16 Mayıs 2024 Perşembe
İstanbul 14°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Başbağlar Katliamı'nın ardındaki gerçek

Başbağlar Katliamı'nın ardındaki gerçek
A+ A-
BAYRAM YURTÇİÇEK / VATAN PARTİSİ MERKEZ KARAR KURULU ÜYESİ

ABD emperyalizmi Irak’ın Kuveyt’i işgal etmesini bahane ederek Irak’a savaş açtı. 1. Körfez Savaşı olarak da adlandırılan bu savaş, 17 Ocak 1991’de hava harekâtıyla başladı. 24 Şubat 1991’de kara harekâtı başladı. Irak Ordusu Kuveyt’ten çekilmek zorunda bırakıldı.

ABD emperyalizmi “Büyük Ortadoğu Projesi”ni, açıkladı. Bu projenin merkezinde, Türkiye, İran, Irak ve Suriye’nin bölünmesi ile kurulacak “Kürdistan” olarak nitelendirilen kukla devlet vardı. Bunun ilk çekirdeği de Irak’ta kurulan Barzani devletçiğiydi. Barzani devletçiğini korumak için de bizim topraklara “Çevik Kuvvet” adı altında ABD Hava Kuvvetleri, Silopi’ye, yerleştirildi. Bu süreç içinde Çevik Kuvvet’in sadece Saddam’ın saldırılarına karşı Barzani devletçiğini korumanın dışında, PKK’ya da önemli lojistik destek sağladığı görüldü. Bu durum TSK içinde büyük bir uyanışı ve bilinç sıçraması yarattı. Bu durum, başta rahmetle anacağımız Jandarma Genel Komutanı Eşref Bitlis olmak üzere komuta kademesinde büyük rahatsızlıklar yarattı. Müttefikimiz olan ABD artık ülkemizi bölmek isteyenlerin en büyük destekçisi olmuştu.
ABD’nin bununla da kalmayarak irticayı da himayesine aldığı ve toplumu tarikatlar ve cemaatler üzerinden denetim altına almaya çalıştığı görüldü. Bu gelişmelerden etkilenen TSK’da, ABD’nin her dediğine boyun eğen, komuta kademesi gitmiş, ABD’nin bölgedeki plan ve projelerine taş koyan, bozmaya başlayan bir komuta heyeti gelmişti. ABD emperyalizmi bu durumu “Türk generalleri hizadan çıktı” şeklinde değerlendirdi.

1993, TERTİP VE SUİKASTLER YILI

ABD emperyalizmi, Türk devleti ve ordusunda gelişen direnme eğilimini bastırmak ve Türkiye’yi çeşitli tertipler, suikastlarla yola getirmek için harekete geçti. İlk suikast, ulusalcı tutumuyla tanınan, Uğur Mumcu’ya yapıldı. Uğur Mumcu, PKK ve Abdullah Öcalan üzerine araştırma yaparken 24 Ocak 1993’te evinin önünde arabasına yapılan sabotaj sonucu havaya uçurularak şehit edildi. 17 Şubat 1993’te TSK içinde simge haline gelmiş Orgeneral Eşref Bitlis, uçağına yapılan bir sabotaj sonucu, uçağı düşürülerek şehit edildi. 2 Temmuz’da, başta Aziz Nesin olmak üzere pek çok değerli aydının olduğu Sivas Madımak Oteli, çeşitli illerden toplanmış gerici ve irticacı kuvvetlerce, ateşe verildi. Devlet zamanında ve etkili bir müdahale yapmadı. Oteli saran gerici güruh bu tutumdan cesaret alarak, “Cumhuriyet burada kuruldu, burada yıkılacak “ diyecek kadar pervasızlaştılar. Madımak Otelinin yakılması sonucu 33 yurttaşımızı kaybettik. Bu olay Bütün toplumda büyük infiale neden oldu. Toplum Uğur Mumcu, Eşref Bitlis suikastını ve Sivas katliamını konuşurken Erzincan’ın Başbağlar Köyünü basan PKK’lı teröristler, Sivas Madımak katliamının hesabını sormak adına, kadın, çocuk, yaşlı genç demeden 33 yurttaşımızı tarayarak katlettiler. Madımak Otelinde yakılarak öldürülen 33 vatandaşımızın güya intikamını almak için 33 köylümüzü öldürmüş, şehit etmişlerdi. Topluma verilen mesaj şuydu. Siz Alevileri öldürürseniz bizde Sünnileri öldürürüz. Amaç Sünni halk kitlelerini tahrik ederek, Alevi vatandaşlarımız üzerine sürerek ülkemizi kargaşa ortamına sokmaktı.

BAŞBAĞLAR KATLİAMI KARARTILDI

Başbağlar katliamı, üzülerek itiraf etmeliyim ki, sınırlı bir çevre tarafından kınandı ve lanetlendi. Sivas katliamına duyulan tepkinin %10’u bile Başbağlar katliamına gösterilmedi. Siyasi Partilerden sadece Vatan Partisi Lideri Doğu Perinçek, Katliama sert tepki göstererek, bölücü ve gerici terörizmi mahkûm etti. Özellikle sol kamuoyu ve aydınlar bu konuda sınıfta kaldılar. Böylelikle ABD emperyalizminin Türk milletini etnik ve dinsel temelde bölme ve birbirine düşürme planına alet oldular. Sivas’ta ölenler can da Başbağlar’da öldürülenler can değil miydi? Çünkü onlar, Alevi ve Kürt değillerdi. Maalesef Türk aydınının bilinci bozulmuştur. Onlardan beklentimiz, 2 Temmuz’da Sivas katliamını ananların, protesto edenlerin, Oradan Başbağlar’a geçip, PKK’nın yaptığı katliamı da kınamalarıdır. Ancak bunu yaptıkları zaman aydın kimliğine layık olabilirler.

Başbağlar Katliamı'nın ardındaki gerçek - Resim : 1

SİVAS VE BAŞBAĞLAR BİR GLADYO EYLEMİDİR

Sivas Madımak Oteli'ni yaktıranlar ile Başbağlar Katliamı'nı PKK’ya yaptıran güç ve merkez aynıdır. Bu iki katliamın da ortak amacı Türkiye’yi kargaşa ortamına çekmek ve Türk milletini etnik ve mezhepsel temelde birbirine düşürmekti. ABD’ye bağlı Gladyo’nun bu planını, Türk Milleti'nin sağduyusu ve bilgeliği bozdu. ABD, Türkiye’ye karşı yürüttüğü 30 yıllık savaşı kaybetmeye başlamıştır. 15 Temmuz 2016’da darbe girişiminde bulunan ve bastırılan FETÖ’cü Gladyo, Türk Devleti'nin ve toplumun her alanından temizlenmektedir. ABD’nin diğer kuklası PKK ise 2015’in 24 Temmuzunda hendeklere gömülerek, ezilmiştir. Artık ABD’nin bu çapta büyük tertipler yapabilme kabiliyeti kalmamıştır.

Son Dakika Haberleri