İktidar şikâyet makamı değildir

Evet, iktidar şikâyet makamı değildir. İktidarda isen doğru olanı yapmak, uygulamak zorundasın. Yoksa seni alıp başkasını koyarlar. 2020 yılından beri, pandemi sürecinden bu yana “parasal genişleme” planını uyguluyorsunuz. Uyguladığınız parasal genişleme politikası doğru. Ancak, doğru olan “parasal genişlemeyi” yanlış uyguluyorsunuz. Ak Parti Ankara milletvekili, o dönem İnşaat Müteahhitleri Konfederasyonu başkan yardımcısı, 2020 yılı Temmuz ayında uygulamaya konan konut kredileri için Cumhurbaşkanı’na nasıl teşekkür edeceğini bilememişti. O zaman uyarmıştık. Para dağıtımını hatalı yapıyorsunuz. Halka ucuz konut değil, inşaat müteahhitlerine ve dolar yatırımcılarına altın fırsat veriyorsunuz diye. Dediğimiz çıktı, bugün hem gayrimenkuldeki fiyat yükselişi hem kira fiyatları, o dönemdeki hatalı kredi uygulamaları nedeniyle bu halde. Kredi kullandırmada selektif uygulama yapacağım dediniz. Bu muydu selektif kredi uygulamanız. Verdiğiniz tüm krediler döviz ve gayrimenkul alımına gitmiş.

GEREĞİ YERİNE GETİRİLMELİ

Evet, iktidar şikâyet makamı değildir. Yüzlerine karşı “6 ayda, yılbaşından bu yana verilen kredilerle 55 milyar dolar döviz aldınız”, “Yurtdışında 500 milyar dolar döviz olduğu söyleniyor, bunun yüzde onu doğru olsa 50 milyar dolar eder” demek doğru. Ama bunu dedikten sonra gereğini yerine getirmek gerek. Serbest piyasa ekonomisi uygulanıyor da artık kurtarmaz. Yaz ayları geçiyor. Turizm dövizi 2 ay sonra yok. Enerji fiyatlarının hâlâ yükseldiğini görüyoruz. Bu yükselişe karşı akaryakıt alımlarına İran’ı hâlâ ekleyemediniz. İhracatımızın yüzde 65’ini yaptığımız ülkelerde resesyon (durgunluk) başladı. Bu ülkelerde durgunluk demek öncelikle bizde de durgunluk ve işsizlik demek. Şaka yaparmış gibi parmak sallayarak “bak bir daha yapmayın” demek için bekleyecek zaman yok.

‘ÜRETİM DEVRİMİ’NDEN GERİ DÖNÜŞ YOK

İttihat ve Terakki Partisi II. Meşrutiyeti ilan ettiği 1908 yılından 1913’e, Balkan savaşına kadar izlenen liberal politikaları değiştirmedi. Ama Balkan savaşında arkasından 1914 1. Dünya savaşında işin şakaya gelir yanı olmadığını gördü ve o zaman “Milli İktisat” diye adlandırılan devlet müdahaleci politikaları uygulamaya başladı. Kurtuluş Savaşı sonrası 1930’lara kadar müdahaleci politikalar biraz gevşeyerek uygulandı. Ama 1929’te büyük iktisadi buhran başlayınca “Devletçilik “ ilkesini anayasamıza koyduk.

Şimdi, dolar saltanatını bitirecek olan ekonomik krizin içindeyiz. İşin şakası yok. Büyük ekonomik sıkıntılar yolda. ABD o kadar sıkıştı ki. Bir gün Ukrayna’yı bir gün Kosova’yı diğer gün Tayvan’ı kışkırtıyor. Sıra her an Yunanistan’a da gelebilir. Devletin, ekonomiye “mahcup müdahaleci” olması, durumu kurtarmaya yetmiyor.

“Üretim Devrimi” sathı mailine girdik. Buradan geri dönüş yok. Şikâyet etmeyin. Türkiye’nin kurtuluşunun ışıkları görünmeye başladı. Vatan Partisi bu kurtuluş ışığının fenerini elinde tutuyor. Üretim Devrimini anayasaya koyacağımız günler çok yakın.