlikte değerlendirmek gerekiyor.Fidan 1 ay sonra ifadeye çağırıldı. 7 Şubat’ta.Suçlama aynıydı: “Terör örgütü kurmak ve yönetmek.”Sonuç: İfade vermeye bile gitmediler.Talimat Erdoğan’dan: “Gitmeyin!”***Tersi iddia ediliyordu.Öğrendik ki, Adullah Gül de devreye girmiş.Fidan’ı o da uyarmış: “Sakın gideyim deme.”(Bak: Ahmet Sever’in kitabı “Abdullah Gül İle 12 Yıl”, sayfa 120).***Kitaptan bir şey daha öğrendik.Fidan, ifadeye çağırılacağını önceden biliyormuş. En az 1 hafta kala.Gelip Gül’e danışıyor. Kitaptan okuyalım.“Fidan... ifadeye çağırılmadan yaklaşık bir hafta önce Cumhurbaşkanı’ndan randevu” istiyor.“...beni şüpheli sıfatıyla 7 Şubat’ta İstanbul’dan ifadeye vermeye çağırdılar” diyor.Doğru mudur?Kitap çıkalı 1 ay oldu. Yalanlanmadı. Doğru kabul edeceğiz.***Anlamı ne?Erdoğan cenahının iddiasını hatırlayalım.Demişlerdi ki: “Erdoğan tam ameliyat olacakken ifade çağırısı yapıldı.”Böyle bir zamanlama yapılmadığı anlaşılıyor.Zira: Fidan’ın ilk anlatacağı kişi Erdoğan’dır.Durumu, Gül’den önce Erdoğan’a da anlatmıştır.***Buradan iki sonuç çıkıyor.Birincisi: İlker Başbuğ ifadeye çağırılıyor.Erdoğan ve Gül: Biri başbakan, diğeri cumhurbaşkanı.“Sakın gitme” demek akıllarına bile gelmiyor.Hakan Fidan ise en ziyade korumaya mazhar.İfadeye çağırılması silah zoruyla engelleniyor.Zat-ı devletlerinde hukukun hali: “Bizim çocuklar”, mahkemelerden muaftır!***İkincisi: Cemaatin hazırlık yaptığını önceden biliyorlar.Fakat önlem almıyorlar.Oysa, İlker Başbuğ olayı henüz yaşanmış.Birilerinin gözü kara: Bir genelkurmay başkanını bile tutuklamışlar. Hem de “terörist” diye.Fakat: Benzer hamleyi kendileri için öngörmüyorlar.Niçin?Anlaşılan: Ortak çalıştıkları için ihtimal veremiyorlar.***Peki: Başbuğ’un tutuklanması nasıl karşılanmış?İslamcıların anlattıklarında önemli tespitler var:“İlker Başbuğ’un tutuklanması dönüm noktasıdır.” “Asker tutuklamaları furyasından dehşete kapıldılar.”Niçin?“Demek ki, bizim dışımızda ayrı bir merkez var dediler. Burada anahtar kavram “ayrı merkez”.Yani: İkinci bir “iktidar odağı”.Evet, AKP yönetimi dehşete kapılıyor.Fakat: Kumpas büyük olduğu için değil.Cemaat gizli bir “iktidar merkezi” kurduğu için.AKP’deki duruşun temelinde şu anlayış var:Cemaat: Ne de olsa ortak.TSK: Dost kuvvet değil.***AKP/Erdoğan bu yüzden MİT’te başka, TSK’da başka yol seçti. MİT’e koruma kalkanı uzattı.TSK’ya kumpası ise seyretti. Sonlara doğru itirazları göstermelik kaldı.Ta ki Cemaatin 17-25 Aralık (2013) hamlesine kadar. Bütün İslam dünyasına: Bayramın iyi olması dileğiyle.