26 Nisan 2024 Cuma
İstanbul 18°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

CHP-Cemaat mutabakatı Haberal'ın tahliyesiyle başlamış

Rafet Ballı

Rafet Ballı

Gazete Yazarı

A+ A-

İslamcı camianın en kıdemli gazetecilerinden. Operasyon kavgasında Cemaat'i sert eleştiriyor.

1980'lerden beri tanışırız.

Bir ara sık görüşürdük.

28 Şubat sürecinde ara soğudu.

AKP döneminde durum değişmedi.

Seyrek de olsa telefonlaşırız.

Bu kez buluşalım dedik.

***

İddialı tezleri var.

Süreci 28 Şubat (1997) öncesinden başlatıyor.

Bir: "Erbakan, Çiller'in komiserliğinde iktidara getirildi."

İki: "Amaç önce İslamı ılımlılaştırmak.. Ardından sisteme entegre etmekti."

Üç: "Senaryonun müellifleri ABD, İngiltere, İsrail'di."

Dört: "Fakat generaller söz dinlemedi. Direnme kararı aldı. 28 Şubat budur."

Neymiş: 28 Şubat, Amerikancı İslama direnmekmiş.

***

Ergenekon davaları?

Gerçekliği tartışılır bir giriş yaptı.

"'Bizimkiler', 'sizinkileri' içeri almak istemiyordu."

Operasyonlar kimin eseriydi öyleyse?

Gene malum üçlüyü hatırlattı:

"Uluslararası bir projeydi. ABD-İngiltere-İsrail dayattı."

İtirazım: AKP, iktidarını böyle tahkim etti. İhtiyacı öyleydi. Yapıldı.

***

Soruyorum: Amaç?

"Ilımlı İslamın iktidarı alması gerekiyordu."

Şu 'ılımlı İslam'ın adını koysanız...

Adres sabit: "Cemaat."

Ya AKP?

"AKP dönüştürülecek, sisteme entegre edilecekti."

Yani AKP ılımlı değilmiş.

Muhatabıma göre, AKP ehlileştirilmeyi reddetmiş.

Küçük bir soru:

AKP ehlileşmeden neler yaptı. Bir de ehlileşseydi!?

***

Devam ediyor.

"1 Mart tezkeresi geçseydi? Durum yine değişmeyecekti."

Karar dışrıda verilmiş ya.

"Gene Ergenekon davaları olacaktı."

"Generallerin bir kısmı kahraman olacaktı."

"Fakat çoğu yine tasfiye edilecekti."

***

2003'te Erdoğan'a başbakanlık yolunun açılması.

Muhatabım bilinenleri özetliyor.

"Baykal, Anayasa değişikliğiyle Erdoğan'ın önünü açtı."

"Karşılığında kendisine 'Köşk' sözü verildi."

Sözü veren Erdoğan mıydı?

Tayyip Bey'e toz kondurmuyor.

Faili meçhul bırakıyor: "Hayır. Uluslararası sistem."

***

Cemaat'in rolü?

"Cemaat ılımlı İslamın merkez üssüydü."

"Tayyip Bey'in arkasını tutacaktı."

Şimdi?

"Ilımlı İslam projesi çöktü."

"ABD'de bazı kuvvetler Cemaat'ten rahatsız."

FBI'ın Cemaat okullarına operasyonlarını hatırlatıyor.

İtiraz:

ABD'nin Cemaat'e yatırımı büyük. Kolay kenara atmaz.

Cemaat'in kullanım değeri bitmedi. İçte ve dışta işe yarıyor.

Diğer yapılara kıyasla... Tasavvuf İslamı genellikle uyumlu kaldı.

Washington'u hayal kırıklığına uğratmadı pek.

***

17 Aralık operasyonu?

"Uluslararası bir plan."

"Tayyip Bey'in tasfiyesi gündeme alındı."

Erdoğan'ı zorda gösterecek olguları sevmiyor.

"Fakat tam bir mutabakat yok. Ülkelerin kendi içinde bile."

Gerekçesi standart:

"Alternatif lider bulunamıyor."

Bir hazırlığın farkındalar.

"Erdoğan uluslararası teröre destekle suçlanacak."

(Konuşmamız Hatay'daki MİT'in TIR'ından önceydi.)

***

CHP-Cemaat mutabakatı?

Başlangıcı Mehmet Haberal'ın tahliyesine götürüyor.

İki tespiti yapıyor. Bilgiye dayanıyorsa, ciddi.

Bir: "Cemaat'in operasyon güçleri var."

İki: "Mezhep çatışması tezgahlayacaklar."

***

Bir not.

Cemaat bundan sonra ne yapacak?

Hüseyin Gülerce üzerinden açıklamak isteyenler çok.

Oysa, Gülerce "merkez"i temsil etmiyor.

Aşağıdaki satırları aylar önce yazdım:

("İki tarafta da kavgayı önlemek isteyenler var. "Fitne" diyorlar.

Mesela Zaman'da Hüseyin Gülerce, Bugün'de Ahmet Taşgetiren. Etkileri!?

"İhmal etseniz, bir şey kaybetmezsiniz."

Hani Gülerce Cemaat'in sözcüsüydü?

"Bir yeri temsil etmiyor. Bundan sonra Melih Gökçek ile bir şeyler yapmaya çalışır."

(...)

Başkaları da var Cemaat'ten. Araya girmeye çalışan.

"Kavgadan ilk zarar görecek çevreler. Bazı işadamları... Onların sözcüleri... İşlerinin bozulmasını istemiyorlar."

Yetiştirilmiş kadrolar?

"Vaziyet aldılar. Kavgaya girdiler.") (Aydınlık, 18 Ağustos 2013).

Bugünkü tablo da aynı.