C sınıfı uzmanlar işsiz! 1 milyon işyeri uzmansız kalmasın

İşçi sağlığı ve iş güvenliği çalışanları birçok ilde eş zamanlı olarak ortak açıklama yaptı. İş Sağlığı ve Güvenliği Çalışanları Sendikası Ankara Şube Başkanı Ergün Seydim, işçi ölümlerinde Avrupa'da 1'nci, Dünya'da ise 3'ncü sırada yer aldığımızı söyledi.

İşçi sağlığı ve iş güvenliği çalışanlarının, aralarında Ankara, İstanbul ve Diyarbakır'ın da yer aldığı 7 ilde ortak açıklamanın Ankara ayağında, şube başkanı Ergün Seydim, "İş güvenliği ve sağlığı konusu dünya çapında en önemli sorunlardan biri olmaya devam etmektedir. İş sağlığı ve güvenliği lüks değil, ihtiyaçtır" dedi.

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG) raporlarına göre, 2017 yılında ölen 2 bin 6 işçiye karşılık, 2018'in ilk yarısında da en az bin 290 işçinin iş kazalarında yaşamını yitirdiğini belirten Seydim, "Türkiye işçi ölümlerinde Avrupa birincisi ve Dünya'da da üçüncü sıradadır" ifadelerini kullandı. İş kazalarının azalması için, iş sağlığı ve güvenliği çalışanlarının istihdamının genişletilmesi, bağımsız ve verimli çalışma koşullarının sağlanması gerektiğini vurgulayan Seydim, "2012 yılında çıkarılan kanun hâlâ tam manası ile yürürlüğe girmemiş bir kanundur. Gelinen noktada az tehlikeli sınıf olarak adlandırılan ve sayısı bir milyonu aşan işyerleri hâlâ iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini tam manası ile alamamaktadır" diye konuştu. Seydim, sözlerine şöyle devam etti: "Az tehlikeli' diyerek kategorize edilen yurt, pansiyon, otel, misafirhane, büro gibi işyerlerinde her gün kazalar yaşanmaktadır. 50 kişiden az çalışanı olan iş yerleri 'az tehlikeli' olarak adlandırılmış, iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin verilmesi birkaç saatlik eğitim ile işverenin kendisine bırakılmıştır."

Meslektaşlarının işsiz bırakıldığını dile getiren Seydim, şunları söyledi: "Sayıları 70 bin olan C sınıfı uzman meslektaşlarımızın şu an için hizmet verebileceği işyerleri daralmıştır. Meslektaşlarımız neredeyse işsiz bırakılmıştır. Her sınav döneminde 100 bin kişi iş güvenliği uzmanı olabilmek için sınava giriyor ve her geçen gün iş alanları biraz daha azalıyor. İnsan hayatının pazarlığı olur mu?"

Seydim, taleplerini ise özetle şöyle sıraladı: "Kamuda ve özel sektörde artan iş kazalarının durdurulması isteniyorsa İSG çalışanlarının istihdamı ertelenemez veya işverenlerinin eline bırakılamaz. İhtiyaçtan fazla bölümler açılmamalı açılacaksa bile yeni iş alanları oluşturulmalıdır. Az tehlikeli işletmelerin tamamında iş güvenliği hizmeti mecburiyeti getirilmelidir. İş kazası yaşanmayan iş yerlerine yönelik teşviklerin verilmesi sorunumuzu çözmemektedir. Proaktif bir yaklaşım olan iş sağlığı ve güvenliği hizmeti alan firma ile almayan arasında bir fark ortaya konulmalıdır. İSG hizmeti almayan firmalara denetlemeler sonucunda idari yaptırım uygulanmalıdır. Bu adım İSG sektöründe ki işsizliği de önleyecektir. 50'den az çalışanı olan az tehlikeli iş yerlerinde İSG hizmeti alınması işverenin eline bırakılamaz. Derhal az tehlikeli sınıfta meslektaşlarımızın çalışma alanı genişletilmelidir."