26 Nisan 2024 Cuma
İstanbul 18°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Bir AKP potpurisi

Rafet Ballı

Rafet Ballı

Gazete Yazarı

A+ A-

Bülent Arınç’la başlayalım.

Görüntü: Konuştu (6 Şubat). Hakan Fidan “sorun” oldu.

Gerçek: O kadar “yalın” ve “direkt” değil.

Anlatalım. Önce soru: Arınç kim(ler)in sözcüsü?

Cevap, Bülent Bey için biraz sevimsiz: Kimsenin.

Evet: AKP’nin 4 “kurucu baba”sından biri. Başlarda etkiliydi.

Fakat: Birkaç yıldır “yalnız adam”.

***

Bülent Bey’in “sonbahar” karnesi:

Bir: Sık sık ağladı.

İki: Arada farklı çıkışlarını gördük. Fakat Tayyip Erdoğan tarafından kolayca azarlandı.

Üç: Özür dilemek hep ona düştü.

Sonuç: Sözlerinin operasyonel karşılığı bulunmuyor. Emeklidir. Gelecek hesaplarında yeri yok.

***

Hakan Fidan’la devam edelim.

Erdoğan şaşırttı: “Adaylığını uygun bulmuyorum” dedi. Ne kadar gerçek?

Üç olmaz var:

Bir: Fidan, Erdoğan’a rağmen adaylığa kalkışamaz.

İki: Erdoğan, “MİT Müsteşarı yerinde kalsın” diyecek. Ahmet Davutoğlu aksinde ısrar edecek. Mümkün değil.

Üç: Emrindekiler Erdoğan’ı dinlemeyecek. Buna rağmen o kavga çıkarmayacak. Üstelik kamuoyuna sakince açıklayacak. Tarihler yazmamıştır.

***

Erdoğan’ı yeni bir rolde gördük: Kanun ve kural adamı.

“Adaylık” için bir cümlede iki vurgu yaptı: “Yetkili ben değilim o (Davutoğlu).”

Hani: Bütün zamanların en yetkilisiydi, tek yetkilisiydi!

***

Şöyle de bakılamaz mı?

Erdoğan “sonuç” adamı. Bir taş attı. Üç tartışmanın önünü kesmek istedi. Etik sorun: “MİT Müsteşarını partisinden aday yaptı.”

Tek adamlık: “Davutoğlu’nun her işine karışıyor.” İktidarın tepesinde kriz var: “Yeni başbakan adayı Hakan Fidan.”

***

Her şey bir yana. Fidan niye aday oldu sorusunun birden çok cevabı var.

Biri hayli kişisel: Bülen Arınç haklı. Fidan, bir “süper bürokrat”. En riskli operasyonlara imza attı. Süreçlerin hâlâ içindeyiz.

Durduğunuz yere bağlı: Sonuçta “kahraman” sayılmak da var, “hain” de.

Bugüne kadar bir “görevli”ydi. Kaderi “görev veren” tarafından çizilen.

Artık: “Görev tayin eden” olmak istediği anlaşılıyor.

AKP yol ayrımına gelirse kimin yanında saf tutar?

Cevap: Hiç şüpheniz olmasın. Sadakati kişilere değil iktidardakine olur.

Çünkü: Onun kaderi de iktidarda kalmaya endekslidir. Tıpkı Erdoğan gibi.

***

Bir Beşir Atalay parantezi açmama izin veriniz.

Dışarıdan da algılanıyor: AKP’de işler biraz karışık.

Bu ortamda Atalay isminin altı çiziliyor. Atalay tarifleri:

“Bütün kanatlarla konuşabiliyor.”

“Ağabey gibi. Sözü dinlenir. Ağırlığı var.”

“Erdoğan, farklı da olsa fikirlerine önem verir.”

“Fidan’ın adaylığında rolü oldu.”

***

AKP’den manzaralara devam. Pazar günkü AKP İstanbul kongresindeydim.

Salonun dışı değil ama içi kalabalıktı. Getirilenler daha çok eski gecekondu semtlerinden.

İlçe isimleri okunuyor. Alkışlara bakıyorum. Muhafazakâr da olsa “eski” İstanbul pek yok. “Yeni”ler ağırlıkta.

Örnek: Fatih’ten gelenler ne kadar az ise, Bağcılar’dan, Esenler’den gelenler o kadar çok.

***

Gençler ve kadınlara dair iki gözlem.

Öğrenci gençliği, üniversitelileri göremedim. Gelenler kenardan.

Salonda kadınlar en fazla dörtte bir. Yüzde 90’ı türbanlı.

Şaşırdım: Yüzünü bütünüyle kapatmış çarşaflı yoktu.

***

“Reisin emaneti” Davutoğlu henüz “dil”ini bulamamış.

Sonuçta “hoca”. Alışkanlık işte: “Ders” veriyor.

55 dakika konuştu. Yarısında salon boşalmaya başlamıştı.

***

Erdoğan Türkiye’nin gündemini tayin etti: Başkanlık!

Davutoğlu direnme işaretleri veriyor: Özenle konuya girmiyor.

En fazla dediği: Sivil yeni anayasa.

Dillendirilen: Erdoğan, AKP’yi kontrolde zorlanıyor. Hem de sanılandan erken.