CHP: Bir halktan parti kaçırma hikâyesi
Tarih: 29 Ekim 2012. İstanbul’dayım.
Gözüm, kulağım Ankara’da. Cumhuriyet mitinginde.
Katılım, milyonla ifade ediliyor.
Ve iki set aşılıyor.
Bir: AKP’nin korku duvarı.
İki: AKP’nin polis barikatı.
***
Kafamdaki temel soru:
Mitingin siyasal sürece etkisi ne olacak?
İlk tepkiyi bir telefonla alıyorum.
Arayan, Kemal Kılıçdaroğlu’nun kurmaylarından. O da meydanda.
Heyecanlı: Ulus’tan Anıtkabir’e akan yüzbinleri anlatıyor.
“Sol ittifak bu meydandan çıkacak.”
***
Meydanda CHP ve İP ağırlığı var.
Kastettiği: CHP ve İP’in ittifak yapması.
Doğrusu: Beklemiyorum, öngörmü-yorum.
Kılıçdaroğlu çizgisi Atatürk’ten uzaklaşıyordu çünkü.
Yine de: Ey halk hareketi! Sen nelere kadirsin!
Konuşmak üzere sözleşiyoruz.
***
Kısa zamanda buluştuk.
Baktım: Muhatabım bütünüyle değişmiş. Sıkıntılı.
Kılıçdaroğlu ile konuşulmuş.
Sonuç: Duvar.
***
Ötesi vardı.
Devrimci Yol’un liderlerinden birisiyle görüşülmüştü.
CHP’ye davet edilmiş. Hem de yönetim kademesine.
CHP’nin tercihi belliydi:
Kemal Bey, Ulus Meydanı’ndaki Cumhuriyetçi soldan korkmuştu.
Ulus’taki sola karşı, Meydana özellikle katılmayanı seçmişti.
***
Kemal Bey’in hikayesine Gezi’yle devam edelim.
Gezi’nin ilk günleri.
CHP milletvekilleri toplanmış. Hepsi memnun.
Halk hareketi CHP’nin yapamadığını yapıyor. Erdoğan’ı çiziyor.
***
Fakat haklı bir uyarı alıyorlar.
Kılıçdaroğlu’nun danışmanı Şükrü Karaca’dan.
“Beyler, halk hareketi aynı zamanda CHP’ye karşı!”
Nasıl olur?
“CHP muhalefet görevini yapsaydı, halk sokağa inme ihtiyacı duymazdı.”
***
Sonraki günlerde Karaca ile defalarca buluştuk.
İleri tespitleri vardı.
“Gezi bir milat. Siyaset eskisi gibi kalamayacak.”
“Buna uyan partiler, kalacak. Yapmayanlar gidecek.”
***
Karaca, yerel seçim stratejisini de anlattı.
Özeti: “Gezi’nin enerjisine dayanacağız.”
“Sol ile resmen değil, fiilen ittifak
kuracağız.”
“Beyoğlu’nu da Gezi hareketine teslim edeceğiz.”
***
Sonrası malum.
CHP, İstanbul için Mustafa Sarıgül dedi.
Sarıgül: AKP gibi dosyalıydı. Gezi hareketine uzaktı.
Aday seçiminde ilke: Halkçılık değil rantçılık oldu.
Farklısı, istisnaydı.
Özet: CHP, Gezi’den ders çıkarmıştı! Uzak durmak için!
***
Kılıçdaroğlu, Gezi sürecine cevabını derinleştirdi.
Bir İslamcıyı, Ekmelettin İhsanoğlu’nu aday gösterdi.
Halk hareketinin kapsama alanı dışındaki bir ismi.
***
Siyasetin yasaları bellidir.
Bir: Sol partiler kitle örgütlerine dayanır.
Özellikle de işçi sendikalarına.
İki: Sol partiler halk hareketinden
beslenir.
***
CHP’deki durum ise bambaşka:
Kemal Bey, CHP’yi halktan özenle kaçırıyor.
Halk sokağa iniyor.
O ya halk hareketinin dışındakilerle birleşiyor.
Ya da karşısındakilerle.
Kemal Bey, halk hareketinden niye böylesine ürküyor?