Zorlu kanserlerin tedavisinde yeni bir yol

SF3B1 geninde mutasyona sahip kanserler, BRCA1 ve BRCA2 genlerinde mutasyona sahip kanserleri tedavi etmek için kullanılan bir ilaç türü olan PARP inhibitörlerine yanıt veriyor. Belfast Queen's Üniversitesi ve Birmingham Üniversitesi bilim insanları bulgularını 13 Ocak'ta yayımlanan bir makalede paylaştılar. Bu bulgular "Kanserle ilişkili SF3B1 mutasyonları, PARP inhibitörlerine karşı BRCA benzeri bir hücresel fenotip ve sentetik öldürücülük kazandırıyor" başlığıyla Cancer Research dergisinde yayımlandı.

SF3B1 genindeki mutasyonlar - özellikle K700E, genin 700. aminoasidinde lizin(K) yerine glutamik asidi(E) gelen bir mutasyon- miyelodisplastik sendromlar, kronik lenfositik lösemi gibi kan kanserleri dahil olmak üzere göz kanseri olan uveal melanom gibi bazı nadir kanserlerle birlikte çeşitli kanser türlerinde bulundu. SF3B1-K700E mutasyonu, R-ilmekleri üzerinden DNA hasarı oluşturmakta.

SF3B1, DNA hasarına hücresel tepkiler veren genler de dahil olmak üzere binlerce genin protein kodlama segmentlerini bağlayan spliceosome adı verilen çok proteinli bir kompleksin önemli bir bileşenidir.

Hücre dizisi ve hayvan çalışmalarında, araştırma ekibi, SF3B1-K700E mutasyonuna sahip tümörlerin, poli ADP riboz polimeraz (PARP) enzimini inhibe eden ilaçlara yanıt verdiğini ve bu nedenle kusurlu SF3B1 genini taşıyan tümörleri olan hastaları tedavi etmek için PARP inhibitörlerinin kullanılabileceklerini gösterdiler. Olaparib ve rucaparib içeren PARP inhibitörleri, BRCA1 veya BRCA2 genlerinde kalıtsal mutasyonlara sahip yumurtalık, meme, prostat ve pankreas kanserli hastaları tedavi etmek için kullanılmakta.

PEKÇOK KANSERLE İLİŞKİLİ MUTASYON

Queen's Belfast Üniversitesi Patrick G Johnson Kanser Araştırmaları Merkezi'nde çalışmanın ilgili araştırmacısı Dr. Kienan Savage, bulgularının birçok kanserin tedavisi için klinik etkilerinin olabileceğine ve tedavisi zor lösemiler gibi diğer kanserlerde bulunduğu ve birçok kanser hastasını etkilediği için bu genetik mutasyona özellikle odaklandıklarını, bu genin mutasyonu konusundaki anlayışlarını derinleştirerek, hayatta kalma oranlarını artırabilecek bu kanserleri tedavi etmenin yeni yollarını belirlediklerine dikkat çekti.

Savage ve araştırma ekibi, SF3B1 genindeki kanserle ilişkili mutasyonların, BRCA benzeri bir hücresel fenotip oluşturduğunu, DNA'ya zarar verdiğini, DNA onarımını önlediğini ve DNA'nın kendisinin normal kopyalarını oluşturmasını durdurduğunu gösteriyor. Bu, SF3B1 geninde mutasyon taşıyan hücrelerin iyonlaştırıcı radyasyon dahil DNA'ya zarar veren ajanlara ve PARP inhibitörleri dahil çeşitli kemoterapötik ajanlara duyarlılığını arttırıyor. PARP inhibitörleri, DNA üzerinde yerlerini kilitleyerek hücrenin DNA onarım araçlarını hedefler. Bu, DNA onarımını durdurarak kanser hücrelerinin ölmesine neden olur.

Queen's araştırmacısı ve çalışmanın ilk yazarı olan Katrina Lappin araştırmalarının, bu spesifik mutasyonlara sahip kanserlerin, kanser hücrelerini bu mutasyonlarla öldürmede daha iyi olan ve evde tablet şeklinde alınabilen PARP inhibitörleri ile etkili ve daha az toksik olacak şekilde tedavi edilebileceğini gösterdiğini ve bunun, bu kanserlere sahip insanların sonuçlarını ve yaşam kalitesini iyileştirmek için büyük etkileri olabileceğine dikkat çekti.

Ayrıca Lappin, bu çalışma ile, bu yaygın olarak ilişkili kanser mutasyonuna sahip hastaların tedavisi için PARP inhibitörlerini kullanan klinik denemelerin önünü açacağını ve bu kanserlerin tedavisine daha kişiselleştirilmiş bir yaklaşıma izin vereceğini vurguladı.

MEVCUT İLAÇLAR YENİDEN KONUMLANDIRILDI

Birmingham Üniversitesi profesörlerinden ve araştırmanın yürütücüsü Grant Stewart, çalışmalarının, belirli bir gen mutasyonunun bir kanser hücresinin hasarlı DNA'yı onarma yeteneğini nasıl etkilediğine dair moleküler bir anlayışın, kliniğe özel olarak uyarlamak için kullanılabileceğini gösterdiğini belirtti. Ayrıca

UK Kanser Araştırma Merkezi CEO'su Michelle Mitchell BRCA1 mutasyonu gibi davranan ve gelecekte aynı şekilde tedavi edilebilecek yeni bir mutasyonun tanımlanmasının gerçekten heyecan verici olduğunu ve halihazırda yaygın olarak bulunan PARP inhibitörleri ile, bildiğimiz en nadir ve tedavisi en zor kanserlerden bazılarına sahip insanlara yardım etmek için büyük bir potansiyel olabileceğini belirtti. PARP inhibitörleri dünya çapında binlerce hayat kurtardı ve gelecekte bu araştırmanın daha nadir kanserleri olan insanlar için benzer bir etkiye yol açıp açmayacağını göreceğiz.

Araştırma ekibi, bu tür kanserlerin yayılmasını durdurabileceğine dair kanıt toplamak için SF3B1 mutasyonuna sahip hastalar üzerinde klinik deneylerde PARP inhibitörlerini test etmeyi planlıyor.

SPLİSOZOM (UÇBİRLEŞTİRME):

Genetikte uçbirleştirme transkripsiyon sonrasında RNA'daki bazı bölümlerin çıkartılıp kalan kısımlarının birleştirilmesidir. Ökaryotlarda uçbirleştirme sonucunda prekürsör mesajcı RNA ergin mesajcı RNA'ya dönüşür, bu da protein sentezinde kullanılır.

Özgün içerik: https://cancerres.aacrjournals.org/content/early/2022/01/11/0008-5472.CAN-21-1843.full-text.pdf