07 Mayıs 2024 Salı
İstanbul 12°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

ABD/NATO İskandinavya’dan defol!

İskandinav ülkeleriyle imzaladığı güvenlik anlaşmaları kapsamında ABD, İsveç’te on yedi, Finlandiya’da on beş askeri üssü serbestçe kullanabilecek. Anlaşmaları iki ülke meclislerinin yıl sonunda oylanması bekleniyor

ABD/NATO İskandinavya’dan defol!
A+ A-
ABDULLAH GÜRGÜN

Tüm kuzey ülkelerinin NATO’ya üye olması, İsveç ve Finlandiya’nın ABD ile ikili Savunma İşbirliği Anlaşması [Defense Cooperation Agreement, DCA] imzalaması, tüm Kuzey’de ve Kuzey Konseyi’nde tartışılıyor.

İSKANDİNAVYA’DA DURUM

İsveç ve Finlandiya’nın katılmasıyla İskandinav ülkelerinin tümü NATO üyesi oldu. Grönland ve Faroe Adaları’nın kendi halkı değil; dış işlerinde bağlı oldukları Danimarka karar verdi. İzlanda ise kendi ordusu bulunmayan ama NATO’ya üye olan tek ülke. NATO’da ne işi var?

Bir de İsveççe konuşan ama Finlandiya’ya bağlı Åland Adaları var. Uluslararası anlaşmalar gereği silahsız askersiz bölge. Şimdilik bu anlaşmaya uyuluyor. Ne var ki, Ukrayna-Rusya savaşı burada da Rus düşmanlığını oldukça güçlendirmiş durumda. Sivil savunma kursları adı altında askeri eğitim verilmeye başlandı. Kuzey Atlantik, Arktis ve Baltık Denizi’nde artan gerilimin burayı etkilememesi zor.

İskandinav ülkelerinin örgütü Kuzey Konseyi bu yeni durum karşısında ortak siyasetler geliştirmeye çalışıyor. Uzunca bir süredir Kuzey’in aşırı silahsızlandığına dikkat çekilerek ve özellikle Ukrayna-Rusya savaşı neden gösterilerek ortak güçlenme yolları aranıyor. Kuzey Konseyi’nde tüm Kuzey ülkeleri arasında gerçekleştirilecek ortak alt yapı ve ulaşım projeleri üzerinde duruluyor. Ülkeler arasında gençlerin askere alınması, eğitim, silah ve araç gereçlerin uyumu (standart duruma getirilmesi) konuları görüşülüyor.

Ayrıca Kuzey Konseyi Başkanı Bryndís Haraldsdóttir bir ülkeye karşı alışılagelen, bilindik silahlı saldırıların yanı sıra, tanımı zor saldırı yollarının çıktığını belirtiyor (Hibrit Saldırı). Hasmın zayıf noktalarından yararlanma, siyasi, psikolojik, ekonomik, diplomatik yollarla etkileme, algı yaratma, zayıflatma, sindirme, korkutma, geri adım attırma ve böylece kendi amaçladığı somut hedeflere varma gibi saldırılara karşı kuzey ülkelerinin ortak savunma yolları geliştirmesini istiyor.

Bir diğer konu da Åland ve Faroe Adaları ile Grönland’ın konseyde diğer ülkelerle eşit koşullarda temsil edilmesi.

Bir çalışma grubu 1962’de imzalanan, en son 1995’te üstünde bazı güncellemeler yapılan Helsinki Anlaşması’nın bugünkü koşullara göre (Ukrayna-Rusya Savaşı, İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliği) yenilenmesine çalışacak. Çalışma grubunun önerileri hükümetlerce görüşüldükten sonra haziran ayında Kuzey Konseyi Başkanlığı tarafından ele alınacak. Diğer bir deyişle tüm İskandinav ülkelerinin şemsiye örgütü Kuzey Konseyi bir terzi gibi ülkeleri birbirine yapıştırıp/dikerek bir çuval hazırlayacak ve tüm Vikingleri bu çuvala doldurup Rusya’nın karşısına koyacak.

ABD/NATO İskandinavya’dan defol! - Resim : 1
Türkçesi: -İsveç? Ne zamandan beri askeri hedef oldu?
-Askeri hedef olmaktan korkup Amerikalı askerleri aldıktan beri.

FİNLANDİYA BARUT FIÇISINA DÖNECEK

Finlandiya Cumhurbaşkanı Alexander Stubb hâlâ barış, güvenlik, denge, refah resimleri üzerinden insanlara şirin görünmeye çalışıyor. Dagens Nyheter Gazetesi’ne verdiği bir demeçte “Barışa inandığını” söylüyor. Oysa NATO üyeliği için başı çeken politikacı o. İlk yaptığı işlerden biri de Finlandiya’nın Rusya ile olan sınırını süresiz olarak kapatmak oldu. Bin 340 kilometrelik sınır nasıl kapatılıyorsa...

Sınırın iki yanında akraba insanlar yaşıyor. Çoğu kez kimin Rus kimin Fin olduğu belirsiz. Hele Karalya’da yüzyıllardır sınır bölgelerinden Helsinki’ye hatta İsveç’e uzanan bir ticaret yolu var. Bu yol üzerinde ve diğer sınır bölgelerinde ticaretle uğraşanların şikayetine Cumhurbaşkanı Stubb, “NATO iş alanları açacak” yanıtını veriyor!

Bu sınır boyları daha düne kadar hemen hemen tamamen askersiz silahsızdı. İnsanlar Çarlık zamanından beri sınır bölgelerinde ticaret yapıyordu. Küçük köylerden Ruslara kereste, ahşap eşyalar, mobilyalar ve yiyecek satılıyordu. Birkaç yıl önce AB satış yasağı getirdi. Ayrıca Sovyetler Fin tersanelerine yüzlerce buzkıran ısmarlamıştı. NOKIA Sovyetler zamanında Rus gemilerine radar yapıyordu.

Güneydoğu Finlandiya’da Rusya’ya sınır Karelya bölgesini bilirim. Oğlum Tony Erol’un annesi oradaki İmatra kentindendir. Bir antika dükkânı işletiyordu. Kapattı. Bölgede küçük oteller, moteller, pansiyonlar, lokantalar, dükkanlar vardı; şimdi hüzün veren bir sessizlik... Birbiri ardına kapanan iş yerleri...

Sınırın her iki yanı da silahlandırılacak, asker doldurulacak. Sarışın Fin kızlar artık belki McDonald’s lokantalarında hamburger ve Coca Cola servisi yapacaklar... Fuhuşun, cinsel suçların artacağına da kuşku yok.

Öte yandan Rusya’ya bırakılmış ve artık bir sorun olmaktan çıkmış olan Finlandiya Körfezi’ndeki dört ada ve Karelya, Petsamon, Salla, Kuusamo bölgelerindeki kısımlar, büyük olasılıkla Finlandiyalıları Rusya’ya karşı kışkırtmak için kullanılacak. Finlerin ünlü “Sisu” huylarını düşünüyorum. “Sisu” sözcüğünü çevirmek zor. “Ölümüne kararlılık” diye yorumlayabiliyorum. Kafaları bozuldu mu ölümüne girerler durduramazsınız. Yarın Amerikalıların bir kışkırtmasıyla, örneğin bir Karelya sorunu çıkabilir. Bir Amerikalının ya da kışkıran bir Finlandiyalının Rus tarafına bir kurşun atması yeter...

Çıkabilecek sorunlara İskandinavya’nın en kuzeyinde Arktik’e kıyısı olan Amerika, Rusya, Norveç, Kanada ve Grönland arasındaki güvenlik ve yeraltı kaynakları, enerji, ticaret yolları ve bölgedeki onlarca küçük adanın egemenliği konularında artan çıkar çatışmaları ve Kola Yarımadası’daki gerginlikleri ekleyin.

Kuzey İskandinavya’da Norveç, İsveç, Finlandiya ve Rusya’da yaşayan Lapon halkının hal i pür melalinin ne olacağını ise düşünmek bile istemiyorum.

Finlandiya’nın başkenti Helsinki büyük güçlerin en zor dünya sorunlarını tartışabildikleri tarafsız bir merkezdi. Ona da yazık oldu.

UYANIK SOSYAL DEMOKRATLAR

Rus düşmanlığı artık ölçü tanımıyor. Şimdi aralarında İsveç Sosyal Demokrat Parti Başkanı Magdelena Andersson’un da bulunduğu bazı uyanık İskandinavlar Rus varlıklarına göz dikti. ABD ve AB Rusların 300 milyarına el koymalıymış. Ukrayna’ya silah cephane alınmalıymış. Rusların da ABD ve AB’nin Rusya’daki varlıklarına el koyabileceği nasılsa akıllarına gelmiyor. Akıllılar şimdiden Rusya’ya diz çökertip parasına çökmeyi hesaplıyorlar.

Ama İskandinavların kendi sözleri vardır, “Ayıyı avlamadan kürkünü satma”. Hani biz de diyoruz ya, “Dereyi görmeden paçaları sıvama” diye.

Sosyal Demokratlar kafayı mı yedi? Daha NATO üyesi olmadan Afganistan’da kaç İsveçli gencin öldüğünü unuttular mı?

ABD de Ukrayna’ya altmış bir milyar dolar verme kararı aldı... Ayrıca İsrail'e yirmi altı milyar ve Tayvan’a sekiz milyar dolar verecekmiş.

Bu dolarlar ölüm makineleri, mermiler olarak dönecek. Gençler ölecek.

Amerikan Emperyalizmi ders almıyor. Afganistan’ı ele geçirmek için harcadığı 2 313 milyar dolarla ne kazandı? 243 000 insanın ölümüne neden olduktan sonra kuyruğunu kıstırıp kaçmadı mı? ABD’nin milyar dolarları şimdiye dek kaç ülkeyi mezarlığa çevirdi? Pek çok ülkeyi, Türkiye’yi, Polonya’yı, Almanya’yı ve İsveç’i ve Finlandiya’yı mülteci deposuna çevirmedi mi? Rusya’ya “Nükleer silah kullanırım ha” dedirtmedi mi?

Cenab-ı Mevla Magdalena Andersson Hanımefendi’ye akıl fikir versin.

İSKANDİNAVYA ABD’YE TESLİM OLDU

İsveç Savunma Bakanı Pål Jonson ile ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin Savunma İşbirliği Anlaşması’nı (Defense Cooperation Agreement, DCA) imzaladılar. Gene anlaşma içeriği konusunda halkı bilgilendirmeden, kamuoyunda tartışmadan...

Ayrıntıları öğrenildikçe yurtseverleri çıldırtan bu anlaşmaya düzenin tüm siyasi partileri boyun eğmiş görünüyor.

Bu anlaşmalar ABD’ye, İsveç’te on yedi; Finlandiya’da on beş askeri üssü serbestçe kullanma hakkı veriyor. Anlaşmanın kabulü için parlamentonun üçte iki oy çoğunluğu gerekiyor. 2024 sonlarında oylanması bekleniyor.

Yurtsever İsveçliler sormaya başladı: İşgalin ilk adımı mı?

Ne iktidar ne de muhalefet partilerinin gıkı çıkıyor.

DEVRİMCİ YAZARDAN TEPKİ

1970’li yıllarda İsveç Gladio’su Informations Byrån’u (IB) ifşa ettiği için üç ay hapis yatan, Emperyalizme karşı mücadelesiyle de tanınan Devrimci Araştırmacı Gazeteci Yazar Jan Guillou, Afton Bladet Gazetesi’nde iki yazı yazdı ve anlaşmanın içeriğini kamuoyuna sundu. Sanırım bizim üslerle ilgili ikili anlaşmalardan farkı yok. Önemli bölümlerine bakalım.

TESLİMİYET MADDELERİ

- ABD, “üzerinde anlaşmaya varılan tesis ve alanlara engelsiz erişim ve bunların kullanım” hakkına sahip olacak. İsveç’in tüm hava üsleri ve büyük askeri tesisleri bu anlaşma içinde.

- Bu askeri tesislerin yanısıra “İstem üzerine(!)” sadece Amerikalı askerlerin girip kullanabileceği (Buralara İsveç Güvenlik Polisi (SÄPO), sivil, asker, polis kimse, hiçbir yerli giremeyecek) ve Amerikan yasalarının geçerli olacağı özel araziler, özel varlıklar, yollar, rıhtımlar, havaalanları ABD hizmetine sunulacak. ABD buraları büyütebilecek, silah ve mühimmat depolayabilecek. Bunların neler olacağı açıklanmıyor. Nükleer silah bile yasaklanmamış. Oysa aynı anlaşmayı yapan Norveç, Danimarka ve Finlandiya nükleer silahları yasaklamış.

- İsveç’te konuşlanacak ABD askerleri, sivil çalışanlar ve ailelerine sunulan hak ve ayrıcalıklar bu anlaşmada sayfalarca sıralanmış. Onlara pasaport ve vize zorunluluğu yok. Amerikan askeri kimliği yeterli. İsveç polisi bunları denetleyemeyecek. Arabalarına İsveç plakaları takılacak ama kime ait oldukları gizli tutulacak. Tüm ABD personeli vergi, KDV, gümrük, içki vergisi vermeyecek, istedikleri kadar döviz getirebilecekler, ABD uçakları tüm İsveç hava sahasını, ABD gemileri İsveç karasularını serbestçe kullanabilecek. ABD hava ve deniz araçları İsveç makamlarınca denetlenemeyecek.

- 12. Maddeye göre ABD asker ve sivil personeli ile aileleri İsveç mahkemelerinde yargılanacak ancak İsveç yasalarına göre cezalandırılamayacak. Dava bir yıldan fazla sürerse düşecek (?!). Çelişkili. İsveç polisinin suç işlediği şüphesi olan bir ABD askerini üssünde yakalayıp getirmesi mümkün değil. Gerçekte tam dokunulmazlıkları var.

- Televizyon kullanma ücreti ödemeyecekler, Amerikan posta pulu kullanabilecekler, İsveç sendikal hak ve kuralları geçerli olmayacak.

- Anlaşma metninin altında hazırlayanların adı yok. Belki de daha önce işgal etmiş oldukları bir ülke ile yapılan anlaşmanın bir kopyası.

Jan Guillou bu durumu İsveç’in kendi rızasıyla teslim olması olarak niteliyor. Anlaşmanın NATO ile ilgisi olmadığının, kontratın ABD ile İsveç arasında yapıldığının ve ABD’nin NATO’dan çıkması durumunda da geçerli olacağının altını çiziyor. Bu metnin dışişleri komisyonunda bile görüşülmediği kanısında olduğunu belirterek şu soruları soruyor:

“Sosyal Demokrat Parti, Sol Parti, Çevre Partisi, Merkez Parti ve hükümet aynı görüşte miydi? ‘Milliyetçi’ İsveç Demokratları da gerçekten İsveç’in bağımsızlığının satılmasına göz mü yumdu? Gerçekten İsveç’i bu şekilde, Avrupa’da bir savaş çıkması durumunda Rusya’nın ilk hedefleri arasına sokan kim?”

Yazar, Hükümetten eleştirilere gelen, “Anlaşma Kuzey Avrupa savunması için bir temel taşıdır”, Parlamentoda anlaşmaya ilişkin geniş bir görüş birliği var”, “Biz dostlarımızla dayanışma içindeyiz”, “güvenlik ve denge”, “İsveç'te nükleer silahlara nasıl baktığımız konusunda geniş fikir birliği”, “Rusya büyük siyasi ve askeri riskler almaya hazır”, “Anlaşma İsveç yasalarına saygı üzerine kurulu”, “bizim için önemliyse İsveç mahkemelerinde yargılanacaklar”, “İsveç’te kalıcı üs kurmaları ve nükleer silah kullanmaları güncel değil (Doğru görünen yalan. Şu anda güncel değil, çünkü şu anda ABD’nin İsveç’te üssü ve nükleer silahı yok. Dolayısıyla güncel değil)” gibi yanıtları gevezelik olarak niteliyor ve “Hükümet bize elinin orta parmağını gösteriyor” diyor.

Yazar şöyle devam ediyor: “Hükümet bize yalnız orta parmağını göstermekle kalmıyor; işaret parmağını sallayarak tehdit de ediyor: ‘İsveç’in çıkarlarını zedeleyen aktörler DCA-Sözleşmesi’nin amaç ve içeriğini çarpıtıyorlar’... Bu da ‘ABD önünde diz çökme anlaşmasını eleştirenler suçludur’ anlamına geliyor”...

Jan Guillou, “Şimdi biz anlaşma uyarınca nereye gittiğini bilmediğimiz ve soramadığımız bir uçak gemisine bindik” diyor.

ABD VE NATO’YA HAYIR!

İsveç’te devrimciler, Emperyalizme karşı olanlar, yurtsever gazeteciler, aydınlar ABD ve NATO’ya karşı seslerini yükseltiyorlar. Anlaşmanın parlamentodan geçmesini engellemek istiyorlar.

Meydanlarda daha sık duymaya başladığımız sloganlar bizim yıllardır haykırdıklarımızla aynı:

NATO’YA hayır!
ABD İsveç’ten defol!

Kahrolsun Amerikan emperyalizmi!

ABD/NATO İskandinavya’dan defol! - Resim : 2

İskandinavya NATO ABD İsveç emperyalizm