26 Nisan 2024 Cuma
İstanbul 18°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

‘Bölücü anayasa’ masasını yine deviririz!

Ufuk Söylemez

Ufuk Söylemez

Eski Yazar

A+ A-

PKK’nın “Uluslararası Dostları” olan, ABD’nin güdümündeki “Uluslararası Kriz Grubu” 6 Kasım 2014 tarihinde “Türkiye ve PKK-Barış Süreci” konu başlığıyla 234 nolu bir rapor yayınlamıştı.

Bu konuyla ilgili olarak ben de 18 Kasım 2014 tarihinde bir köşe yazısı kaleme almıştım.

Söz konusu rapor, dünyanın gördüğü en kanlı ve vahşi, ırkçı-bölücü terör örgütü olan PKK’nın hemen bütün taleplerinin yerine getirilmesini tavsiye eden (talep eden) bir rapordu.

Nitekim, aradan birkaç ay geçmeden, AKP ve PKK’nın kravatlı sözcüsü HDP, milletin gözünün içine baka baka, büyük bir pişkinlikle ve pervasızlıkla, söz konusu raporda yer alan ABD/PKK taleplerini aynen içeren bir yol haritası üzerinde uzlaşmak için çalışacaklarını ilan ettiler.

Halbuki, açılım, barış ya da çözüm süreci diyerek pazarlamaya çalıştıkları süreç tam bir bölünme ve çözülme sürecidir.

“Anneler ağlamasın” gibi kimsenin karşı çıkmasının dahi düşünülemeyeceği bir söylemin ardına gizlenerek, Türkiye’yi masa başında, savaş kaybetmiş ve kayıtsız şartsız teslim olmuş Osmanlı gibi yeni bir Sevr masasına oturtma girişimidir.

Bu girişimin ilk ve en önemli hedefi Türkiye Cumhuriyeti anayasası ve onun değiştirilemez - değiştirilmesi teklif dahi edilemez -maddeleridir.

Hatırlayın, yakın geçmişte bugünkü, TBMM’de, partiler, bir Bölünme Anayasası Masası kurmuşlardı.

Ama önce bir avuç vatansever, demokrat, Atatürk Milliyetçisi ve Cumhuriyetçi isim, sağ-sol demeden, parti ayrımı gözetmeden Atatürk’te Birleştik diyerek bir araya geldi.

Milli Anayasa Forumu adı altında, büyük bir Kuvayı Milliye hareketini ortaya çıkardı.

200’ü aşkın il ve ilçe merkezinde 180 bini aşkın yurtseverin katılımıyla “Bölünme Anayasasına Hayır” toplantıları düzenlendi.

Yüzde 100 milli, yüzde 100 yerli olan bu Milli Anayasa Forumları, 23 Nisan 2013 tarihinde binlerin coşku ve katılımıyla Milli Merkez’e dönüştü.

Sıfırdan yeni bir anayasa yapmaya Türkiye ve Atatürk Cumhuriyetinin kurucu değerlerini yok etmeye, ülkeyi etnik bir cehenneme dönüştürmeye, dilimizi, üniter yapımızı değiştirmeye kalkışmanın, hiç kimsenin -Meclis’teki partiler başta olmak üzere- haddi ve hakkının olmadığını ilan etti.

HODRİ MEYDAN!

Sonuçta, Milli Anayasa Forumları ve Milli Merkez tam bir milli zafer kazandı. Bu bölücü fesadının önünü açmak için işlenen anayasal suçları da örtbas etmeye yönelik, ayrışma ve çözülme sürecinin en vahim girişimi olan “yeni anayasa yapımı” girişimi millet tarafından geri püskürtüldü.

Bölünme anayasası masası devrildi. Bu zafer parlamento dışı muhalefetin yurtseverlerin- Atatürkçülerin başarısıydı.

Şimdi yine, yeniden o karanlık ve meş’um senaryo ile yeni bir anayasa yapmaya kalkışarak bölünme ve çözülme sürecini diriltmeye çalışıyorlar.

Elbette nafile bir çaba içindeler. Ne demişler, yenilen pehlivan güreşe doymazmış...

Biz hazırız. Başkanlığını TBMM E. Başkanı Sn. Hüsamettin Cindoruk’un yaptığı, partilerüstü, sağ-sol demeden, mezhep-köken ayırmadan, bir araya gelen ve Atatürk’te Birleştik diyen, milletimizin yüz akı ve siyasi demokratik tarihimizde bir ilk olan, demokratik kuvayı milliye hareketi “Milli Merkez” yine bu demokratik milli mücadelede göğsünü siper etmeye hazırdır.

Partili-partisiz, sağcı-solcu, kadın-erkek tüm yurtsever, millici demokrat kişi, kurum dernek, oluşum ve partiler, Milli Merkez’le aynı değer-sorumluluk ve mücadele azmini taşıyan tüm yurtseverler, milli-gayrı milli saflaşmasında, geçmişte olduğu gibi bugün de tereddütsüz Cumhuriyetçi-Milli-demokratik cephede yerlerini alacaklardır.

Bundan hiçbir kuşkumuz yok.

Bağımsız, milli, demokratik ve laik Atatürk Cumhuriyeti için, daha önce dağıttımız “bölünme anayasası” masasını yine, yeniden devirip yıkacağımıza adımız gibi eminiz.

Denemeye kalkışan, pişman olur. Hodri meydan!