Bu isimler birleşir mi?

CHP’de Genel Başkan ve yönetiminin değişikliği Türk demokrasisi ve Cumhuriyetimizin bekası için su kadar, hava kadar hayati bir ihtiyaç haline geldi bana göre.Çünkü yobaz ve bölücü korosunun, yeni bir “bölünme Anayasası” çağrılarına, Y-CHP Genel Başkanı Soros muhibi Sn. K. Kılıçdaroğlu da durumdan vazife çıkararak destek mesajları veriyor maalesef.Partisindeki Cumhuriyetçi, Atatürkçü, milli duruş ve ulusal çıkarlardan yana olan önde gelen isimleri tasfiye ederek, CHP’yi, Y-CHP’ye dönüştürme gayretlerini bunca seçim hezimetinden sonra bile “değişim” diyerek ısrarla sürdüreceğini beyan ediyor.Hâlbuki bugün, sadece CHP’nin seçmenleri ve üyeleri değil, Türk Milleti’nin büyük bir çoğunluğu, milli duruş ve ulusal çıkarlardan yana, cumhuriyetçi, demokrat ve vatansever bir ismin liderliğinde geniş bir demokratik kuvayi milliye cephesinde bir araya gelerek, ülkenin kurucu değerlerine, ulus devletine, laik ve üniter yapısına, güzel dilimiz Türkçemize sahip çıkılmasını istiyor.Buna karşın, Sn. K. Kılıçdaroğlu, vahşi-kanlı bölücü terör örgütü PKK’nın Habur’dan şov yaparak giren militanlarının avukatını TR-705 kodlu ismi sağ kolu, Atatürk’e hakaretten yargılanmış, “Lazca” resmi eğitim dili olsun diyen bir eski siyasal İslamcıyı ise sol kolu yapıyor.F tipi Cemaat görünümlü çeteyle kol kola giren bir beyaz eşya tacirini ise danışman tutuyor.İşte bu manzara, ne CHP’nin kuruluş değerlerine, misyonuna ve tarihine yakışıyor, ne de Türk milleti için bir umut ve toplanma adresi olarak görülmesine imkân veriyor.CHP’nin Genel Başkanlığına adaylığını açıklayan bütün isimleri bu medeni cesaret ve gerçekçi tavırlarından ötürü kutlamak gerekir.Ama Kongre sırasında mutlaka birleşerek, güçbirliği yapılması gerektiği de açık bir zorunluluk olarak görünüyor. Olay, “Sn. K. Kılıçdaroğlu gitsin, ben daha karizmatiğim onun yerine ben geleyim” olayı asla değildir. Olay, Cumhuriyetin kurucu değerlerine amasız, fakatsız Atatürk çizgisine ve CHP’nin kurucu misyonuna sahip çıkılması olayıdır. Bu açıdan İstanbul Barosu Başkanı Sn. Ümit Kocasakal’ın açıklaması son derecede isabetli ve heyecan vericidir.Sn. Ümit Kocasakal gibi ismi Genel Başkan adaylığı için geçen Türkiye Barolar Birliği Başkanı olan Sn. Metin Feyzioğlu nefislerini aşarak mutlaka bir güçbirliği arayışına girmelidirler.Diğer adaylardan da ilkeli olanlarla geniş bir ittifak oluşturmalıdırlar. Sn. Muharrem İnce, Sn. Mustafa Balbay ve Sn. Umut Oran’ın da bu konuda yapıcı ve sorumlu davranacaklarını umuyorum.Böylece hem delegelerin, hem de milletin nezdinde takdir kazanılacak ve başarıya ulaşılacaktır.Parti dışından bir bakış açısıyla bunları yazmamın sebebi, daha objektif olarak gelişmeleri izleme ve kamuoyunun beklentilerini görebilme şansımız olduğu içindir.CHP sadece üyeleri ve delegeleri için değil, tüm yurtsever- demokrat Cumhuriyetçi ve Atatürkçülerin sağ-sol demeden demokratik bir kuvayı milliye anlayışı içinde geniş bir paydada bir araya geleceği bir Milli Merkez olabilir, olmalıdır.Aksi takdirde bu anlayışta yeni parti ve ittifak arayışları kaçınılmaz olacaktır.Bu durumda CHP de, ister istemez Y-CHP’ye dönüşür.Dost acı söyler. Bizden uyarması...