27 Nisan 2024 Cumartesi
İstanbul 13°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Enerjide özelleştirme ülke çıkarına ters

Türkiye Petrolleri Dağıtım A.Ş.’nin yüzde 100 hissesi 490 milyon liraya satıldı. Enerji uzmanı Pamir, enerjide dışa bağımlılığın ekonomideki en büyük kambur olduğuna dikkat çekti

Enerjide özelleştirme ülke çıkarına ters
A+ A-

Sinem Gülcan / Ankara

Enerji Uzmanı Necdet Pamir, Türkiye Petrolleri Dağıtım A.Ş.’nin özelleştirilmesiyle Türkiye Petrolleri’nin (TP) parçalanmasına devam edildiğini belirterek, ülke çıkarları için TP’nin dikey entegre yapısının korunması gerektiğini vurguladı.

Türkiye Petrolleri Dağıtım A.Ş., Özelleştirme Yüksek Kurulu tarafından verilen onay kapsamında yüzde 100 hisse satışı sonrasında 490 milyon TL’ye Zülfikarlar Holding’e satıldı. Enerji uzmanı Necdet Pamir, konuya ilişkin Aydınlık’a değerlendirmelerde bulundu. Sadece bu satışa bakıldığında çok ses getirecek bir olay olmadığını belirten Pamir, şöyle konuştu:

“Petrol Ofisi’nin özelleştirilmesinin ardından TPD’nin çok büyük olmayan bir payı vardı. TP’ye bağlı olan Petrol Ofisi’nin yarıya yakın bir pazar payı vardı. 2000’li yıllardan itibaren tersine bir süreç başladı ve Petrol Ofisi özelleştirildi. Daha sonra TP yeniden bir takım istasyonlar alarak TPD’yi kurdu. Pazar payı yaklaşık yüzde 4.5. Zülfikarlar Holding’in ise yüzde 1.3 civarında bir payı bulunuyordu. İkisini birleştirdiğimizde yüzde 6’lık bir pazar payına sahip. Bu durumda bakarak ‘hakim bir sorun yaratmıyor’ vs. gibi piyasayla ilgili bir değerlendirme yapacak olursak, evet çok ses getirecek bir olay değil.”

MİLLİ POLİTİKA İÇİN DİKEY ENTEGRE YAPI KORUNMALI’

Satışı bir de TP’nin bütünsel yapısı açısından değerlendiren Pamir, tehlikeye bu noktada dikkat çekti: “Dünyaya baktığımızda petrol sektörü son derece riskli, stratejik bir sektördür. Riskten kastımız şu: Türkiye’de doğalgaz varlığı ya da yokluğu konusunda yeterince arama yapılmamış durumda. Şimdi siz ülkenizin petrol ya da doğalgaz konusundaki potansiyelini bilmiyorsunuz. Mevcut enerji politikaları itibarıyla Türkiye dışa bağımlı. Cari açığın en önemli nedeni enerji ithalatımız. Böyle baktığımızda hem ekonomimiz hem de dış politikamız üzerinde çok etkili olan iki sektörden bahsediyoruz. Siz eğer burada milli bir politika uygulayacaksanız dünyadaki örneklerine bakın. Bunlar dikey entegre şirketlerdir. Yani arama, üretim, rafinaj, dağıtım, pazarlama hatta elektrik şirketlerine sahiptir.”

Aramacılığın çok riskli ve pahalı olduğunu kaydeden Pamir, şunları söyledi:

“Yani siz bu aramaları yapabilmek için, ülkenizde petrol, doğalgaz var mı yok mu bu konuda somut bir noktaya gelebilmek için çok sayıda kuyu açmak zorundasınız. Bunu yaratabilmeniz için katma değeri yüksek ürünler pazarlanmalı. Yani dağıtım, pazarlama bunlar elinizde olmalı. Ama TP’nin ukdesinde olan Petrol Ofisi 2000’li yıllarda elinden çıkmış. Pektim, Tüpraş çıkmış. Dolayısıyla sadece arama-üretim niteliğinde yanında bir de servis şirketleri olan dar bir yapı kalmış. Bu yeterince kâr yaratamıyor. Yaratamadığınız zaman da yeni arama yatırımlarının önünü kapatıyorsunuz. Dolayısıyla eğer milli bir politika izleyeceksek petrol sektörünün bütün bunları içermesi gerekiyor. Dikey entegrasyondan kastımız budur.”

EKONOMİDEKİ KAMBUR ENERJİDE DIŞA BAĞIMLILIK’

Pamir daha sonra şu görüşleri savundu: “Yani sadece arama ve üretim şirketi değil, bunu tamamlar nitelikte rafinaj, çünkü ham petrolden katma değeri yüksek benzindi, mazottu, jet yakıtıydı, asfalttı, motorindi vs. bütün bunları üretir, pazarlarsınız. Bundan elde ettiğiniz kârı da getirir aramaya, risk sermayesine yatırırsınız. Mantığı budur.

“Dünyadaki örneklerde hepsi böyle örgütlenmiştir ama bizde sadece arama ve üretim var. Yanlış olan iş; milli bir şirketin hem dağıtım şirketi, hem rafinerisi olması gerekirken, tam tersine her şeyi ticaret mantığıyla görüp ‘300 tane istasyonu 490 milyona sattık, buradan da iyi para kazandık.’ Bu değildir mantık. Bu olmamalıdır. Sizin ekonominizin sırtındaki en büyük kambur enerjideki dışa bağımlılığınızdır. Bunu kırabilmek için ulusal politika lazım. Siz tam tersine daha da parçalıyorsunuz. Şimdi sırada TP’nin elde kalan kısmının parçalanması var. Bir de yine elde kalan BOTAŞ’ın üçe bölünmesi var. ‘Herkes gider Mersin’e biz gideriz tersine’ lafını burada uyguluyorsunuz ama bu stratejik ve ulusal güvenlik açısından ciddi bir problemdir. Ülkenin çıkarları açısından doğru bir iş yapılmamıştır.”

Son Dakika Haberleri