Erdem Cömert

av.erdemcomert@gmail.com

Son Yazıları

Horasan’a uzanan yolun eşiğinde

Bu satırları Erdebil Dergâhı’nın önünden yazıyorum. Şah İsmail’in ocağından… İlk kez geliyorum ama yabancılık çekmiyorum; sanki çocukluğumun köyüne dönmüş gibiyim. Tebriz’de de böyleydi. İnsan bazen bir coğrafyaya değil, kendi köklerine varır. Buradan Horasan’a gideceğiz; hepimizin geldiği o büyük yurda.

Geçen hafta Balkanlardaydım; Avrupa’nın ortalarında… Oradan Hindistan’a kadar yalnızca Türkçe bilerek seyahat edebildiğinizi söyleyeyim. Dilimizin ne kadar geniş bir havzada, ne kadar güçlü bir kültürel omurga oluşturduğunu bir kez daha anlıyorsunuz. Ama emperyalizmin yıllardır kurduğu tezgâhı da görüyorsunuz: Balkanları Slav’ın, Ege’yi Yunan’ın, Doğu’yu Ermeni’nin, Karadeniz’i Pontus’un, İran’ı yalnızca Pers’in, Kafkasları Gürcü’nün sayıp bize ait hiçbir yer bırakmamaya çalışıyorlar. Bu coğrafyanın bin yıllık ortak emeğini, kültürün katmanlarını yok sayarak…

Yazının Devamı

Hakikat yine yalanı yenecek

Medyada Alevi-Bektaşi toplumu üzerine “algı operatörlüğü” yapan bir kesim yıllardır aynı masalı anlatıyor: “Devlet cemevlerini yasal olarak tanımıyor!” Oysa daha düne kadar bu çevreler “devlet cemevlerimizi tanımlayamaz” diye bağırıyordu. Ne söylüyorlarsa bir gün öncesini yalanlayan bu zihniyet, Alevi-Bektaşi toplumunu devletten uzaklaştırmak için her gün yeni bir algı üretiyor.

Oysa mesele sloganla değil, hukukla konuşulmalıdır.

Yazının Devamı

Bir haftada iki ayrı tarih, iki ayrı siyaset

Bazı Alevi derneklerinin son yıllarda sergilediği tutum, toplumsal hafızanın nasıl araçsallaştırıldığını çarpıcı biçimde ortaya koyuyor. Aynı derneklerin, Cumhuriyet’in 29 Ekim 1923 devrimini kutlayıp 10 Kasım’da Mustafa Kemal Atatürk’e saygı duruşunda bulunmalarının üzerinden henüz beş gün geçmişken, 15 Kasım’da bu kez Seyit Rıza’yı “Unutmadık, affetmedik” sloganlarıyla anmaları, yalnızca tarihsel bir çelişki değil; aynı zamanda ciddi bir akıl tutulmasının göstergesi. Birbiriyle bağdaşmayan iki tarihsel figürü aynı politik tutumun içine yerleştiren bu yaklaşım, Alevi toplumunun tarihini anlamaya değil, onu bugünün ideolojik kamplaşmalarına göre yeniden şekillendirmeye hizmet ediyor.

Cumhuriyet’in devrimci karakterini en iyi Atatürk’ün şu sözleri anlatır:

Yazının Devamı

10 Kasım’ın ve Kerbela’nın ortak damarı

Bugün bir yas gününde yazıyoruz.

Bazı yaslar acının değil, direnişin günüdür. Yas tutanlar, o acıyla değil o acıdan doğan güçle yaşarlar. Tarihte, yasın direnişe dönüştüğü örneklerin en güçlülerinden biri Kerbela’dır.

Yazının Devamı

Ezber bozan bir çıkış

Aleviliği kimlik siyasetine indirgemeye, inanç üzerinden ayrıştırmaya çalışanlara karşı bu kez söz, doğrudan inancın özünden yükseldi.

Hep söylüyoruz; bu milletin irfan damarından doğan bir yolu, yabancı başkentlerin laboratuvarlarında yeniden tarif edemezsiniz. 1 Kasım 2025’te açıklanan, Alevi-Bektaşi Güç Birliği Platformu’nun hazırladığı “Alevi Raporu” işte o irfanın kendi sesidir.

Yazının Devamı

İlk söz

Yola ilk adımı atmak kolay değil.

İyi ki benden önce yürüyenlerin ayak izleri var.

Yazının Devamı