18 Mayıs 2024 Cumartesi
İstanbul 21°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Türkiye ile Irak’ın ‘PKK anlaşması’ ve İran

Fikret Akfırat

Fikret Akfırat

Gazete Yazarı

A+ A-

Türkiye, Irak’ın kuzeyinde büyük operasyona hazırlanırken, PKK’da hem Irak devleti hem de ülkenin kuzeyindeki Barzani yönetimine karşı büyük öfke var. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 22 Nisan’daki Irak ziyaretinde iki ülke arasında PKK konusunda varılan genel mutabakat, örgütü telaşlandırmış. Örgütün yayın organında 3 Mayıs’ta Halid Karasungur imzasıyla yayımlanan yazıda değerlendirme şöyle:

1- “Türk ordusunun 40-50 km derinlikte Irak topraklarının içinde güç bulundurma ve operasyon yapma konusunda Irak ile anlaşması ciddi bir durumdur”.

2- “Irak’ın Türkiye ile PKK’ya karşı ortak operasyon odası kurması daha tehlikeli bir durum yaratmaktadır”.

Yine aynı yazıda Irak Ulusal Güvenlik Müsteşarı imzasıyla Irak geneline ve Kürdistan Bölgesel Yönetimi’ne yollanan talimatta, PKK’nın Irak topraklarında hiçbir yerde, hiçbir gerekçeyle, hiçbir siyasi, askeri, toplumsal eylem ve etkinlikte bulunmamasının istendiği belirtiliyor. Ayrıca, Irak merkezi Hükümeti’ne bağlı hudut güçlerinin Süleymaniye bölgesinde yer alan Pencevin ve Asos’a yerleştirileceği bilgisi veriliyor ve “Irak Hudut güçlerinin Türkiye ve Suriye sınırına yerleşmesi, özellikle Türkiye sınırında KDP güçlerinin Irak bayrağı altında Türkiye’nin işlerini kolaylaştıran bir pozisyonda olması sorunları daha da ağırlaştıran bir durum yaratmaktadır” deniyor.

PEKİ İRAN?

Merak ediliyor, Türkiye ile Irak’ın PKK konusunda anlaşmasına İran ne diyor? İran bu gelişmelerden memnun mu? PKK yöneticisinin açıklamaları bu konuda da fikir veriyor. Türkiye’de bazı çevreler “PKK’yı İran destekliyor” yaygarası yapıyor ama PKK yöneticisi başka bir şey söylüyor. PKK yöneticisine göre, Bağdat’taki merkezi Hükümetin Irak’ın tüm sınırlarına hâkim olması gerektiği konusunda Türkiye ile İran hemfikir. PKK yöneticisi şöyle devam ediyor: “PKK’nın kuşatmaya alınmasında İran’ın da belli bir payı ve rolü olabilir. Gelişmelere göre bu gibi olasılıklar da imkan dahilinde görülmektedir.”

Geçen yıl Suriye’deki Arap aşiretlerin PKK’ya karşı ayaklanmasında da Türkiye ile İran buluşmuştu. PKK’nın Suriye yapılanmasının başındaki Ferhat Abdi Şahin, geçen sonbaharda PKK’ya karşı harekete geçen Arap aşiretlerin isyanında Suriye, İran ve Türkiye’nin eşgüdüm içinde davrandığını belirtmişti (konuyla ilgili bkz. Fikret Akfırat, Arap aşiretlerinin isyanı Türkiye için fırsat, 28 Eylül 2023).

TAKTİK DÜZLEMDEN STRATEJİK ORTAKLIĞA

Buradan şu noktaya geçebiliriz: Nesnel olarak çıkarları ortak olan Türkiye, Suriye, Irak ve İran’ın yönetimlerinde ABD’nin kara gücü PKK’ya karşı eşgüdümlü mücadele iradesi vardır. Bunun için uygun zemin de bulunmaktadır. “Resmi açıklamalara bakmayın, her ülkenin ayrı ayrı gizli gündemi var” diyenler olacaktır. Evet, bu ülkeler arasında karşılıklı güvensizliklerden beslenen çok ciddi bir temkinlilik söz konusu. Bu nedenle, her bir devletin birden fazla ata oynadığı karmaşık bir tablo ortaya çıkıyor. Bu durum, öteden beri ABD ve İsrail’in bölgeye müdahale imkanları yaratabilmesi için elverişli bir ortam yaratageldi.

Fakat durum değişiyor. Kimin ne hedeflediğinden çok nesnel zorunluluklar herkesi sonunda ortak bir noktaya getiriyor. ABD’deki neocon/siyonist takım ile Tel Aviv’in yönlendirdiği “İkinci İsrail bağımsızlık girişimi”nin engellenmesinden bu yana, bölge devletlerininin eylemleri de yakınsamaya başlamıştır. Bu süreç son 7 yıldır giderek artan bir şekilde devam etmektedir. Son olarak İsrail’in Gazze’ye yönelik azgın saldırısı bölgedeki adı geçen devletlerin politikalarının daha fazla yaklaşmasını sağlayan bir etken oldu. Bölgenin dışından Rusya ve Çin’i de bu devletlerin yanına ekleyelim. Hatta, bölgede Atlantik cephesinden giderek daha fazla bağımsız davranmaya başlayan Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Katar gibi ülkeleri de…

Yapılacak iş, taktik işbirliği düzleminden bütünsel olarak stratejik ortaklığa geçilmesini sağlamaktır.
“Türkiye’deki Amerika”nın elemanlarının Rusya, Çin ve İran düşmanlığına hız vermelerinin arkasındaki amaç, bu stratejik ortaklığın kurulmasını önlemektir.

İran Irak ABD İsrail PKK