26 Nisan 2024 Cuma
İstanbul 16°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Erdoğan, Davutoğlu'na 'gidiş' işaretini vermiş

Rafet Ballı

Rafet Ballı

Gazete Yazarı

A+ A-

Hükümetteki revizyon Aralık'ta. Aday bakanlar vesilesiyle yapılacakmış.

Hangi bakanlar aday, ayrı konu. Asıl önemlisi, kimlerin gönderileceği.

Bir isim özellikli: Ahmet Davutoğlu. Dışişleri koltuğunu koruyabilecek mi?

***

Geçen hafta bir gazeteciyle konuştuk.

AKP'li. "İstihbarat" bilgilerine hayli yakın..

Davutoğlu'nu suçluyor. Hele Suriye konusunda.

Erdoğan Suriye'de Davutoğlu'ndan farklıymış!? Şaşırdım.

Davutoğlu'na eleştirisi: Esad muhalifleri arasında ayırım yapması.

Daha çok da Selefilere destek vermesi.

Eğer gerçekten böyleyse.. El Kaidecilere ağırlık verilmesi onun projesiyse..

Davutoğlu için yolun sonu demek.

Batı, El Kaide üzerinden eleştiriyor çünkü.

***

Gazeteci muhatabım anlattı.

Davutoğlu'nu "gitme" endişesi sarmış zaten.

Geçenlerde kendini tutamamış..

Aralık'ta ABD'deki bir toplantı bahanesiyle.. Erdoğan'ı yoklamış.

"Efendim, görüşme randevuları vereyim mi?"

Gidici mi, kalıcı mı? Bir tür test.

Erdoğan pek umut vermemiş: "Hele bakalım Hoca."

***

Kaynağımdan bir başka iddia daha.

Erdoğan, bir görüşmede.. Davutoğlu'nu adeta azarlamış.

Beşar Esad'ı hatırlatarak:

"Hoca Hoca! 3 ayda gidiyor dedin.. Şimdi, hale bak.. Mursi'nin başını yedin!"

Özet: Erdoğan, Davutoğlu'na kızgın. Dıştaki bozgundan onu sorumlu tutuyor.

Not: Kaynağım yeni. Güvenilirliğini test etmedim. Fakat anlattıkları tabloya aykırı değil.

***

AKP'deki genel hava da böyle.

Mısır, Irak ve İran'da dönmeye çalışıyor.

Sonuç alabilir mi?

Anahtar ülke Suriye. Temel bütün tercihler Suriye'yle bağlantılı.

Şam'la barışmadan mesafe alınamaz.

Erdoğan direksiyondayken barışmak mümkün mü?

Abdullah Gül cenahı açıkça söyledi. Yazdım.

"Tayyip Bey'li Türkiye yeni Ortadoğu'da politika yapamaz."

Yani: "Tayyip Bey tasfiye edilmeden.. İran ve Suriye ile barışmak mümkün olmaz.."

(Bak: Erdoğan dışta istenmeyen adam, yerini Gül alıyor, 5 Kasım 2013 tarihli Aydınlık).

***

Soru şu: Erdoğan Davutoğlu'nu feda ederek.. Kendisini kutarabilir mi?

Gül-Gülen blokundaki algıyı aktardım: "Hayır!"

Peki, asıl muhataplar ne düşünüyor?

Yani Suriye ve İran.

Tahran ayrı bir yazı konusu.

Şam'ın sinir merkezlerine bakalım.

Uzağa gitmeyeceğim. Dünkü Aydınlık'taki yazıya dikkat çekeceğim.

Bessam Ebu Abdullah imzalı. (Bak: Bölgemiz nereye gidiyor, 21 Kasım 2013)

***

Prof. Dr. Abdullah adını bir yere kaydedin.

Bilinen sıfatları:

Şam Üniversitesi öğretim üyesi. Şam Stratejik Araştırmalar Merkezi Müdürü.

Az bilinir:

Ankara'da Suriye Büyükelçiliği'nde görevliydi. Türkiye'yi yakından izler.

Pek bilinmez:

Suriye Cumhurbaşkanlığı sarayına yakın kaynaktır.

Yabancı heyetlerle bazı görüşmelere katılır.

"Türkiye dosyası"nı hazırlayan isimlerdendir.

İlgilisine : Sadece tahlil yapmıyor.. Yazdıklarının siyasi karşılığı vardır.

***

Bessam Abdullah diyor ki:

Genel tablo: "AKP dış politikaları iflas etmiştir... Artık güven telkin etmekten uzaktır."

AKP'nin boynuna asılan yeni yafta: "Bu politikalar Türkiye'nin başına bela olmaktadır. AKP hükümeti 'terör' üreten ve teşvik eden ciddi iddialar(ı) ile boğuşacaktır."

Savaş kışkırtıcıları cephesi: "ABD ve özellikle Fransa içinde bir grup, Suudi hanedanlığın bir bölümü, İsrail içinde bir kitle, AKP hükümeti içinde bir cenah.. bölgemiz için büyük devletler tarafından öngörülen çözümü baltalamak için her türlü çılgın projeler içinde yer alacak kadar raydan çıkmış görünmektedir."

(Sonuç: Amerikancı cephedeki ülkelerde bölünme var. Savaş isteyenler hâlâ vazgeçmedi! Yeni tertipler olabilir!)

Kimler gidici: "Yobaz Suudi rejimi.. Irkçı-faşist Netanyahu hükümeti.."

***

Asıl Türkiye için söyledikleri önemli.

Şart: "Türkiye'nin dış politikasında köklü bir değişim zorunludur."

Erdoğan'a güvenmiyoruz: " Bu değişimi yaratacak ve devletlerarası ilişkilerde güven unsurunu tekrar tesis edebilecek bir siyasi iktidara Türk halkının temiz oksijen kadar ihtiyacı vardır."