05 Mayıs 2024 Pazar
İstanbul 16°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Koalisyondan 'Şam'ı kuşatma' planı

Dünya gözünü Suriye'nin kuzeyinde dikmişken; Koalisyon, güneyden Şam'ı kuşatmaya hazırlanıyor. Türkiye, tarihinin en keskin yol ayrımlarından birine ilerliyor..

Koalisyondan 'Şam'ı kuşatma' planı
A+ A-

Mehmet Kıvanç/Şam

Ürdün'de konuşlu koalisyon güçleri, Suriye'nin güneyinden ülkeye giriş yapmak için fırsat kolluyor. Önceki başarısız denemelerin ardından; Uluslararası Koalisyonun Ürdün'deki operasyon merkezinde yeniden askeri hazırlıklar yapılıyor.

Hedef: Başkent Şam'ın güneyinde, kritik öneme haiz Dera, Kuneytra ve Süveyda kentlerini ele geçirmek. Koalisyonun sahadaki gücü: 'Güney Cephesi' adı altında toplanan, Özgür Suriye Ordusu'na (ÖSO) bağlı dağınık gruplar.

Bir süredir bu konuyu işleyen Arap basını, Ürdün-Suriye sınırındaki uydu fotoğraflarına dayanarak, ABD ve İngiltere önderliğindeki Koalisyon güçlerinin büyük bir hazırlık içerisinde olduğunun altını çiziyor.

Al Mayadin'in haberine göre, 2300 ek silahlı muhalifin takviye edilmesiyle sayıları 4000'i bulan koalisyon destekli silahlı militanlardan oluşan bir grup sınırda hazır bekletiliyor.

Planın hayata geçirilmesi için; Suriye ordusunun, Ürdün-İsrail sınırından uzak tutulması gerekiyor. İsrail'in öncü saldırıları ise bu çerçeveden bakıldığında oldukça anlam kazanıyor.

Şam kulislerinde, son bir yıldır ciddi ölçüde artan İsrail saldırılarının, 'Suriye ordusunu dengesiz bir çatışmaya sürüklemek ve ordu birliklerini kuzeye çekilmeye zorlamak' hedefi güttüğü değerlendirmesi yapılıyor.

ABD'nin Suriye ordusuna yönelik gerçekleştirdiği 'cezalandırma' saldırısına en büyük desteğin İsrail'den gelmesi ve Başbakan Netanyahu'nun Suriye sınırında güvenli bölge oluşturulmasına yönelik talepleri de bu yöndeki analizleri güçlendiriyor.

GÜNEY'DE DÖRT KRİTİK NOKTA

Ortadoğu'da Kudüs'e yaklaştıkça toprak ve siyaset ısınır...

Şam'dan güneye doğru dört hassas nokta karşımıza çıkıyor. Bu noktalar: Suriye krizinin fitilinin ateşlendiği Dera, İsrail sınırında Golan tepelerine yakın bir noktada bulunan Kuneytra, Dürzilerin yaşadığı Süveyda ve İsrail'in 1967'deki altı gün savaşlarından bu yana işgal ettiği Golan Tepeleri...

Koalisyondan 'Şam'ı kuşatma' planı - Resim : 1

Mevcut tabloda, Golan dışındaki bütün bu şehirlerin merkezleri Suriye ordusu denetiminde; kırsalları ise El Nusra ile IŞİD arasında paylaşılmış; bir başka deyişle IŞİD ve Nusra ile mücadele kisvesi altında Batı müdahalesine açık bırakılmış durumda.

Suriye ordusunun, IŞİD ve Nusra'ya karşı ilerleme kaydettiği cephelerde İsrail saldırılarıyla karşılaşması da resmi tamamlıyor.

Suriye ordusu, sınırlarda güvenli bölgeler oluşturmak hedefi doğrultusunda iç bölgelere hapsedilmek isteniyor.

GÖZDEN KAÇANLAR...

Türkiye'nin PKK varlığı nedeniyle Suriye krizine ilgilisi kuzeydeki kantonlara odaklı. Bu nedenle güneydeki kanton planları ve bütüne ilişkin emperyalist plan net şekilde görülemiyor.

Her ne kadar Türkiye için birinci öncelik, PYD'nin kanton idareleri kurduğu Haseke, Ayn el Arap, Tal Abyad, Menbiç ve Afrin olsa da. ABD silahlı gücünün gölgesinde inşa edilen bu korsan idari birimler, Suriye'nin bütününü kantonlaştırma planının sadece birer parçası.

Kuzeyde, PKK'ya kalkan olan ABD tankları ile Türk topçusu burun burunayken; İsrail'in gizli liderliğinde, Suriye'yi güneyden işgal etmeye yönelik hazırlanan plan gözden kaçıyor.

Son bir yılda her nasılsa 'dikkat çekmeyen' gelişmeler, Suriye savaşında sert bir viraja girildiğini işaret ediyor.

Ürdün'de bulunan ABD koalisyonunun operasyon odası güney kantonları kurmak için uygun zemin yaratma hedefiyle çalışıyor.

İsrail'in, Suriye'de artık rutin hale gelen saldırıları da, bu zemin yaratma çabalarının önemli bir halkası.

Suriye'de kantonlaşmanın yolu Şam'ı vurmaktan geçiyor.

2012 yılında başkent Şam'ı sarsan terör eylemleri öncesinde kuzey hattında konuşlu olan Suriye Ordusu, saldırıların ardından merkezlere çekilmiş, oluşan bu boşlukta YPG kantonlarını ilan etmişti.

Bugün, senaryonun ikinci ve daha sancılı bir aşaması, Şam'dan, İsrail Ürdün sınırına kadar olan bölgede hayata geçiriliyor.

ŞAM KULİSLERİNİN GÖZÜ GÜNEYDE

Şam'daki siyaset kulislerinde sıkça, 'kuzeye bakarken güneyden olmayalım' değerlendirmeleri yapılıyor. Zira, ABD ve İsrail'in vuruşları uyarıcı bir etki yarattı.

ABD ve İsrail'in PYD kanton modelini güneyde de kurmak için fırsat kolladığı tespiti de oldukça revaçta. Nitekim Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim son basın toplantısında, "Suriye hükümetiyle koordinasyon olmadan topraklarımıza girerlerse düşman olarak kabul edeceğiz"diyerek Ürdün'ü uyardı. Muallim'in; BM ya da herhangi bir uluslararası gücü gözlemci olarak kabul etmeyeceklerini açıklaması da hayli dikkat çekici.

Şam, bölgesel işbirliğine güveniyor...

KOALİSYONUN GÖZÜ ŞAM'DA

Şam kaynaklarına göre planın ana omurgası şu şekilde:

Koalisyon güçleri, 'ılımlı sünni' gruplardan IŞİD'e karşı savaşan bir ordu kuracak.

Bu ordu bir anlamda ikinci bir PYD ve koalisyonun ikinci meşru 'kara gücü' olacak. Söz konusu ordu Dera, Kuneytra ve Süveyda'da kurulacak olan kantonların da askeri gücü olacak.

Bu üç şehrin Şam'la bağlantısı kesilerek, tıpkı PYD kantonlarında olduğu gibi bağımsız yönetim organları ve meclisler oluşturulacak.

Bir nevi Suriye'nin güneyi de balkanlaştırılacak. Sonrasında adım adım başkent Şam kuşatılacak.

Ardından, ABD ve İngiltere'nin başını çektiği koalisyon güçleri, Ürdün'den Suriye topraklarına girecek.

İSRAİL'İN ÖNÜNDEKİ ENGEL: ASTANA

Mart ayında, Birleşik Arap Emirlikleri, NATO şemsiyesi altında İsrail'le ortak tatbikat yaptı. Bu bir yıl içinde ikinci ortak tatbikatları.

ABD Savunma Bakanı James Mattis Nisan ayındaki İsrail ziyaretinde Ortadoğu NATO'su kurmak istediklerini açıkladı.

Krizin başından bu yana Suriye ordusunu vurup sınırdaki militanlara lojistik destek veren İsrail 2017'de saldırılarını artırdı.

Ocak ayında Şam-Mezze Askeri Havalimanı, Mart ayında Palmira'daki Suriye ordusu mevzileri, Nisan ayında ise Şam Uluslararası Havaalanı yakınlarındaki askeri hedeflerin vurulması en dikkat çeken operasyonlardı.

İsrail Suriye akınlarına gerekçe olarak her defasında 'Hizbullah ve İran tehlikesi' gerekçesini kullandı.

Amerika'nın Humus'taki Şayrat Üssü'nü vurmasından sonra Tel Aviv, Golan'ın İsrail toprağı olarak kabul edilmesi ve Suriye'de güvenli bölgeler kurulması taleplerini yineledi.

Netanyahu'nun Washington; İngiliz Başbakanı Theresa May'ın ise Ürdün ziyaretlerinde, 'Suriye'ye güneyden müdahale planları' ele alındı.

İsrail istihbaratının sesi Debka File, Astana'daki uzlaşıyı; 'Suriye'deki hedefleri vurmamızın önünde engel' diye değerlendirdi.

TÜRKİYE KESKİN BİR YOL AYRIMINDA

Krizin yedinci yılında, dünyanın iki jeopolitik kutbu tarafından öne sürülen iki güvenli bölge planı karşı karşıya gelmiş bulunuyor.

Bunlardan ilki: ABD güdümünde ülkeyi Balkanlaştırmayı hedefleyen plan.

İkincisi ise: Rusya, Türkiye ve İran garantörlüğünde ülkede tansiyonu düşürüp, tıkalı durumda olan siyaset kanallarını açmayı hedefleyen plan.

Planlardan ilki küresel Batı ittifakı; ikincisi ise Avrasya güçleri ve bölge ittifakı tarafından geçerli hale getirilmeye çalışılıyor.

Türkiye her iki planda da var. Ancak, Türkiye'nin iki kampla da arasında derin çelişkiler bulunuyor.

ABD ile PYD; Rusya ile Esad konusunda anlaşamıyor.

Süreç Ankara'yı kesin bir tercihe zorluyor...

Tercihlerden ilki; Şam'la masaya oturmak. Kanton sorununu çözmek.

İkincisi de; Koalisyonun güneyden yapacağı ve başkent Şam'ı hedef alan operasyona onay vererek, ABD menşeli güvenli bölgelerin PKK'ya şemsiye olmasına kadar gidecek sürecin kapıları aralamak...

Son Dakika Haberleri