08 Mayıs 2024 Çarşamba
İstanbul 20°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Erdoğan da, Gül de "işareti" aynı yerden aldı

Rafet Ballı

Rafet Ballı

Gazete Yazarı

A+ A-

2013'ün başlarıydı.

Taksim olaylarından bir-iki ay önce.

İslamcı cenahtan bir dostumla sohbet ediyorduk.

Fikri ve zikri olan biri.

Önceleri değildi. Fakat Gül-Gülen cenahına yaklaşmıştı. Siyaseten.

Aydınlık medya grubundan yana bir kaygısı vardı.

Açıkça söylüyordu da.

Bir: Gül ile Erdoğan arasında bir çelişme var.

İki: Cumhurbaşkanlığı seçimine doğru gerilim artacak. Ufukta kapışma görünüyor.

Üç: Aydınlık çizgisi yanlış yapacak. "Daha millidir" diye Erdoğan'dan yana tavır alacak.

Aynen böyle demişti.

***

İtiraz ettim tabii.

İkisi arasında temel bir fark yoktu..v.s.

Fakat dikkatimi çekmişti.

Büyük kuvvetler için.. Aydınlık geleneğinin dostluğu da, düşmanlığı da önemliydi.

***

Sonra Taksim başladı.

Gülen'i tam teşhis edemedim.

Fakat Gül cenahı mutluydu.

Erdoğan iddiasını kaybetmişti.

Taksim, "Parti de benim, Çankaya da" dönemini kapattırmıştı.

Görüşleri aşırı netti:

Bir: Erdoğan çizildi. Muktedir değil artık.

İki: Taksim'in içinden iktidar çıkmaz.

Üç: CHP ve MHP'nin milletten oy alma yeteneği yok.

Dört: İktidarın temel kuvveti yine AKP içinden çıkacak. Yani Gül.

***

Gül-Gülen cenahı.. Taksim'den sonra bir "iktidar programı" uygulamaya başladı.

Altını tekrar çiziyorum: Gül-Gülen cenahı, bir iktidar programı uyguluyor. Erdoğan'ı dışlayan..

Taksim'e: "Çiçek, böcek, ağaç aşaması"na sahip çıkmak.

CHP'ye: Devleti birlikte onarmak.

Batıya: NATO'nun önüne geçmemek, uygun adım yürümek.

AKP'ye: İktidarı kaba-saba değil, incelikli politikalarla sürdürmek.

***

Birkaç bilgiyi paylaşalım.

Temmuz başında Almanya'daydım.

Eski politikacı bir tanıdıkla gündemli konuşmuştuk.

Pensilvanya'nın Erdoğan'a yazdığı bir mektuptan söz etti:

Özeti: "Suriye'de kendinizi geri çekin."

İddiası: "Mektubun bir örneğini ben de okudum."

Devamı var:

Mektup ABD ve Almanya'da tepki yaratıyor.. Savaş lobilerinde.

Cemaat hakkında iki soruşturma birden açılıyor.

ABD'de FBI.. Almanya'da BND tarafından..

Sadece bir "ikaz" imiş ki... Arkası gelmiyor.

***

En son Lübnan seyahatinde.. Eylül sonundaki..

Batı'da savaş isteyenleri ve istemeyenleri konuşuyoruz.

İngiltere'nin tavrı konusu gündeme geldi.

İngiliz parlamentosunun savaşı reddetmesi ne anlama geliyordu?

Cevaplar ilginçti:

Bir: "Parlamentonun hayırı, hükümetin bilgisi ve onayı dahilindeydi."

İki: "İngiltere, savaş istemeyen Obama'nın elini güçlendirmek için erken davrandı."

Gerisi daha da ilginçti..

Üç: "ABD-Rusya-İngiltere-İran arasında gizli görüşmeler var.."

Dikkat: Rusya'nın olması doğaldı. Fakat İran.. Bir şeyler oluyordu..

***

Son birkaç günün gelişmeleri..

Türkiye-Irak arasındaki gizli görüşmeler.. Açık temaslar dönemine evrildi.

En son Davutoğlu, Bağdat seyahati hazırlıklarına başladı. Yazdık.

Mısır'da AKP zaten geri adım atmış.. Büyükelçiyi geri göndermişti.

Bu arada.. AKP Türkiye'si.. Suriye konusunda.. Rus lider Putin'den bir de teşekkür aldı:

"Türkiye, İngiltere ve Fransa'ya, krizin barışçı yollarla çözümüne yönelik tekliflerimizde mutabık kaldıkları için teşekkürlerimi iletiyorum."

Demek Davutoğlu, Eylül'ün üçüncü haftasında Paris'e bunun için davet edilmişti.

Şu 3+1 toplantısı için (ABD-İngiltere-Fransa + Türkiye).

Paris'te bölgesel savaş lobisi uyarılmıştı. İsrail-Suudi Arabistan ve AKP hükümetinden oluşan.

***

Bir soru açıkta bekliyor.

AKP içinde.. Gül ve Erdoğan arasında.. Ortadoğu politikasında temel bir ayrılık mı oluştu?

İkisi, Batıda farklı merkezlere mi bağlı?

Mesela: Gül, Obama ekibine?!.. Erdoğan neoconlara?!..

Sınırlı verilerle, sınırlı bir cevap:

Gül de, Erdoğan da aynı merkezlerle iş yapıyor..

Üstelik son dönemde Erdoğan ve Davutoğlu, "hizaya sokuldu".

Fakat, Gül'ün eli daha rahat.. Eski uygulamaların yükünü taşımadığı için.

***

İran cenahında bir nabız yoklaması:

"İki tarafın saati de aynı yere ayarlı. Batı da İransız çözüm olmayacağını söylemeye başladı. İki tarafın da hareketlenmesi bu yüzden.."