A+
A-
Türkiye 1930’ların ilk kanatlanan ülkelerinden! Dünyaya örnek! Uzun süre kanatsız kalamaz
Yayınlanma:
Güncellenme:
Bağlantıyı Kopyala
Bütün partilerin tabanlarıyla sorunları var.
Tabanlar buraya nasıl geldi?
Taban dediğimiz kim?
Sormak gerekir neden hâlâ oy veriyor?
Neden ötekine inadına vermiyor?
Son CHP kurultayında Özgür Özel’in listesi tek bir eksik vermeden onaylandı.
CHP’DE BU YÖNETİMLE KANAT TAKILIR MI
CHP, o salonda gelecek seçimler için milletvekilliği hayalleri kuran delegelerden ibaret değil. Ya da “AK Parti bitti… gidelim CHP’ye yamanalım” diyen liberallerden de değil…
Tepki var.
Doğru.
Ama bu yönetimle olur mu?
Kılıçdaroğlu’nun 23 milyon kez tıklanan eleştirel konuşmasından sonra birdenbire neredeyse bir o kadar da iddianame elden ele dolaştı.
Karşı tarafın yalanı değilmiş meğer.
Bu kadar ABD ve AB’cilik, bu kadar kendi içlerinde birbirlerinin kuyusunu kazmak, onlar çalıyor ne var biz de çalarız demek vb artık biraz fazla oluyor…
AK Parti’ye gider mi?
“Yolsuzluk”… “liyakatsizlik”… “cemaatçilik”… “yargıya müdahale”… “ekonomiyi bu hale getirenler onlar”…
EKONOMİYİ KİM DÜZELTECEK
AK Parti’nin şimdiye kadar oy veren geniş kitleleri diyor ki… çok zor durumdayım, ayın sonunu getiremiyorum. Ekonomiyi düzeltemiyor.
Bu, yukarı gelir gruplarına, bir dönem nemalanan iş insanları da dahil en büyüklerine kadar bile tırmanıyor.
ÇİZGİLİ PİJAMALILAR DEDİĞİNİZ BİZİZ
CHP’ye gider mi… ama onlar bize “göbeğini kaşıyan” “bir elinde kumanda çizgili pijamalılar”… “Cumhuriyet’in aptal ikinci sınıfları”… diye bakıyorlar… nasıl gideceğiz…
Seçenek arayanlar yüzde kırkı nerdeyse aştı.
Vatan Partisi’yle buluşabilirler mi…
VATAN PARTİSİ VE PROGRAMIYLA BULUŞMA
Giderek tek yön Milli Hükûmet ya olacak ya olacak… o kadar belli ki…
Tanım yavaş yavaş netleşiyor.
Vatan Partisi ne zaman Güçlü Millî Hükûmet programının maddelerini dillendirse ertesi gün bir bakıyorsunuz birebir kavramlar öteki partiler tarafından hemen kullanılıyor…
Neden?
Çünkü ihtiyaca yanıt veriyor.
Çünkü “milletin arzusu” bu!
Çünkü artık “mecburiyet”!
Yeter artık bir araya gelin şu…şu…şu… önlemleri uygulayın… nefessiz kaldık…
O da bitti…
Bu da bitti…
GERÇEKÇİ SEÇENEĞİN DOĞUM SANCILARI
Gerçekçi bir seçeneğin doğum sancıları başladı.
Ona da vur buna da vur! Öyle mi? Hangisine hangi ölçüde?
İçinde yaşadığımız sürecin gerçeklerine dayanan bir nesnellik elinize ayar verecek...
O yolun önündeki engeller görülecek!
Temizlenecek.
DOĞU AKDENİZ’DE KİMLE BİR OLACAĞIZ ABD’DEN KOVAYLA KAYA GAZI MI TAŞIYACAĞIZ
Diyelim Doğu Akdeniz’de Rusya ve İran’la bir araya gelmeden ABD ve İsrail’i caydırabilir misiniz… Çin ve Rusya ile ekonomide el ele vermeden enerji sorununuzu ve tasarruf olanaklarınızı çözebilir misiniz… ABD’den kovayla taşıyarak, üstüne bir de kucak dolusu para da vererek yangını söndürebilir misiniz…
ATLANTİK SİSTEMİ’NİN PAÇASINA YAPIŞMAYIN
Atlantik Sistemi batıyor. Paçasına yapışan bir parti programı Türkiye’nin programına yol gösterebilir mi… Sadaka dilenerek, Biden ya da Trump projeleriyle çark döner mi…
Güçlü bir Millî Hükûmet kurulacak.
Üretim Devrimi Programı bir bir uygulanacak.
Hedef ve yol haritası baştan doğru çizilince onun kaşı, bunun gözü fark etmeyecek… uygun adım yürünecek.
Keşke Amerikancı darbelerin ayak sesleri duyulduğunda yapabilseydik… 2002 seçimlerinden önce partiler arasında bir ona bir buna koştuk durduk… engelleyebiliriz dedik… “üretimden vazgeçirme programı” uygulanmaya başlamazdı. Şimdi Türkiye filmi geriye sarmak durumunda kalmazdı.
KANATLARIMIZI KIRDILAR
Kanatlarımız kırıldı.
Türkiye 1930’ların ilk kanatlanan ülkelerinden.
Dünyaya örnek.
Uzun süre kanatsız kalamaz!
Biliyoruz.
2016’dan bu yana, bazen öyle bazen böyle… takmaya çalışıyoruz.
Artık dayattı. Eskiye değil önümüze bakacağız.
Yepyeni kanatlar takacağız.
UZAYA GÜNEŞ ENERJİSİYLE ÇIKACAĞIZ!
Af istemiyorlarmış, ne istiyorlar, yeni marka silahlar mı
ABD-İsrail, son bir umut PKK’nın içindeki yedek gücünü piyasaya sürdü.
Af istemiyorlarmış.
Ne istiyorlar?
Devam mı?
Yeni silahlar kuşanmak mı…
Af ne demek?
Terörü beslendiği topraktan, köküyle söküp çıkarmak demek.
Yalnızca meyveleri sepete doldurup getirmek değil.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarının koruduğu, besleyip büyüttüğü topraklarda, Türkiye sınırları içinde yeniden yepyeni filizler dikmek demek. Hepimizi doyuracak, refahımızı katlaya katlaya artıracak ürünler vermek demek…
Yok değil, dedirtiyorlar.
Silahsa silah!
Ona da varız.
BU SÖZÜMÜZ KONUŞTURANLARA
Bu sözümüz konuşana değil, esas konuşturanlara.
Başkasının hesabına silah kullananların başarıya ulaştığı nerde görülmüş…
O son dakikada ABD uçağına tutunan “şanslı” Afgan CIA hizmetlisinin hastalıklı sonu, sıradan bir örnek… Biz kendi vatandaşımıza öyle sonu layık görmeyiz.
Koparın zincirlerinizi!
Bırakın bizim kendi ellerimiz birbirini bulsun.
Birleşen bile demiyoruz, bütünleşen, ayrımsız, ayrıcalıksız bütün bir Türkiye’den söz ediyoruz… gerçekleştireceğiz.
Avrupa ve ABD ancak savaş üretiyor silah şirketlerinin geliri artıyor
Dünyanın en büyük silah üreten şirketlerinin geçen yıl silah ve askeri hizmet satışlarından elde ettikleri gelir, Ukrayna ve Gazze’deki savaşların yanı sıra ülkelerin artan askeri harcamalarının da etkisiyle yüzde 5,9 arttı.
Stockholm Uluslararası Barış Araştırma Enstitüsü (SIPRI), dünyanın en büyük 100 silah üreticisinin gelirlerinin 2024 yılında 679 milyar dolara yükseldiğini, bunun kurumun kaydettiği en yüksek rakam olduğunu açıkladı.
Artışın büyük kısmı Avrupa ve ABD merkezli şirketlerden kaynaklansa da Çin silah sanayisindeki sorunların hafif bir düşüşe yol açtığı Asya ve Okyanusya hariç, dünya genelinde artışlar görüldü.
Çin ve Asya üretmeye devam.
Avrupa ve ABD ise ancak savaş üretiyor.
Birçok ekonomide büyüme eksiye düştü.
Çare silah üretimi. En iyi bildikleri o.
