26 Nisan 2024 Cuma
İstanbul 19°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Erdoğan Esad’ı dinler mi?

Mehmet Yuva

Mehmet Yuva

Gazete Yazarı

A+ A-

Medeniyetler çatışması savını ortaya atan tekelci holdinglerin yeni din savaşları çıkarmanın peşinde olduğu, çatışmayı da, savaşı da ardından dinler arası diyalog faaliyetlerini de bunların tanzim ettiği aşikâr. Moon, Gülen Cemaati, Yahova şahitleri, Bahai İtikadı ve itibarlı Georgetown üniversitesinde kurulan Hristiyan-İslam Kardeşliği Merkezi’nin arkasında aynı üst-aklın mevcut olduğunu görüyoruz.

ABD’li “muhafazakârların” en büyük finansörü “muhafazakâr” Suudili milyarderler. Üniversitemde tarih bölümü başkanı olan, İslam tarihi üzerinde uzmanlaşmış, benim Kıbrıs üzerine yaptığım tez çalışmama süpervizörüm Prof. John Voll idi. Bölümün Ortadoğu üzerine uzmanlaşmış tek profesörüydü. Mısır eski Cumhurbaşkanı Mübarek tarafından devlet nişanı ile ödüllendirilmişti. 1993’te aniden üniversitemizden ayrıldı.

KALIN NERENİN MÜDAVİMİYDİ?

Bir müddet sonra Prof. John Esposito ile birlikte Georgetown Üniversitesine Dinler arası diyalog çerçevesinde Hristiyan Ve İslam Anlayışı Enstitüsü (Institute for Christian-Muslim Understanding) yönetim kadrosunda yer aldığını öğrendik. Halen merkezde görevini sürdürüyor. Bu merkezin müdavimlerden birisi de Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın idi.

Bu merkezi milyonlarca dolar ile fonlayan patron Suudili milyarder Talal Bin Velid el-Suud. Bu prens kim mi? Müteveffa Kral Abdullah’ın yeğeni. Bodrum’a lüks yatı ile geldi, milyarlarca dolar servet sahibi prens ülkemizi şahlandıracak prensin Suudili modern ve seksi eşi, poposu ve göğüsleri ile herkesin gönlüne taht kurdu diye parlatılan Suudili dolar milyarderi.

Peki, milyonlarca dolar Suudi parası ile fonlanan merkez Hristiyanlarla Müslümanlar arasında, Batı ile Doğu arasında arzulanan anlayışı, diyaloğu, kardeşliği sağlayabildi mi? Suudi milyon dolarların, ABD Kongresinde etkili olabilmek için, finanse ettiği senatörler hiç para etti mi? Tabi ki hayır. Obama’nın vetosuna rağmen Suudi hanedanlığını 11 Eylül terör eylemi ile ilişkilendiren yasa tasarısı ve Suudi hanedanlığına karşı dava açma hakkı bu kongrede onaylandı.

SUUD’UN KURTULUŞU YOK

Söz konusu olan Suudi hanedanlığın ABD’de sahip olduğu 750 milyar dolar ve davadan sağlayacağı 8 trilyon dolar olunca Suudilerin lobi faaliyetlerine harcadığı milyon dolarların sihri kalmıyor. Suudi hanedanlığın Rusya ile petrol konusunda uzlaşması, Türkiye’ye sığınması onu ABD’nin gazabından kurtarmaya yetmeyecek. Tek kurtuluşu milyarlarından vazgeçmesi, petrolünü ABD’nin mutlak denetimine bırakması ve bölgesel savaşta itaatkâr bir asker olması. Her iki durumun Suudi hanedanlığını bekleyen karanlık geleceği engellemesi çok zor.

Bir asırdır İngiltere, ABD ve İsrail’e muazzam imkânlar sunan, Irak, Libya, Yemen, Lübnan ve Suriye’nin paramparça olması için tüm imkânlarını seferber eden Suudi hanedanlığı dost ve müttefik kabul ettiği bu devletleri memnun edebildi mi? Hayır. Suudi hanedanlığı gibi Türkiye de ABD’de etkili olmak için lobi şirketlerine milyonlarca dolar aktarmış. Yazık olmuş.

DİRENMEK DAHA KARLIDIR

Bugün düşman bellediğiniz eski kardeşiniz Esad’ı neden dinlemediniz? ABD başkanlarının birçok kez ziyaret ettiği Şam neden teslim olmadı biliyor musunuz? Sizin kadar akıllı olmadığı için mi? 2004’te Şam’a imtiyazlar ve müttefiklik öneren ABD Dış İşleri Bakanı Colin Powell’in uzattığı eli neden tutmadı idrak ediyor musunuz? Sizin kadar zeki bir hükümdara sahip olmadığı için mi?

İspanya’yı 1492’ye kadar yönetmiş, Horasan diyarına kadar muazzam bir coğrafyayı idare etmiş, dünyanın en etkili medeniyetlerine ev sahipliği yapmış bir Suriye’den bahsediyoruz. Peki, neden teslim olmayı seçmedi? Bunun cevabını bugün artık haz almadığınız bu genç adamdan Esad’ tan dinleyelim: “ABD’ye karşı direnmek ona teslim olmaktan daha karlıdır.”