TÜSİAD Başkanı’nın tahminleri

Cumhurbaşkanı’nı en iyi şekilde ağırlayan TÜSİAD Başkanı Haluk Dinçer, Cnbc-e televizyonunda suya sabuna dokunmadan ekonomi ile ilgili değerlendirmeler yaptı.

Cumhurbaşkanı’nın TÜSİAD’a gelmesi çok önemli imiş. Cumhurbaşkanı konuşmasında kutuplaşmamaktan ve tokalaşmaktan söz etmiş.TÜSİAD Başkanı da buna inanmış ve çok memnun olmuş. Geçmişte hatalarının olduğunu da kabul ederek bir anlamda devlet büyüklerinden af diliyor.

FAİZ İNMELİ

Faiz oranları çift haneli rakamlara gelirse kısır döngü yaratırmış. “Şimdi yüzde 9 olan faizin yüzde yüzde 5’e gelmesini bekliyoruz ama bunu nasıl olacak merak da ediyoruz” şeklinde belirsiz bir ifadede bulunan Dinçer, hedef bu olmalı ama Merkez Bankası bunu nasıl başaracak, derken kaygısını da dile getirmiş oldu.

Dinçer, şu tespitte bulunuyor: “Yatırımcı için yüzde 5 faiz hedefi önemlidir. Öngörülebilirlik için önemlidir. Yüzde 10’lara gelmiş, çift haneye dayanmış faiz, bizi psikolojik olarak da etkileyebilir. Bizi eski yıllardaki kısır döngüye sokabilir. Çünkü yüzde 10 olduğu zaman, kiralar yüzde 10, ücretler yüzde 10; kısır döngüye girmek riskiyle karşı karşıyayız.”

EKONOMİMİZ ÇOK GELİŞMİŞ!

Gümrük Birliği’nin Türkiye ekonomisine büyük katkı sağladığına işaret eden Dinçer, 3. ülkelerle yapılan serbest ticaret anlaşmalarının büyük sorun yarattığını belirterek Gümrük Birliği’nin yeniden müzakere edilmesi gerektiğine inanıyor. Oysa AB’ne girmeden Gümrük Birliği’ne girmenin ülkemizden neler götürdüğü yıllardır yazıldı çizildi.

“Hep konuştuğumuz, Türkiye’de ekonomi çok gelişti ama sermaye piyasaları çok gelişmedi. Büyük şirketler ve aile şirketleri halka açılma konusuna çok yaklaşmadı” derken üretime dayanmayan sıcak para ile finanse edilen ekonomiye çok gelişti demek bir iş adamına yakışmayan bir ifade. Gelişmiş ekonomi katma değerli üretimle kalkınmış bir ekonomidir. Borç ve sıcak para ile finanse edilmiş tüketim çılgını bir ekonomiye çok gelişmiş ekonomi demek ya iktidara şirin görünmek için denir ya da cehaletten. Ancak bizim büyük iş adamlarımız iyi eğitim aldıkları için bu hususları bilirler. Bunu söylüyorlarsa kendi menfaatlerini ülke menfaatlerinin üstünde tuttuklarını bize göstermiş oluyorlar.

Türkiye’nin kredi notu konusunda “Yatırım yapılabilirlik anlamında bir risk görmüyorum” tespitini yaparken Dinçer, bizce yanılıyor. Kredi derecelendirme kuruluşlarının aylardır yaptıkları değerlendirmeler ve uyarılar Dinçer’i teyit etmiyor. Üstelik notumuz kritik eşikte.

Dinçer, Türkiye’nin 2014 büyümesinin yüzde 3-4 oranında olacağını tahmin ederken bu oranlarla nasıl gelişmiş bir ekonomi olduğumuzu ve olacağımızı es geçiyor.

HEM NALINA HEM MIHINA!

DEİK yapısındaki değişikliği de yorumlayan Dinçer, “DEİK bugün artık devletin uzantısı haline gelmiştir. Bizler elimizden geleni yaparız. Ama yurtdışında bu olumsuz algılanabilir. Sivil toplum örgütünün bağımsız olması gerekir. Niyet iyidir. Bize verdikleri görevleri yerine getirmeye çalışacağız” derken hem nalına hem mıhına vuruyor. İyi olmadı ama hükümet iyi niyetli. Dışarısı bunu iyi karşılamayacak ama olsun biz devletin emrindeyiz...

Doğan Kuban diyor ki; “Bizim toplum çok kırılgandır. İki hafta su verme ve elektrik kesilsin; iktidar düşer.”

Tüm gerçeklere rağmen ekonomimizin öncüleri olan büyük iş adamlarımız devlet büyüklerinden korkuyor ve doğruları cesaretle söyleyemiyorlar veya Türkiye gerçeklerinden kopuk kendi küçük krallıklarından ülkeye bakıyorlar. Ve de miyop bir gözle.

Ülke karanlıklara ve savaşa sürükleniyor iş dünyamız başka bir alemde geziyor. Bu durumda iş yine gençlere düşüyor. Karanlıklardan aydınlığa, Ortaçağ’dan bilim çağına gençlerle ulaşacağız. Başka çaremiz kalmadı...